Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.82
Gram Altın
2963.73
BIST 100
9616.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Şubat 2022

2030 küresel eğitim vizyonu: Yaşam boyu itaat

WEF, “yeni dünya hükümeti” için çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Pandemi, küresel iklim krizi, ekonomik sıfırlama derken şimdi de küresel ölçekte büyük bir eğitim reformuna imza atıyorlar.

Malumunuz, günümüz eğitim sistemleri modern ulus devletlerin bir icadıdır. Okullaştırılmış, itaatkâr toplumları bu eğitim sistemine borçluyuz.

Bugün işler değişti. Yeni bir dünya kuruluyor. Şimdi bu teknolojiye uygun yeni bir nesil kurgulanıyor. Öyle ki WEF’in bir araştırmasına göre, eğitim teknolojisine yapılan özel yatırım 2011'de 1,5 milyar dolardan 2015'te 4,5 milyar dolara yükselmiş.

Danışmanlık firması Grand View Research, eğitim teknolojisi pazarının 2027 yılına kadar 285,2 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Tabi bu sadece Amerika için geçerli.

WEF’in küresel ölçekli yeni müfredatı 110 ülkede uygulanmaya başlandı bile. Finansörlerinden biri Gates desem umarım şaşırmazsınız. WEF’in “eğitimin geleceği” için gerekli gördüğü beceriler ise; “yaşam boyu öğrenme” ile sosyal ve duygusal öğrenme becerileridir.

Amaç, bireyin zihnini yeni dünya düzenine göre eğitmek ve ele geçirmek, böylece veri toplayan bir dizi teknolojiye ve akıllı cihaza bağlanarak sistemin yaşam boyu itaatkâr bir kölesi haline getirmek.

Ve elbette herkesi tek düşünceli, tek inançlı bir sisteme hazırlamak. Bu bakımdan WEF, bu sistemi geliştirmek için hayat boyu öğrenme yolculuğunda(!) bilhassa okul öncesi dönemden yetişkinliğe kadar tüm nüfusa sistematik olarak verilecek olan itaat eğitiminin psikolojik gündemiyle ilgili 9 bölümlük bir seri yayınladı.

O yüzden ülkeler okul öncesi eğitime büyük önem vermeye başladılar.

Bu rapora göre, çocukların geleceğin iş yerlerinde başarılı olmaları için sosyal ve duygusal becerileri öğrenmeleri gerekiyor. Anlayacağınız, tüm eğitim sistemlerini bir zihin kontrol modeline dönüştürmeyi hedefliyorlar.

Dijital ekonomi yerini sağlamlaştırdıkça ve geleneksel roller mekanikleştikçe, işbirliği, iletişim ve problem çözme gibi sosyal ve duygusal öğrenme becerilerinin daha da önemli hale geleceğini ifade ediyorlar.

Kısacası, oluşturmak istedikleri sanal dünyada veri madenciliği yapan ve yapay zekayı eğiten teknolojilere bağlanarak, sistemlerine ömür boyu itaatkar birer köle olmak için bireylerin zihninin eğitilmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Bu bakımdan uluslararası Lions Kulübü Vakfı, 90 ülkede sosyal ve duygusal becerilere odaklanan bir okul öncesi eğitim programı olan Lions Quest'i uygulamaya başlamıştır.

Bahaneleri de şu; geleceğin işgücü için sosyal ve duygusal becerilerin kritik öneme sahip olduğuna işaret ediyorlar ve ilkokula başlayan çocukların %65'inin bugün var olmayan işlerde çalışacağını tahmin ediyorlar.

İşte WEF’in “Sosyal ve Duygusal Öğrenme” dediği şey, bugünün öğrencisini bu gelişen işyerlerine hazırlamak içinmiş!

Sosyal ve Duygusal Öğrenme müfredatları bugün 110 ülkede kullanılmaktadır.

Bu müfredatın anahtar kelimelerini de göz ardı etmeyin derim. Ebeveynler, topluluk, yetişkinler, geleceğin ekonomisi, iş yeri, yerleşik, karakter nitelikleri, dijital kimlik, dijital vatandaşlar...

Tüm okulların, çocukları gelecekteki dijital eğitime hazırlamak için teknolojilerini geliştirmelerini bekliyorlar. Eğitim finansmanına öncelik vermek için hükümetlerle ilişki kurmak için ülkeler içinde çalışmayı planlıyorlar ve bu gündemdeki ülkeleri finansal olarak destekleyecekler.

Okulların yeniden açılması, öğrenme kayıpları, okuldan ayrılmalar, okuldan işe geçiş ve listelemedikleri diğer veri noktaları hakkında da veri ve analitik toplayacak ulusal bir gerçek zamanlı veri ambarı inşa ediyorlar.

Bu yeni “Eğitim 4.0” sistemi, küresel bir toplulukta küresel vatandaşlığa sahip herkesi küresel vatandaş veya dijital vatandaş olarak eğitecektir.

Bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bu konuyu işlemeye devam edelim.