Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Ekim 2018

2023 Eğitim Vizyonu: Önce İnsan

John Holt’un sevdiğim bir eğitim tanımı vardır. Holt, eğitimi,” Birinin kişiye verdiği veya yaptığı bir şey olmaktan öte, kişinin kendisi için aldığı bir şey” olarak tarif eder. Grace Llewellyn ise şöyle devam eder; “Eğer ne öğreneceğiniz konusunda özgür olabilseydiniz, her zaman için gerçekten ilginizi çeken konuları bulma güdüsüyle hareket ederdiniz.”

Bakıldığında her birimiz aslında dünyaya, öğrenme aşkı ile tarif edilen bir duyguyla geliriz. Okula gitmemizle beraber ise bu güdümüz giderek silikleşir ve zayıflar.

Yanılmıyorsam John Taylor Gatto’nun bir makalesinde okumuştum. IBM yönetim kurulu başkanı, Saint Louis’de, öğretmen eğitimini yeniden tasarlamak için tertiplenen bir programda konuşmasına şöyle başlıyordu. ”Ülkemizde neredeyse insanların tamamı bilgisayar okuryazarlığını kendi çabalarıyla kazandı. Okulların ise bu hususta hemen hemen hiçbir katkısı olmadı.”

Günümüzde yetişkinlerin, birbirinden farklı algı ve yeteneklere sahip olan milyonlarca öğrencinin zorunlu olarak gitmek durumunda bırakıldıkları okullarda önlerine bir paket olarak koydukları kitap dolusu bilgilerin gerçekte işe yaramadığını söyleme çalışıyorlar.

Oysa yazar ve eleştirmen Herbert Read’in de ifadesiyle; “Doğal olarak insanoğlu çok çeşitlilik gösterir ve bütün bu farklı kişilikleri bir kalıba sokmak hem baskı gerektirir hem de ziyadesiyle zordur.” Sanırım okullarda bunu yapmaya çalışıyoruz ve bu yüzden istenilen verimi elde edemiyoruz.

Bugün okul ve öğretmen kavramlarının, insanların zihninde çağrıştırdığı tek bir kelime varsa o da “öğretmek” kelimesidir. Algı ve yeteneklerine göre değil yaşlarına göre belirli sınıflara doldurulan çocukların önüne en az 10-15 farklı alanda ortalama 200-300 sayfalık kitapları koyarak öğretmeye çalışıyoruz.

Eğitimci Vinoba Bhave, Hindistan’da konuşulan kırk dil içinde, İngilizcedeki “öğretmek” kelimesine karşılık gelen herhangi bir sözcük bulunmadığını ifade ediyor. Çünkü Bhave, Hindistan eğitim yaklaşımına göre “Bizler ancak öğrenebiliriz, başkalarının öğrenmesine yardımcı olabiliriz ancak öğretemeyiz” diyor. Biz de evvela bu ‘öğretme’nin kibrinden arınmalıyız.

Ne yazık ki bizim ülkemizdeki eğitim sistemi çocukların her alanda başarılı olmaları üzerine kurgulanmıştır. “İyi insanlar” olmaları üzerine değil. Bu alan hep boş bırakılmıştır.

Tam da bu noktada “2023 Eğitim Vizyonu” açılış konuşmasını yapan Başkan Erdoğan’ın şu sözleri çok mühimdi.” Önce insan diyeceğiz. Sonrasında da eğitim-öğretim sisteminin hedefi, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi bireyler yetiştirmek olmalıdır.”

Ayrıca MEB Bakanı Ziya Selçuk; “Eğitim sisteminin çift kanadı temsilen aklı ve kalbi birleştiren bir yolculuğa ihtiyacı olduğu kesindir” diyerek mevzuyu tamamladı.

Vizyon belgesinde geçen iki cümle dikkatimi çekti. Bunlar; “Eğitimin ana öğesi ve baş öznesi insandır” ile “Her kültür kendi eğitim sistemini üretir” cümlesi.

Ve ayrıca Türk Eğitim Sistemi’nin temel sorununun bir zihniyet meselesi olduğu vurgulanıyordu. “Zihniyet meselesi çözülmeden de insan ve toplum meselesi çözülemez” deniliyor.

“Her kültür kendi eğitim sistemini üretir” ifadesi kuşkusuz doğru bir ifade. Ne var ki mevcut eğitim sistemi, bizim tarihi ve kültürel kodlarımız üzerine inşa edilememiştir. Kemalist CHP zihniyetinin bir ürünü olarak karşımızda hâlâ büyük bir sorun olarak durmaktadır.

2013 yılında basılan bir eğitim kitabımda; “Eğitim meselemize önce insanı tanımakla başlamalıyız. Çünkü insanın derinliğine inmeden, duygularını, inançlarını, değerini tanımadan özgün bir eğitim sistemi inşa edemezsiniz” demiştim.

2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde büyük çaplı bir reform çıkmasa da bu uğurda bir adımın atılmış olması bakımından önem arz ediyor. Hiç değilse yıllar sonra “Önce insandan başlamalıyız, bu bir zihniyet meselesidir” denilmeye başlandı.

Biliyorum, eğitim bir çırpıda halledilecek bir mesele değil. Yeter ki asıl soruna odaklanalım. Bizim bugüne kadar eğitimde sorun denildiğinde aklımıza sıra, masa, tahta vs. gelirdi. Oysa eğitimin temel sorunu bir zihniyet sorunudur. Bize ait olmayan yabancı bir zihniyet bu. Buradan başlayabiliriz.

Şimdilik çocuklarımız için yapılacak en önemli yenilik, öğrenme güdülerini kamçılamak yani meraklarını tetiklemektir. En önemlisi de erdem, ahlak sahibi, vatansever, sorumlu, kaliteli özgür birer insan olmalarının yolunu açmaktır. Bunun da çözümü belli ama şimdilik kimse buna cesaret edemiyor.