2023'ten merkeze: Anlaşıldı devam
Biz böyle yaparız. Zaferden sonra içmeyiz. Kendimize daha bir ayılırız.
Bir şey olduğunda herkes kendi işine koyulmak için Akdeniz'de şöyle bir geçiş cümlesi kullanılırdı: "E hedi meydemseu2026"( E hadi madem herkes görevineu2026) Ayrıca İnşirah suresindeki "Bir meşgaleden diğerine" şeklindeki hayat serencamını da hatırlarsaku2026 Kaldığımız veya kalamadığımız yerden davamıza devam edelim.
Halkın tercihi belli. Tercih etmeyenlerin de özgürlüğüne saygı duyacak bir tercih. Onlar kazansaydı, dediklerine göre bizleri denize dökeceklerdi... Fakat biz kazandık. Deryamız onlara artar.
O halde herkes sussun ve kalbine, evine, işine, gücüne, aşkına çekilsin artık. Herkes kendini gerçekleştirmeye koyulsun veya silsin.
u2026.
Biri sordu: Sen hangi dünya görüşüne inanıyorsun?
Diğeri söyledi: Dünyayı görmüyorum.
Biri sordu: Nasıl yani? Ahiretci misin? Öte dünyacı?
Diğeri söyledi: Hayır. Beri veya öte dünyayı görmüyorum. Gerektiği kadar görmeye inanıyorum. Görüş açısızım. Görmeyişe inanıyorum. Gayba! Bana göre varlık kocaman bir kalp. Aşk ile üstümüze kilitlenmiş ve içinde gayb olduğumuz kozmik bir oda. Kendimizi ne kadar kaybetmişsek ve ne kadar bulmuşsak kendimizi; o kadar yaşayacağız. O kadar var olacağız. Kalbimize erdikçe sokak olacağız. Ermedikçe köşe bucaku2026
Her birimiz aslen birer seyyah olsak ta, yer çekici ile de bir eceline çakılıp kalmışız. Kanundan uçamıyoruz tamam. Kanundan da kaçamıyoruz. Bu sevda ile yeryüzüne inelim yeniden. Aşk kovuğuna saklanıp da sorgulanmazlığa, tartışılmazlığa saklanmayalım. Hele kalbimizin kerametin bir gösterelim. Sorgulama kıyametiniu2026
u2026
Mesela bu sevdanın en çok söylenen cümlelerinden birine: "Davamızın arkasındayız!" cümlesinin üstüne kopsun kıyamet: Umarım davamızın arkasına saklanmamışızdır. Eğer öyleyse çıkalım davamızın arkasından, önüne.
Sahi sizin de bunu düşündüğünüz oluyor mu?
Bir kimliği temsil etmekten ve savunmaktan, adeta o kimliği yaşamaya zamanımız kalmıyor. Temsil sahnekarlığı getiriyor, savunma silahı.
Temsilde gösteri-ş var. Görmekten çok. Bakışları giyiniş var. İçten dışa değil, dıştan içe, olması gerekeni değil beklentiyi giyiniş var. Bir duruş ve düşünüş değil, daimi bir yürüyüş var. Görülmenin hesabıyla oluşan körleşme var. Kostüm var. İmaj var. Alkışa alışma var. Tepeye çıkma ve tepeden bakma var.
Savunmada savunduğunu sakince yaşayamama ve neden yaşamak istediğini ispat var. Gereksiz laf var. Ku00eel var. Kal var. Delil manyaklığı var. Aklını alıp kalbine çekilmek değil, akıllandırma iddiası var. İkna olmuşluğunu unutma, ikna etme gayreti var.
Halbuki biz daha doğmadan hangi dava açıldıysa boynumuza: onu yaşamak istiyoruz. İnsanlığımızı. Koptuğumuz Yüce Bağın gerisin geriye en ileriye dönüş yolunuu2026 Kalp adım, ince topuk yürümeyi. Belki kanat pençe sürünmeyiu2026 Kime ne!
Aşk davasınıu2026
Sol yanımızdan başlayarak kendimizi tam olarak "kullanabildiğimiz", sınırlarımızı zorladığımız, kendimize dönüp dönüp bakarak; "daha var mıyım?", "ne kadar kaldım?" dediğimiz bir yaşam biçimi aşk. Kendimizi bitirmeyi sevdiğimiz ve arsızca yeniden yeniden başladığımız bir yaşam biçimiu2026
Artık neye bu kadar inanıyor ve güveniyorsak mübarek olsun.
Hayatımıza bunca değer katan amaç ve anlam her ne ise...