Dolar (USD)
34.87
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
3041.28
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2024

​4. İstanbul Eğitim Zirvesi

Malumunuz tüm dünyanın dikkati Suriye’deki gelişmelerde. Gündem çok yoğun. Olaylar hızlı gelişiyor. Ülkemiz meseleye vakıf ve yapılması gereken ne varsa yapıyor.

Bu arada İstanbul’da çok önemli bir eğitim zirvesi gerçekleşti. Maarif Vakfı Basın Müşaviri Ahmet Yavuz, zirve hakkında bilgiler gönderince dikkatimi çekti ve yazma gereği hissettim.

Gündem ne olursa olsun eğitim meselesi benim için her daim önem arz eder. Öncelikle Maarif Vakfı’nı, sekiz yıl gibi kısa bir sürede uluslararası eğitimde Maarif Okulları ile ülkemizi ilk beşe sokan Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün’ü ve Maarif’e emek veren bütün ekibini tebrik ederim.

İstanbul Eğitim Zirvesinin Düzenleme Komitesi Başkanı Zeynep Arkan. Kapanışta yaptığı konuşmada; “Eğitim, dönüştürücü gücüyle, ayrılıkları kapatma, yaraları sarma ve diyalog ile birlikte yaşama kültürünü geliştirme potansiyeline sahiptir” diyor. Kesinlikle katılıyorum. Doğru bir eğitimle bunun mümkün olabileceğini düşünüyorum.

Zirve, “Eşit ve Daha Adil bir Toplum ve Sürdürülebilir bir Gelecek için Eğitim” temasıyla çevrimiçi olarak gerçekleşmiş. ”Sürdürülebilir” sözcüğünü çıkarırsak fevkalade anlamlı bir başlık.

Dördüncüsü gerçekleşen İstanbul Eğitim Zirvesi'ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Endonezya, Kuzey Makedonya ve Liberya'dan eğitim bakanları da katılmış.

Endonezya İlk ve Orta Öğretim Bakanı Abdul Muti’den bir alıntı ile başlayayım. “Eğitim, gençlerimizin karakterini şekillendirmek için akademik başarının ötesine geçmelidir” diyor Muti.

“Çünkü güçlü ve dirençli bir toplum, güçlü değerler üzerine inşa edilir. Bu nedenle, rehberlik, danışmanlık, karakter gelişimi alanlarındaki yetkinliklerin geliştirilmesi ve bütüncül gelişimi destekleyen ortamların oluşturulması da dahil olmak üzere, şahsiyeti güçlendirmeye öncelik veriyoruz” diyerek esasen ne denli kıymetli bir iş yaptığını ifade ediyor.

Bir toplumun dirençli kalabilmesinin yegâne yolu kuşkusuz Muti’nin de ifade ettiği gibi eğitimin güçlü değerler üzerine inşa edilmesiyle mümkün olabilir.

Eğer eğitim sisteminiz bir değer tahribatına yol açıyorsa orada aidiyet duygusu körelir ve toplumun dış güçlere karşı direnci de kırılır. Her türlü algıya kolaylıkla kapılarak kendi ayakları üzerinde durmaktan aciz hale gelir.

Richard A. Falk ise; “Eğer bu küresel geçiş dönemini doğru bir şekilde yönetmek için teknikleri bulabilir ve bilgeliği seferber edebilirsek, gelecekteki nesillere dünyadaki çoğu insan için şu anda mevcut olandan daha barışçıl, adil ve dirençli bir dünya bırakma gücüne sahip olacağız” diyor.

Fella Lahmar’ın “eğitimi adalet için bir araca dönüştürmeliyiz” tespiti de günümüzde yaşanan adaletsizlikler göz önüne alındığında ne denli önemli olduğu ortadadır.

Filistin’de yaşanan soykırıma sessiz ve duyarsız kalan insanların azımsanmayacak kadar çok olduğu dünyada eğitimin dönüştürücü gücü hafife alınmamalıdır. Bu yüzdendir ki Lahmar, “Küresel eğitim sisteminin Gazze'deki soykırıma karşı sessiz kalmakla başarısızlığını ilan ettiğini, adeta çöktüğünü” ifade etti.

Bu yüzdendir ki “İnsan onurunun korunması, sömürgeci mirastan kurtulmamız ve etik sorunların düşünülmesi gerekiyor."

Bireylerin güçlendirildiği ve sistemin adalet ilkeleriyle uyumlu hale getirildiği bir eğitim, şüphesiz geleceğinin şekillendirilmesinde kritik öneme sahiptir.