418 saatliğine kapalıyız!..
Çocukluk çağımızda Ramazan ayı
geldiğinde lokantaların çoğunun vitrin camında “Ramazan dolayısıyla kapalıyız” yazardı.
Bugünden itibaren tüm Türkiye
kapanıyor. Şehr-i Ramazan’dan dolayı değil, 31 Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaleti
Wuhan kentinde ortaya çıkan ve insanlığın üzerine kâbus gibi çöken yeni tip
koronavirüsten (Kovid-19) dolayı kapanıyor.
Bütün tedbirlere, sağlık
ordusunun nefesi kesilenlere, nefes olmak için aylardır evlerinden,
sevdiklerinden uzakta kalarak fedakarca savaşmasına, aşılamaya (14 Ocak 2021
tarihinden şu ana kadar 22 milyon 261 bin 317 doz aşı yapıldı) rağmen seri
katil durdurulamıyor!...
*
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim
Kurulu tavsiyesi, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi kararı ile hafta sonu kapanma
denendi, olmadı. Kontrollü kapanma denendi, yine olmadı. En sonunda “tam kapanma”da karar kılındı.
Kararın ardından mega kentlerden
köylere, tatil beldelerine “büyük göç”
başladı. Bilet fiyatları fırladı; fakat büyük göçü durdurmak nafile, imkânı
olanlar yollara döküldü.
Bugün (29 Nisan) saat 19.00’da
başlayıp 17 Mayıs Pazartesi 00.05’e kadar sürecek 17 günlük (418 saat) “tam kapanma” hayatı kilitleyecek. Kısıtlamayı
hafife alıp aymazlık yapmaya kalkanlar hem para cezasına maruz kalacak, hem de
“kara liste”ye alınacak.
Yani istesekte istemesekte; “Hayat Eve Sığar”. “Hayat Eve Sığar” sığmasına da kimi kimsesi olmayan, eli ayağı
tutmayan ne olacak; merak etmeyin onların imdadına her zaman olduğu gibi yine Vefa Sosyal Destek Grupları, Hızır gibi
yetişecek.
*
İyi de biz ne ara salgında bu
kadar kötü hale geldik?!.. Salgının 4. dalgasına kapılıp, günlük vakanın 61
binleri aştığı, ölü sayısının 400’lere yaklaştığı zaman. (Dün itibariyle Türkiye’de
39 bin 057, dünyada ise 3 milyon 159 bin 673 kişi koronavirüsten hayatını
kaybetti.)
Şu mübarek Ramazan’da şeytanlar
bile zincire vuruldu, amma velâkin insanlık koronavirüsün esiri oldu. Bu
Kovid-19 öyle sinsi bir bela ki, “Ben
oruçluyum” deseniz de başınızdan defedemiyorsunuz.
Fakat yaşanan bu “küçük kıyamet”e rağmen hayat devam
ediyor.
*
Bu “tam kapanma” döneminde artık yüz yüze eğitim yok, sınav yok.
Hânelerin bir köşesine çekilip; haytalık yapmadan derslere dijital ortamda
çalışmak var.
Parklar, bahçeler, mesire
alanları ıssızlaşacak. Çocuk seslerinin yerini kuş cıvıltıları kaplayacak. Sahillerde
yakamozların büyülü ışıltısında yürüyenlerin gözlerini kamaştıran güzellikler
göz hapsinden kurtulacak.
Bu yasaklı günlerde sadece
yabancı uyruklu turist ve mitili Türkiye’ye atan mülteciler (ne hikmetse Kovid-19
bunlara musallat olmuyor!) koronavirüse çalım ata ata gönül rahatlığıyla hem
insan, hem de araç trafiğinden âri olarak doya doya güzelliklerin tadını
çıkaracak!..
Mecburen, mecburiyetten memurlar,
emekçiler koronavirüsü boykot edip, greve çıkacak. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma
Günü “tam kapanma”ya denk
geldiğinden Taksim Meydanı ve dahi bütün meydanlarda nümayiş çıkarma eylemleri
icra edilemeyecek.
“Sıkıldım, çarşıya, pazara, AVM’ye
gidip şöyle gönlüme göre alışveriş yapıp zaman öldüreyim!..” denecek günler
geride kaldı; bir süre eskilerle idare edilecek.
Fırınlar her dem açık; ekmek ve Ramazan
Pidesi mahrumiyeti yaşanmayacak. Marketler, manavlar, kasaplar, pastaneler ve kuruyemişçiler
10.00 ile 17.00 arası (Pazar günü hariç) halkın taleplerine âmâde olacak.
Canınız şöyle güzel bir restoran
veya lokantada iftar açmak mı istedi; al getir 7/24 emrinizde, kuryeler anında
yetişecek.
*
Vakit artık, huzuru evde arama
vakti. Şu mağfiret günlerinin kıymetini bilmek, tefekkür edip Rab’den
günahların bağışlanmasını dilemek gerek. Bu günler, fırsat günleri!.. Ramazan’ın
son on gününde kurtuluşa ermek, Kur’an’ın indirildiği “Bin Aydan Daha Hayırlı Gece”yi aramak, Rahmet Peygamberi’nin
sünneti itikâfa çekilmek gerek.
Gün gelecek, bugünler de geçecek;
sonra bayram gelecek. Namazlar edâ edildikten sonra bu bayramda da çocuklar
yine büyüklerinin elini koronavirüs belasından dolayı öpemeyecek. Evler kimin
daha çok şeker, kimin daha çok harçlık topladığı muhabbetinden yoksun kalacak.
Bu günlerde geçecek!.. Allah ömür
verirse günler 17 Mayıs’ı, saatler 00.05’i gösterdiğinde “tam kapanma” bitecek, hayat kaldığı yerden devam edecek.
İyi mi olacak, kötü mü; orası muamma!.. Bekleyip, göreceğiz; inşallah.