24 Haziran seçimleri ve Türkiye'nin beka sorunu
Erken seçim kararı alınırken Cumhurbaşkanı Erdoğan; "24 Haziran'dan sonraki dönemde bir başka Türkiye'yi inşa ve ihya edeceğiz. Bu kararla aynı zamanda ülkemizle ilgili senaryoları alt üst ettik. 24 Haziran'ı bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum. Depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlık yapmış olacağız. Biz seçimleri büyük ve güçlü Türkiye için yeni bir çıkış olarak görüyoruz" dedi. Bu burada dursun.
Bilindiği gibi Netanyahu, geçtiğimiz günlerde İran'ın nükleer arşivinin kopyaları olduğunu iddia ettiği belgeleri büyük bir basın toplantısı ile açıkladı. Netenyahu'nun toplantı sırasında İran'ın Amad Proje'sine ait olduğunu iddia ettiği belgelere göre İran, nükleer silah üretmeye yönelik faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, bu belgeler ışığında İran'ın nükleer anlaşma koşullarına uymadığını ve tüm dünyayı da kandırdığını iddia ederek İran'ı bir defa daha hedef gösterdi.
Eğer açıklanan bu belgeler doğruysa İran gibi kapalı bir ülkeden, nükleer çalışmalar gibi özel bilgileri ortaya koyan belgeler alınmış ise tüm dünyanın İsrail istihbaratına karşı daha dikkatli olması gerekir.
Nitekim gelişmelerin ardından ABD'den gelen açıklama," İsrail'in bulup getirdiği belgelerin yeterince açıklayıcı olduğu yönünde oldu. Trump, " İran'a güvenilmez deyip duruyordum, işte haklı çıktım" mealinde bir açıklama yaptı.
Netanyahu delil olduğunu iddia ettiği belgeleri açıkladıktan hemen sonra İsrail parlamentosundan savaş yetkisi aldı. Bu şekilde de İran'ın doğrudan İsrail tarafından vurulmasının yasal zemini de hazırlanmış oldu.
Bu yazıyı yazarken bile Heretz Gazetesi, İsrail'in Savunma Bakanı Moşe Yalon'un, bölgede yeni gelişmeler olabileceğini, bu ihtimale karşı İsrail ve Rusya arasında "kırmızı hat" kurulduğunu ifade eden açıklamalarını geçiyordu.
Diğer taraftan ABD'de 17 yıl sonra New York Güney Bölge Mahkemesi Yargıcı George Daniels, İran'ın 11 Eylül saldırılarından dolayı yaklaşık bin aileye İran'ın milyarlarca dolar tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Bu karar, Trump'ın, herhangi bir saldırı için ABD halkını hazırlama adımıdır.
Gelişmeler, İsrail'in İran'a askeri müdahale yapacağı yönünde net bir ağırlık kazanıyor. Bilindiği gibi Trump, göreve geldiği günden bu yana net bir şekilde Amerikan Ortadoğu politikasının merkezine Körfez'deki Arap ülkeleri ve İsrail'in kaygıları doğrultusunda İran'ın bölgesel gücünün kırılmasını yerleştirdi. Bu nedenle 12 Mayıs'ta Trump, İran ile nükleer anlaşmadan imzasını çekebilir.
Görülen o ki İran ve Suriye'deki müttefikleriyle, İsrail arasındaki gerginlik artacak. Bu iki ülkenin Suriye topraklarında doğrudan savaşa girmeleri hatta Lübnan'ı da içine alacak bir çatışmaya sürüklenmeleri ihtimali yüksek.
ABD'nin DAEŞ için yeni bir operasyon başlattığını, Mısır ve Arabistan'ın asker gönderebileceğini bir taraftan da Yunanistan ile Türkiye'nin meşgul edildiğini bir kenara not alalım. Peki, medyamızda bu gelişmeleri duyabiliyor musunuz? Hayır.
CHP'nin 15 vekil transferi ve Muharrem İnce'nin içki alemleri daha popüler! 24 Haziran seçimlerinin ne denli önemli olduğunu sanırım Erdoğan ve Bahçeli'den başka gündemine alan yok. 7 bin 300 aday adayının "dava" seviyelerinin tavan yaptığı, liste savaşlarının, araya adam sokma yarışlarının hız kazandığı böylesi tarihi bir seçim arifesinde kimse dışarıdaki gelişmeleri ve ülkenin beka sorununu gündeme taşıyamıyor.
Geçenlerde CHP bir narkozdur demiştim. CHP ve onun üzerinden yürüyen ittifak çalışmaları tam da bu noktada dış gelişmelerden bağımsız ilerlemiyor. AK Parti medyası, yazar-çizer ve siyasetçileri belki de ilk kez gündem belirleyemiyor. Muhalefetin estirdiği yapay gündemin kıskacında alaycı yöntemlerle seçim propagandası yapmaya çalışıyor. Oysa istenen tam da bu!
Demem o ki tarihi bir seçime doğru yol alıyoruz. Bu seçim, ülkenin beka sorunudur. 27 Mayıs 1960'dan sonra Türkiye, kendi bağımsız politikasını üretme imkanından men edilmişti. O günden beri ucube parlamenter sistemle bu ülkenin istiklali ve istikbali heba edildi. Erdoğan işte bu düzeni değiştirmek istiyor.
Kendi politikalarını belirleyen, güçlü, zengin, özgür bir Türkiye'yi inşa ve ihya etmek istiyor. Bu seçimin anlamı budur. Bu kavga; Türkiye'yi müesses nizamın kulu kölesi yapmak isteyen bağımlı ve korkak insanlarla, ülkesini bağımsız, güçlü ve zengin bir ülke yapmak isteyen yerli ve cesur insanların kavgasıdır. Bu seçim böyle bir tercihin yapılacağı tarihi bir seçimdir.