Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2966.08
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Aralık 2014

40 yıl sonra iklim bahara dönüyor

Ekim ayında Milat Gazetesi olarak, Doğu ve Güneydoğu'daki kanaat önderleri, siyasi parti ve STK temsilcilerinden görüşler alarak dizi haberler yayınladık.

Kürtlerin dini kanaat önderlerinin, bölgedeki STK'ların, PKK varlığından dolayı yıllardır konuşmaya ve siyaset üretmeye çekinen kesimlerin, bölgedeki diğer aktörlerin, moral değerler temsilcilerinin de Çözüm Süreci'nde 'muhatap' olması anlamında "Öteki Kürtler unutulmasın" dedik.

Özellikle 6-8 Ekim olaylarında 50 Kürdün, yine kendini bölgenin "dominant unsuru" olarak gören Kürtler tarafından vahşice katledilmesi maalesef, bizim ısrarlı yayınlarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu.

***

30 yıllık 'düşük yoğunluklu çatışma' döneminde PKK, silahla Türkiye Cumhuriyeti devletini yenemeyeceğini anladı. PKK'lı yöneticilerden biri birkaç yıl önce 20 senedir kendilerinin dağlarda olduğunu ancak 20 yıldır her sene karşılarında 20 yaşında Mehmetçik bulduklarını söylemişti. Bu, devletin savaşacak insan kaynağının tükenmesinin mümkün olmadığına yönelik bir tespitti.

Aynı şekilde dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da dağdaki PKK'lı militanların sayısının 6-7 bin civarında olduğunu ve 30 yılda 30 bin PKK'lının öldürülmesine ve bunun PKK'nın en az 5-6 kez bitirildiği anlamına gelmesine rağmen aynı sayınının yerli yerinde kaldığını ifade etmişti.

Bu karşılıklı durum tespiti aynı zamanda AB destekli, "Kürt sorunu sürekli kan parantezinde kalmalı" tezinin, herkese, ne kadar saçma ve paradoksal olduğunu göstermişti.

***

70'li yıllarda bölgede birçok silahsız, şiddete karşı yapılar da vardı. Fakat PKK'nın silahla bölgeyi dizayn etmeye başlamasıyla birlikte tüm bu hareketler ya sindirildi ya ezildi ya da sahneden çekilmeye, sesini kesmeye zorlandı. Meydan sadece PKK'ya kaldı.

Federasyondan, self determinasyondan, özerklikten hatta bağımsızlıktan yana olduğunu söyleyen Kürt siyasi yapıları da Çözüm süreciyle birlikte siyasal zeminde sesini yükseltmeye başladı.

Çözüm Süreci, en sert, en ayrılıkçı söyleme sahip olsa da elinde silah olmayan, şiddete başvurmayan, siyaset zemininde 'öldürmeden' söz söyleyen Kürtlere büyük ihtiyaç olduğunu gösterdi.

***

Yaklaşık 40 yıl sonra PKK öncesi iklime geri dönüş emareleri belirmeye başladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen hafta HAK-PAR ve HÜDA-PAR'a nezaket ziyaretlerinde bulundu. Bazı söylemleri, HDP'den bile daha sert olmasına rağmen silahı ve şiddeti reddeden bu partilerin açıklamalarını kamuoyu ve siyaset tolere edebiliyor.

Türkiye 14 Aralık operasyonu hengamesinde Paralel Yapı gündemine kilitlenmişken üç gün sonra Öcalan'dan gelen bir açıklama ilginçti.

17 Aralık'ta İmralı'ya giden HDP heyeti kamuoyuna Öcalan'ın, "Müzakerelerin önünde engel kalmadığına" yönelik ifadelerini duyurdu.

40 yıl sonra iklimin bahara dönüşmesi yolunda önemli bir kavşakta bulunduğumuzu ve çok büyük bir engeli saf dışı bırakmak üzere olduğumuzu düşünüyorum.

Bu milletin evlatlarının bir damla dahi kanı akmasın diye mücadele edenlere Allah (CC) güç versin.