Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

2023 Hayırlı Olsun

Yılbaşlarına inanmasam da bütün devridaimlerde olduğu gibi insana yeni bir heyecan verdiğini teslim etmeliyim.

Yapay, uyduruk da olsa döngünün başlangıç noktasını temsil ediyor ve her başlangıç insanda belli belirsiz bir umut yaratır.

Bununla birlikte kusursuz, öncesinde benzeri olmayan, harika bir yılı geride bırakmanın tarifsiz hüznünü yaşadığım kesin.

Ah, Allah’ım, neler, neler olmadı ki 2022’de?

Senenin daha başında ABD ile Rusya iki süper güç olarak dünya kamuoyuna işgal ettikleri topraklardan geri çekileceklerini, dahası sadece fiili değil kültürel işgale de son vereceklerini ilan ettiler ve buna İngiltere ile Fransa da eşlik ederek Afrika başta olmak üzere her coğrafyayı kendi haline bırakacaklarını taahhüt ettiler. ABD başkanı ekranların karşısında geçerek bizzat “tek bir din, tek bir inanç, tek bir ülke, tek bir kültür, tek bir dil dünyanın beklediği ortak kader olamaz. Rengarenk çiçeklerle dolu dünyamızı tek bir renge indirme ideali çağdışıdır.” dedi.

Avrupa Birliği göçmenlerle ilgili yeni bir karar aldı ve hem Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi’ne hem de Hobbes’un Leviathan’ına vurgu yaparak bütün insanların eşit doğduğunu, her insanın kendi coğrafyasını seçme hakkı bulunduğunu söyleyerek artık göçmenleri kamplarda tutmayacaklarını, yeteneklerine göre istihdam edilecekleri bölgelere göndereceklerini, onlara yeni bir hayat alanı sunacaklarını bildirdi.

Sisi Mısır’da her şeyin normalleştiğini, Müslüman Kardeşler’e yönelik tazyikin kaldırılacağını ve ülkede yeni bir barış havasının hakim olması için elinden geleni yapacağını beyan etti, hapishanelerde tek bir düşünce suçlusu kalmayacağı sözünü verdi.

Beşar Esat muhaliflerle anlaştığını, Türkiye ve Rusya’nın da onayını alarak ülkede huzurun tesisi yönünde büyük bir entegrasyon hareketi başlattığını, ülkedeki bütün tarafların eşit biçimde temsil edileceği bir seçimin yapılacağını, Uluslararası gözlemcilerin de yer aldığı bu seçim sonucunda eğer kaybederse iktidarı bırakacağını taahhüt etti.

İsrail son bir yıllık süreçte Filistinlilerin iyi niyet gösterileri karşısında duygulandığını, Kudüs’ü başkent ilan etme kararını geri çektiklerini, artık başkentlerinin Tel-Aviv olduğunu, yeni yerleşim bölgeleri de açmayacaklarını söyledi.

Ortadoğu’nun müzmin kralları uzun süredir yönetimleri ile halkları arasında bir duygusal ve düşünsel kopukluk yaşandığını kabul ettiklerini, bu sebepten de yakın bir süreçte her kesimin dahil edileceği demokratik rejimler tesis etme konusunda anlaştıklarını bildirdiler.

Türkiye’de de güzel şeyler oldu.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kovit 19 salgınının yaraları kısa sürede sarıldı, ekonomik kriz bizi teğet geçti, gayrısafi milli hasılamız hedeflenen düzeye ulaştı.

Akaryakıt, özellikle benzin ve mazotun litre fiyatları 30 TL civarına tırmanmışken 19’lara düştü.

Zengin ile yoksul arasındaki makas kapanmasa da bu konuda bir hayli mesafe kat edildi, asgari ücretliye % 50 zam verilerek o kesimin de insanca yaşayabileceği bir refah düzeyi yakalandı.

İktidar ile muhalefet ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda birlikte hareket etme kararı almakla kalmadılar, bunu kayıt altına da aldılar. Boğaz’a nazır bir lokantada Erdoğan ile Kılıçdaroğlu yemek yedi, ülke meselelerini saatlerce partiler üstü bir zeminde masaya yatırdılar, müzakere ettiler.

Adalet Bakanlığı, dünyanın gelişmiş ülkelerinin hukuk sistemleri incelenerek yeni bir anayasa hazırladıklarını ve bu yasanın ülkeyi bir asır taşıyacak kadar sağlam bir bünyeye sahip olduğunu, en yakın zamanda Meclis’e sunulacağını açıkladı.

YÖK bütün üniversitelere bir genelge göndererek artık ana bilim dalı başkanlığından başlayarak rektörlüğe kadarki akademik atamaların hepsinin kritere bağlandığını, özgeçmiş esaslı bu yeni sistemde akademi dışı hiçbir ölçütün esas alınmayacağını bildirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı yeni ve çağın ruhuna uygun, milli bir müfredat hazırlandığını, bu müfredata uygun ders kitaplarının yazılmaya başlandığını, kitapların dönem başında öğrencilere dağıtılacağını ilan etti.

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı memlekette tek bir karış toprağın boş bırakılmayacağını, gerekirse devlet eliyle boş arazilerin üretimle buluşturulacağını açıklayarak “Toprakları milyonlarca metrekareyi bulan bir tarım ülkesinde tarım ithalatı gibi bir garabetin ülkeye yakışmadığını” söyleyerek tek bir maydanoz sapının bile ithaline izin vermeyecekleri açıklamasını yaptı.

Kültür Bakanlığı dünya çapında, evrensel değeri olan ve insanlığın ortak değerlerine hitap eden kitapları yeniden basma kararı aldı.

Düşlerin tek kötü tarafı uyandığınızda gerçeğin hiç değişmeden olduğu yerde duruyor oluşudur.