30 aydından anamızı ağlatacak çağrı!
Taraf ve Zaman gazeteleri tarihi çağrı metnini manşetlerinden duyurdu! Zaman: "Çözüm bir kişinin iktidar hesaplarına bırakılamaz." Taraf: "Aydınlar iktidara çağrıda bulundu" şeklinde verdi haberi. Hürriyet: "Aydınlardan ortak çağrı" Cumhuriyet ise" Anaları ağlatmayın" demeyi uygun görmüşler. İmzacıları arasında Mehmet Altan, Murat Belge, Oya Baydar ve Ertuğrul Günay gibi mühim aydınların(!) yer aldığı bu metnin tarihi bir anlamı olmalıydı. Dile kolay tam tamına 30 önemli aydının(!) bir araya gelerek kaleme aldıkları bir barış(!) çağrısından bahsediyoruz. Öyle ya karşımızda bugüne kadar atılan tüm samimi adımlara rağmen silah bırakma çağrılarına kulak tıkayan, PKK silah bırakmalı dendiğinde" Hayır, önce devlet silah bırakmalı" şeklinde cevap veren, sudan sebeplerle ateşkes kararını bozan ve son 7 ayda 657 saldırı gerçekleştiren, kimi devlet görevlilerini çocuklarının önünde kimileri de uyurken ensesinden vurarak elbette birçoğunu da tuzak kurarak şehit eden bir terör örgütü var. Evet, PKK son zamanlarda yine çocukları yetim anaları da kahırlı bıraktı.. Bu durum karşısında teröre karşı vatandaşının mal ve can emniyetini sağlamakla mükellef olan devletin gereğini yapması icap eder öyle değil mi? Diğer taraftan PKK terör örgütünün de acilen silah bırakmasını talep etmemiz gerekir değil mi? Boşuna heveslenmeyin bu böyle bir çağrı değil. Kişiye özel hazırlanmış bir nefret bildirgesi var karşımızda..
Yedi paragraftan oluşan çağrı metninin her paragrafında isim vermeden Erdoğan için ayrı bir bölüm açılmış. Bir bütün olarak bakıldığında ise ne teröre dönük bir kınama ne de PKK'nın silah bırakmasına dönük bir talep göze çarpmakta. Zorlamayla da olsa bir cümlede "terör mazur görülemez ve savunulamaz şeklinde bir ifadeye yer verilmiş.30 kıdemli aydın(!) yanlış anlaşılmayalım diye düşünmüş olmalılar ki bu cümlenin hemen sonuna sağlam bir "ancak" ekleyerek dümeni yine hükümete doğru kırmayı daha yerinde ve isabetli bulmuşlar. "Anaları ağlatmayın" şeklinde iddialı bir o kadar da erdemli bir çağrıymış gibi kamuoyuna takdim edilen bu metnin daha ilk cümlelerinde fatura tahmin ettiğiniz üzere Erdoğan'a kesilmiş. Öyle ki barış yanlısı(!) bu 30 aydına göre; Adına "milli birlik ve kardeşlik süreci" de denilen "çözüm süreci"nin, başlamasının da, sonlandırılmasının da yegane sebep ve dayanağının, iktidar partisini vesayeti altına almış bir kişinin şahsi hesap ve hevesleri olduğu anlaşılıyormuş efendim. Bu konuda zaten baştan beri duyulan kaygılar, yaşanan son olaylarla da açıkça kanıtlanıyormuş. Kandil'de çiçek yetiştiren, edebiyata meraklı, çevreci PKK'lıların ise Erdoğan'ın bu zalimce ve sinsice kurduğu tuzaklardan haberleri bile olmamış!
30 aydına göre Erdoğan öyle bir insan ki gücünü çatışmasızlık ortamında da çatışmalı ortamda da yükseltmenin hesabını yapıyor. Onlara göre bu da tamamen kişisel bir hesap işi! Kaldı ki Erdoğan Gezi'den bu yana anaların gözyaşı ile hiç ilgilenmemiş. PKK tarafından kaçırılan çocuklarını kurtarmak için Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde kimseye zarar vermeden barışçıl şekilde oturma eylemi düzenleyen annelere tepki gösteren, onları tartaklatan hatta para mı alıyorsunuz diyerek aşağılayan sanki Erdoğan'mış gibi! Neyse 30 barışsever aydın(!) çağrının yavaş yavaş sonuna geldiklerinde meseleyi uzatmadan bir iki cümlede özet geçmişler.. "Geçici Hükümeti ve dayandığı siyasal iktidarı, savaş, çatışma ve on yıllardır bedelini ödediğimiz gerginlik dilinden vazgeçmeye; bütün siyasal taraf ve güçleri de masum yurttaşlarımızın büyük acılar yaşadığı çatışma ortamına son vermek ve şiddeti durdurmak için hukuk, vicdan ve sağduyu çerçevesinde içtenlikle çaba göstermeye davet ediyoruz" diyerek bir bakıma devlet silah bıraksın demeye getirmişler. Çünkü ben metnin hiçbir yerinde PKK'yı kınıyoruz derhal silah bıraksın türünden bir cümleye rastlamadım..
Türkiye'yi 90'lı yılların devlet anlayışıyla hareket eden bir ülke olarak takdim etmek kasıtlı ve bilinçli olarak yürütülen algının bir parçasıdır. Bugüne kadar çözüm sürecini bitirmek için tertiplenen operasyonlara destek verenlerin bugün çözüm sürecine sahip çıkıyormuş kisvesi altında bu sürecin esas mimarı Erdoğan'ı hedef almalarının elbette bir nedeni var. Aslında onlar Tarihi Türk Kürt ittifakının tesis edilmesinden yani kalıcı barışın sağlanmasından yana değiller. Oysa onlar da biliyor ki AK Parti hükümetinin iktidar olduğunda yaptığı ilk işlerden biri Kürtlerin üzerinden yıllardır silindir gibi geçen OHAL'ı kaldırmak oldu. Kürtçe her alanda serbest oldu, andımız kaldırıldı, artık Kürtler sırf bu yüzden işkenceden geçirilmiyor, köyleri yakılmak yerine bilakis eski köy isimleri iade ediliyor. Çocuklarına Kürtçe karne veriliyor. Onlarca Kürtçe kanal var. Sırf Erdoğan'ın siyasi basireti ve barışa olan samimiyeti yüzünden milyonlarca Türk, düne kadar bebek katili olarak anılan Öcalan'ı barışın önemli aktörleri arasına koydu. Faili meçhuller yaşanmıyor. Bölgede turizm hiç olmadığı kadar canlandı ve bölge insanı bundan ciddi gelir elde etmeye başladı. Yollar ve havalimanları vsu2026 30 aydının bir araya gelip yazdığı metin ise ortada! Bu denli basit ve çapsız bir metni yazacağınıza ve kişisel nefretinizi kusacağınıza, PKK'ya ateşkesi bozmak için bize tek bir gerekçe söyleyebilir misiniz diye neden sormadınız? Soramazsınız çünkü sizde o yürek o vicdanlı aydın tavrı yok!
@sivildemokrat