3. Dünya Savaşı kapıda
İsrail Savunma Bakanı Yoav
Galant; “Gazze tamamen ablukaya
alınacak. Elektrik yok, yiyecek yok, yakıt yok. İnsansı hayvanlarla
savaşıyoruz!”
Sivil, Müslüman ahaliyi hayvana benzeterek soykırım
tehdidinde bulunan bu adama karşı tüm demokrasiler sustu! Üstüne bir de haklı
buldular.
Hep derim, İsrail bir
ülke değildir bir zihniyetin adıdır. Bu adamların lügatinde insana yer yoktur
sapkın inançları neyi gerektiriyorsa onu yaparlar.
Anlatayım;
1897 yılında Yahudilerin Filistin’e gitmesini ve Batı
Şeria’da bir İsrail devletinin kurulmasını öngören iki tane Siyonist kongre
düzenlendi.
Buna itiraz eden bir Yahudi’ye, Uluslararası Hristiyan Elçiliği Temsilcisi Van der Hoeven şöyle
cevap vermişti: “İsraillilerin ne
düşündüğü umurumuzda değil. Biz, Tanrı’nın söylediğine bakarız. Ve Tanrı o
toprakların Yahudilere ait olduğunu söylüyor.”
Evet, Tanrı istiyor diyerek elli yıldır çocuk öldürüyorlar!
Bir taraftan da küresel sermayeyi ellerinde bulundurarak
Kudüs merkezli bir Tanrı imparatorluğu kurmak gibi emelleri var. Tam üç
yüzyıldır durmadan, bıkmadan buna hazırlık yapıyorlar.
Peki, kim hazırlıyor bu ülkeyi? Hristiyan Siyonistler yani evanjelistler…
Bu yazdıklarımız uçuk bir teori olarak kulaklarınızı
tırmalayabilir ancak kehanetlere bağlı ilerleyen bir politika izlediklerini
bizzat kendileri itiraf ediyor.
Bugün İsrail bayrağı bile, onların nasıl bir amaç için
çalıştıklarını açıkça göstermiyor mu? Ortada üretilen bir kıyamet senaryosu var
ve inanın her şey bu senaryo doğrultusunda gerçekleşiyor.
ABD’li Grace Hallsell, “Tanrı’yı
Kıyamete Zorlamak” adlı kitabında şöyle bir cümleye yer veriyordu. “Biz ahir zamanda yaşıyoruz. Mescid-i Aksa havaya
uçurulacak. İslam dünyasının çileden çıkmasına neden olacak bu durum İsrail’e
karşı dünyayı yok edecek nitelikte bir ilahi savaşa dönüşecek. Bu da Mesih’i
duruma müdahaleye zorlayacak.”
Kutsal topraklar üzerinde başlayacak bir Armageddon Savaşı
ile yeni bir dünya imparatorluğunun temellerini atmak gibi sapkın bir inanışa
sahipler.
Bunu asıl planlayan ise evanjelistlerdir. Ve bu yapı,
dünyadaki tüm terör örgütlerinin hamisi konumundadır.
İncil’in Yuhanna adlı
kitabında İsa’nın “yedi inayet kilisesi”ne mektup gönderdiğine inanılıyor. Bu
kiliselerin tamamının Türkiye’de olduğunu biliyor musunuz?
Efes Meryem Ana Kilisesi, İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli,
Alaşehir ve Pamukkale. Bunlardan Evangelistler için en kutsal olanı Efes Meryem
Ana Kilisesi’dir.
Türkiye, bu bakımdan
“kıyamet projesi”nin tam merkezinde yer alan ülke konumundadır. O yüzdendir ki
bugün İsrail’in savaşı büyütmek istemesinin neticeleri ülkemiz açısından ciddi
bir tehdit konumundadır.
Ariel Şaron kendi döneminde Büyük İsrail projesi kapsamında
şöyle bir cümle kurmuştu: “Türkiye bu proje çerçevesinde ilgi alanımız
içerisindedir.”
İsrail, Güneyde Kızıldeniz’den Kuzeyde Fırat’a, batıda
Akdeniz’den doğuda Ölü Deniz’e kadar uzanan toprakların Tanrı tarafından
ebediyen kendilerine verildiğine inanıyor.
1982 yılında kaleme alınan Oded Yinon planında; “İslam ülkeleri için nüfusun dağıtılması
mümkün olan en yüksek mertebedeki milli hedefimizdir aksi takdirde hangi sınır
içerisinde olursak olalım varoluşumuzu sürdüremeyiz. Zaten kendilerinin
olmayan, birer yabancı oldukları bu ülkeyi kaybeden Haçlılar gibi oluruz"
deniliyor.
Bu savaş büyürse ki öyle isteniyor. 3. Dünya Savaşı bir dinler savaşı olarak kapımızda demektir. Yeni bir
dünya hükümeti kurma savaşı olacaktır bu. “Önce kaos, sonra düzen!” diyorlar.
BM gibi bir yapı kurarak, tek bir din, tek bir dil, Kudüs’ün
de ‘başkent’ olduğu tek dünya devleti, bir tanrı imparatorluğunu
gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.
Kaldığımız yerden devam edeceğiz…