300'ler Komitesi ve hedefleri
Başkan Wilson nasıl olur da Troçki gibi Rusya’ya giderek devrim yapacağını söyleyen anti-Hıristiyan biriyle ilişkiye girmiştir? Başkan Wilson hangi güçle Kanada polisi tarafından tutuklanmış olan Troçki’yi kurtarabilmiştir? Amerikan başkanlarının Kanada’da bir yetkileri olmadığına göre kim veya hangi organizasyon Wilson’a yardım etmiştir?
Troçki gibi bir yabancı nasıl kolaylıkla Amerikan pasaportu alabilmiştir? Bu tip işler büyük paralarla bile başarılacak şeyler değildir. Ama Troçki denen devrimci ve Amerikan aleyhtarı biri, aldığı Amerikan pasaportu ve büyük maddi imkânlarla Rusya’ya devrim yapmaya gitmiştir.
Bu soruları ben değil “300'ler Komitesi” adlı eserin yazarı John Coleman soruyor.
“300’ler Komitesi yönetim merkezi olarak bilinen “Olimpos”hakkında açık konuşmadıklarını veya çok sınırlı bilgi verdiklerini her zaman görmüşümdür” diyerek işe koyulan Coleman, ulaşabildiği bilgiler ve belgeler ışığında bu organizasyonun bir röntgenini çekiyor.
Komite’nin önemli sözcülerinden olan ve Komite’nin Tek Dünya
Devleti - Yeni Dünya Düzeni- planlarını sıkça gündeme getiren H. G.Wells,“Açık Komplo” isimli kitapta
şöyle demektedir:“Açık Komplo siyaseti,
dünyada var olan hükümetleri zayıflatmak, dağıtmak ve onları yöneten hale
gelmek olmalıdır.”
Devam ediyor Wells, “Açık Komplo hareketi birbirleriyle
gevşek bağlantı içinde olan büyük topluluklar ve toplumları asimilasyon yoluyla
eritip sonunda tüm dünya nüfusunu yutacaktır. O zaman yeni bir insan toplumu ortaya çıkacaktır.”
300’ler Komitesi’ ne göre tüm insanlık için ortak bir inanç ve yasa olmalıdır.
Bu çerçevede Amerika’nın lider rolü üstlenmesini sağlamak
gibi bir amaçları var. Yeni Dünya Düzeni
komünist rejim kurallarının en sıkı şekilde uygulanacağı bir yönetim olacaktır.
Coleman’ın300’ler Komitesi’ne bağlı Tavistock Enstitüsü üzerine yaptığı araştırmalar incelediğinde, bu enstitünün dünyadaki beyin yıkama ve propaganda teknikleri konusunda tüm “thinktank”lerin anası konumundaki bir kurum olduğu anlaşılıyor.
Bu konuda öyle bir algı üretiyorlar ki, örneğin devletler üstü böyle bir otoritenin varlığını gündeme taşıyan kişiler “paranoyak” veya “komplo teoricisi” olarak damgalanıyor.
Coleman, “RoyalInstitutefor International Affairs (RIIA), CFR,Bilderberg Grubu, The Trilateral Commission, Siyonistler, Farmasonlar, Gül ve Haç Kardeşliği gibi gruplar ve bunlara benzer bazı diğer gizli veya açık grupları zaten bilmekteydim” diyor.
Ona göre bu adamlar İncil’in
bahsettiği “En seçilmişler”grubudur ve dünyadaki güç kademelerinin en üstündeki
kişilerdir.
Bu adamlar, İngilizlerin East India Company unvanlı firmasındaki, soyları Kathariler, Bogomiller ve Albigensiyanlar gibi ortaçağ tarikatlarına dayanan ve dinlerinin temelini Babil’in Mani inancı oluşturan kişilerdir.
Bu elit grup kendisini “Olimpos Kurulu” olarak da nitelendirmektedir çünkü kendilerini Olimpos Tanrıları kadar güçlü saymaktadırlar. Şeytana tapanlar misali bu elitler kendilerini Tanrı’nın üstünde görerek aşağıdaki amaçları gerçekleştirmeyi kendilerine verilmiş kutsal bir hakka dayandırmaktadırlar:
1-Tüm dinlerin ve
para politikalarının tek elden yönetildiği Tek Dünya Devleti’ni kurmak. Pek çok
kimse bilmese de Yeni Dünya Düzeni temsilcileri 1920’lerden beri tüm kiliseleri
bir araya toplamaya çalışıyor.
İnsanların doğuştan sahip oldukları din ve inanç ihtiyaçlarının muhakkak tatmin edilmesi gerekli olduğunu bilen Komite bunu tek elden kontrol etmeyi amaçlamaktadır.
2. Tüm ulusal-milliyetçi düşünceyi, milli gururu, milli aidiyet duygularını ortadan kaldırmak. Tek Dünya Devleti içinde tüm insanları kalabalıklar haline getirmek.
3. Tüm dinleri
ortadan kaldırarak insanları Tek Dünya Devleti dini gibi uyduruk bir inanç
sistemi altında toplamak.
Bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam edelim olur mu?