Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Mart 2022

28 Şubat Masası

Gelin!... Gelin!... Yine anlatacaklarım var, neler oluyor neler…

Hepsi birbirinden mert, göğüsleri gerçek İslam inancıyla dopdolu, duruşları huzur ve güven verici, bakışları kartal gibi keskin, düşmanın ödünü koparan, aklın, ferasetin burçlarına sancak diken, memleket sevdalısı 6 muhalefet partisi liderlerinin 28 Şubat toplantısından bahsedeceğim…

Dağlar nedir ki; o Türkiye’nin maralı, ak saçlıların aklını oynatacak milliyetçi Meral ablamız, çok içten: Allah’ım; etrafımda şehit yakınlarına hürmet eden insanları, şahadet için el açıp Sana yalvaranları, Alparslanlar, Selahaddinler, Fatihler gibi kahramanları, küffarla işbirliği yapmayanları çoğalt diye dua etti… Bayrak ve ezan sevdasından damarları kabarmış, kanında ki akyuvarlar akıncılar gibi doludizgin vücudunda cirit atarak, her an İslam’ın bayraktarlığı için hazırım ruh halini yüreğine giydirmişti. Önceki 28 Şubat kararlığıyla, imza atabilme cesareti ile 28 Şubat masasına koştu… Derdi; Müslüman Türk milleti, sapıkların oyuncağı olmasın ve daima düşman karşısında her alanda sapasağlam ayakta dimdik dursun. “Ben başbakan olacağımı” dedirtenlerin gerçek yüzünü ise herkes tanısın…

Kılıçdaroğlu yine yatağından gözyaşları ile kalkmıştı. Abdestini alıp, sabah namazını kılmış ve ellerini kaldırıp; Allah’ım nasıl ki Hz. Ali kendi adına, kendi yerine, verilen hayat hediyesi için, tüm nimetlere şükür için ve Seni razı etmek için namaz kıldı. Bize de aynı şekilde aşk ile şevk ile her vakti hikmet dolu 5 vakit namazı kendi adımıza kılmayı nasip et. Bizlere bu memleketin aleyhine asla adım attırma. İlmin kapısı Hz. Ali’nin küffar karşısında ki şecaatini, hakikatleri görme ferasetini hepimize nasip et. Atam gibi ezana, bayrağa, vatanın şehit kanıyla abdest almış toprağına ihanet etmeden, yeri geldiğinde seve seve canımızı kurban edecek şekilde yaşamayı nasip et. Altısı birbirinden heybetli ve vatansever cankuşlarımla hayırlı toplantı yapmayı nasip et diyerek yengemizin de hayırlı dualarını alarak yola, toplantıya koyuldu...

Verdiği bir tek söz için lime lime olmayı göze alabilecek aslan yürekli Davutoğlu ise; derin düşüncelerin, derin sadakatin, derin yol arkadaşlığının, derin ihlâsın, derin uhuvvetinin verdiği kararlılıkla 28 Şubat toplantısına evden çıktı. Derin gökyüzüne baktı, stratejik hayretle etkilenip, Allah’ın her şeyi kayıt altına aldırdığını, Levh-i Mahfûzun derinliğini ve derin muhasebe görüleceğini düşündü… Büyük bir imanla, milletin iradesine, seçimine saygı duyarak yola koyuldu…

