Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21. Yüzyılda eğitim

İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde rastlanılmayan büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemi yaşamaktayız. Teknolojinin insan hayatını kökten değiştirdiği günümüzde insanlık, kendisini nasıl bir geleceğin beklediği konusunda kaygılıdır. Robotlar, yapay zeka, biyoteknoloji ve daha birçok konu insanın geleceğinin çok farklı olacağını ortaya koymaktadır. Dünyada geleceğin dünyasına hazırlanmak için nasıl bir eğitime ihtiyaç duyulduğu konusu, önemli bir problem ve meydan okuma olarak önümüzde durmaktadır. Her alanda olduğu gibi eğitim alanı da, bundan sonra çok farklı olacaktır. Eski ve geleneksel metotlarla, kurumlarla ve müfredatlarla eğitimi devam ettirmek artık mümkün değildir. İnsanlık, eğitime dair tasavvurunu radikal bir şekilde değiştirme ve yeni bir tasavvur oluşturma süreci içinde bulunmaktadır.

Eğitim, artık zaman ve mekanla sınırlı bir faaliyet olmaktan çıkmıştır. Eğitim, okul binalarıyla sınırlı olmadığı gibi, okuma-yazma ve matematiği öğrenmekten de ibaret değildir. Eğitim, insanın akıl ve kalp dünyasını aydınlatan, olgunlaştıran ve geliştiren, karakter gelişimine imkan sağlayan, insani nitelikte duygu, düşünce ve davranışlar kazandıran, insanları gelecekte karşlaşacakları muhtemel durumlara hazırlayan fıtri bir insani tecrübedir. Eğitimin merkezinde her açıdan kendisini gerçekleştirmeye çalışan insan vardır. Mekanik bir faaliyet olmayan eğitim, kişinin duygu, düşünce davranş açısından insanlaşmasına katkı sunması gerekmektedir. Kişinin insanileşmesine katkı sunan eğitim, bir ruhu olan eğitimdir. Bir ruhu olan insanın aldığı eğitimin de bir ruhu olmalıdır. Ruhtan yoksun bir eğitim, eğitim olmadığı gibi, insani de değildir. Eğitimin ruhundan kastımız, kişide köklü bir niteliksel değişim yaratan süreçlerin tamamıdır. Eğitimin insanda niteliksel bir değişime yol açması için, kişinin hayatı sürekli hareketlilik ve canlılık olarak tecrübe etmesi gerekmektedir. Eğitim, hayat, harekettir prensibiyle özdeş hale gelmiştir.

Eğitim, insanın küçük engellere takılıp saplanmasına engel olan bir faaliyettir. Eğitim, insanın ufkun ötesinde olanlara odaklanarak geleceğe doğru kendisini hazırlamasını sağlamalıdır. Günümüzde eğitimin anlamı, geleceğe ve ufkun ötesine odaklanarak yapılan sürekli bir insani gelişim faaliyeti şeklindedir.

Kişinin, insan olarak kendisini gerçekleştirebilmesi için, dışarıdan kişiye sürekli olarak bilgi yüklenilmemelidir. İnsan, bilgi yüklenilen nesne değil, bilgiyi keşfeden, üreten ve sorgulayan varlıktır. İnsanın, bilgi çöplüğüne dönüştürülerek çürütülmemesi, sahici bir eğitim sürecinin olmazsa olmazıdır.Sahici anlamda bir eğitim süreci, kişileri bilgi yüklenen ve taşıyan nesneler olarak değil, akıl ve gönül dünyalarını kendilerinin dolduracağı bireyler olarak görmektedir.

İnsan, çok yönlü bir varlıktır. İnsanı tek yönlü olarak kurgulamak isteyen tek yönlü yaklaşımlar, tek boyutlu insanlar üretmektedirler. Sağlıklı bir eğitim süreci, kişiyi tek boyutlu mekanik bir varlık olarak değil, onun çok boyutlu ve yönlü gelişimine imkan sağlamayı kendisine amaç edinmektedir. İnsan, sadece öğretilen ve beceri kazandırılan bir varlık değildir. İnsan, düşünen, düşleyen, iletişim kuran, etkileşimler içinde olan, yenilikler ortaya koyan, üreten, ürettiğinden kazanan ve sonu olmayan arayışların peşinde olan açık bir varlıktır. Eğitimin evrensel özellikleri ve değerleri bir bütün olarak dikkate alarak insanın gelişimine, olgunlaşmasına, yenilenmesine ve değişimine imkan sağlaması gerekmektedir.

Herkes için geçerli tek bir eğitim metodu yoktur. Kuşları ve balıkları, tavşanları ve kablumbağaları aynı koşu yarışmasına sokamazsınız. Eğitim, bütün insanların aynı tornadan geçirildiği veya tek tipleştirildiği bir süreç değildir. Bireyin biricik olduğu gerçeği, her bireye onun ideallerine, arzularına, yeteneklerine ve ihtiyaçlarına uygun eğitim verilmesini gerektirmektedir. Eğitim, herkesin seri bir şekilde üretildiği fason insan üretim atölyesi değildir.Fason tek tip insan üretme faaliyeti olmayan eğitim, özgün birey ve çoğulcu insanlık olgularını esas almaktadır.

İnsanda her açıdan zengin bir potansiyel vardır. İnsanın varlığını ve potansiyelini geliştirmesi için eğitime, özgürlüğe ve çoğulculuğa ihtiyacı vardır. Muhteşem bir akla, sınırsız bir kapasiteye sahip olan insan, gerçeklerden kopmadan hayatını eğitim tecrübesiyle inşa etmelidir. İnsanın gelişmesi için eğitime ihtiyacı vardır. İnsanı yirmi birinci yüz yılda geliştirecek olan eğitim, özgürlükçü, çoğulcu, bilimsel, sürdürülebilir ve uygulanabilir olandır.