300'ler Komitesi'nin hedefleri
Bugün size, kendilerini güya İncil’in de bahsettiği “En seçilmişler” grubu olarak tanıtan ve
soyları Kathariler, Bogomiller ve
Albigensiyanlar gibi orta çağ tarikatlarına dayanan ve dinlerinin temelini
Babil’in Mani inancı oluşturan bir kitlenin hedeflerinden bahsedeceğim.
Bu elit grup kendisini “Olimpos Kurulu” olarak da tanıtıyor. Bugün dünyadaki birçok
siyasetçi işte bu adamların hedeflerini benimsemiş ve kendilerine vazife
edinmiştir.
Londra Fabian Cemiyeti’nden Beatrice ve Sydney Webb, 1895 yılında pek çok İngiliz ve Amerikan
siyasetçisi, iş adamı ve bürokratının yetiştiği London School of Economics’i kurdu.
Bu
okulun ünlü mezunları içinde Rockefeller Standard Oil Co.
CEO’su, ünlü Pasifik İlişkiler Enstitüsü’nün finansal destekleyicisi
David Rockefeller ve daha niceleri vardır.
Cyrus Vance’in hazırladığı “Küresel Rapor 2000” isimli bir rapor, Amerika Birleşik Devletleri
adına Başkan Jimmy tarafından teslim alındığında dünyaya kötülük yavaş yavaş
hakim olmaya başlamıştı.
Bu
rapora göre Amerika Birleşik Devletleri nüfusu 2050 yılına kadar 100 milyon
kişi azaltılmalıdır. Ve halkın ahlaki değerlerinin yozlaştırılması
gerekmektedir.
Bu iş için “ünlü yıldızlar” kullanılacaktır. Aile ve evlilik kavramları çökertilecektir.
Aile içinde dejenere edilmiş cinsellik, uyuşturucu kullanımı ve uygunsuz
konuşma tarzı teşvik edilecektir.
Rapor,
aynı zamanda işsizlik arttıkça işsiz ve ümitsiz işçi gruplarının alkol ve
uyuşturucu batağına saplanmasını öngörmektedir. Buna göre özellikle gençlerin
müzik, uyuşturucu ve pornografi ile sisteme karşı isyanları teşvik edilmeli ve
sonunda aile kurumu yıkılmalıdır.
Bugün adım adım gerçekleşmiyor mu?
Bu konuda Komite, Tavistock
Enstitüsü’nü de bir plan hazırlamakla görevlendirmiştir. Tavistock bu görev
için Stanford Araştırma grubunu Prof.
Willis Harmon Başkanlığında harekete geçirmiştir.
Yani psikolojinin tüm verileri toplumu yozlaştırmak
için seferber edilmiştir.
Bu komitenin başka ne tür hedefleri var bakalım.
Dünya
ekonomisin çöküşünü hızlandırmak ve politik kaos yaratmak. Amerika Birleşik
Devletleri’nin iç ve dış siyasetini ele geçirmek. Siz bunu tüm dünya
ülkelerinin siyaseti olarak da okuyabilirsiniz.
Sonrasında da ulusal kurumları yok ederek devletleri
Birleşmiş Milletler, IMF, WEF ve benzeri yeni kurulacak devletler üstü kurumların
yönetimi altına sokmak.
Demokrasiyi
yaygınlaştırmak yalanıyla tüm ulusal devletlerin hükümetlerine sızmak ve bu hükümetlerce
temsil edilen ulusal bağımsızlığı ortadan kaldırmak.
Hadi tüm bunlar olmadı ya da olmaz deyin! Bakınız
covid döneminde tüm ülkeler DSÖ denilen yapının emrine verilmedi mi? Hangi ülke
buna hayır diyebildi?
Ya
da net sıfır hedefi ve karbon düşmanlığı konusunda hangi ülke itiraz
edebiliyor. Tam tersi hemen hepsi araştırmadan, sorgulamadan “iklim krizi”
diyor, başka da bir şey demiyor.
Komite, aynı zamanda Amerikan eğitim sistemini ele
geçirmek, müfredat ve öğretim yöntemleri değişiklikleriyle nesilleri
uyuşturmayı hedefliyor.
Sadece
Amerikan müfredatını ele geçirmek olarak anladıysanız yanılıyorsunuz. Bugün
neredeyse tüm ülkelerin müfredatları işte bu komitenin süzgecinden geçiyor. Var
mı itirazı olan? Yok!
Neden bunu yapıyorlar? Çünkü nesiller, bu adamların
yüzyıllık plan ve projelerinden haberdar olmasın ve bu doğrultuda herhangi
eleştirel bir tutum sergilemesin.
Örneğin “aşı” dediklerinde kuzular gibi sıraya
dizilsinler ve asla otoriteye itiraz etmesinler.
Diğer
taraftan da dünyadaki insanların kendilerini kendi başlarına yönetmemeleri için
krizler çıkarılacak ve bu krizler Komite tarafından yönetileceklerdir.
Bu durum halkları demoralize ettiği gibi halk
kendisine sunulan seçenekler karşısında tam bir duyarsız topluluk haline
düşecektir.
O yüzdendir ki aman akıllı ve uyanık olalım diye
yazıyorum bunları…