Erbakan’ın ve ağır sanayinin izinden giden, Milli Görüş ve münafıklara ağız dolusu sövüş sahibi Temel emmi, İslam birliğine Filistin ve zulüm gören Müslümanların çilesine son vermeye ömür adanmışlığın verdiği kararlılıkla ellerini açtı; Allah’ım; İslam birliğini tehdit eden Müslümanların dağınıklığına son ver. Bu dağınıklığı fırsata çeviren İsrail’i kahreyle. Dindar görünüp, müminleri arkadan hançerleyen hainlerden insanlarımızı muhafaza et. Allah’ım aldığımız kararlar, LGBT gibi her türlü ahlaksızları, mazluma silah çeken canileri, aile yapımızı bozmaya çalışan alçakları, hizmet etmemek için seçilen belediye başkanlarını, market etiketlerindeki ve sebze meyve halindeki terörizmin, her yerde, her türlü puştluk düşünenlerin, Siyonistlerin ödünü koparsın. Allah’ım, Müslümanların dağınıklığından, içimizdeki münafıklardan sana sığınıyorum. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinin ihyası için bıraktığım sakalın bu uğurda şahadet kanıyla bulanmasına razıyım. Yeter ki Sen birlik olmayı ve sünnete uyarak yaşamayı nasip et, güç ve kuvvet ver… Allah’ım dört halife bir nevi demokrasi ile seçilmişti, bize de seçenlerin seçimine ve seçtiklerine saygı göstermeyi nasip et diyerek O da yola koyuldu tam bir bilge kişilikle…

Ah Babacan! Ah! Tam da soy ismine uygun bir kişilik; güvenilir, temiz yürekli, yola çıktığında dostuna – yol arkadaşına pusu atmayan adı gibi babacan… Kıbleye yöneldi, duaları içerden göksünü dövercesine: Allah’ım 28 Şubat’ı soğuk ve buzlu Şubata çevirenleri kahret! Kadının başörtüsüne uzanan elleri kurut! Sade ve sadece İslam düşmanlığı yapan hainleri yok et! Bizleri, şuursuz Müslümanların, İslam düşmanlarıyla aynı safta yer alarak verecekleri zarardan muhafaza et. Milletimizi riyakârlıktan ve içten pazarlıktan, arkadan hançerlemekten ve dandik insanların “Ben mehdiyim” sahtekârlığına kanıp, peşine takılmaktan milletimizi koru diyerek, vatanın ve milletin selameti için toplantı yerine büyük bir ihlâsla yola koyuldu... Hepsinin tek derdi; milleti çileden emekliyi maaş kuyruğunda, hastayı ilaç kuyruğunda can vermekten kurtarmaktı, devletin imkânlarıyla millete kusursuz hizmet etmekti…

Rus ayısı, Ukrayna’nın boğazına çökmüş, etrafımız eşkıya Amerika’nın üssü olmuş ve silahla beraber hainlik yığarken, Batı’nın rahatça soygunlar yapabilmesi ve Müslüman kanı dökmesi için NATO erketeye yatmışken, İsrail Filistinli kızların çenesini kırıp, çocuk kanı dökmeye devam ederken, 6 muhalefet partisinin liderleri zulme karşı yeniden toplandı...

Masada hangi şeyin harf sırasına göre oturmanın çok da önemli olmadığına inanmış olmanın rahatlığıyla harf sırasına göre oturdular… Yüzlerinde harf sırasına göre ifade, önlerinde harf sırasının önemini bildiren manifesto. Harf sırasına göre büyük bir heyecanla toplantıya başladılar, harflerin bile hakkını hukukunu koruyarak... Böyle bir toplantıya harfler aciz kalır, şapka çıkarır, sığınacak alfabe arar… Kararları kesindi: Boy sırasına, vurdum mu oturturum sırasına, güçlü pazunun sırasına göre oturmak bizim için sorun olmaz; yeter ki Erdoğan gitsin. Bu sistem bize devletin başına geçme fırsatı vermeyecek, milletin büyük çoğunluğu bize “he” demeyecek. Bu toplantı: Eski sistem ama milleti eski günlere geri gönderecek ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ hemen ve derhal toplantısıydı ve milletin bekası için kafa patlatmaktı… Allah, vatanı milleti düşünen, dışarıyla bağı olmayan ve daima proje üreten böyle bir muhalefeti düşmanlarımıza da nasip etsin. Böyle muhalefet candır ve devletleri uçuracaktır…

Not: Bu yazı ironi içerir.