2021 yılını uğurlarken...
2021 yılının son günlerini yaşıyoruz. Çok zor bir yıl geçirdik. Ekonomik kriz, yüksek hayat pahalılığı, paranın değer kaybı, işsizlik, krizler ve salgınla dolu olan 2021 yılını geride bıraktık. 2022 yılına girmeye hazırlandığımız bugünlerde yeni yılın refah ve huzur açısından daha iyi olacağına dair elimizde güçlü işaretler veya veriler bulunmamaktadır. 2021 yılında normale dönmeyen hayatımız 2022 yılında da normale dönmeyecektir. Kötümser olduğumuz bugünlerde genede enseyi karartmadan geleceğe bakmak, umudu yitirmemek, bütün zorluklarına rağmen yaşama tutunmak önem taşımaktadır. İnadına mutluluk, inadına umut, inadına hayat demekten vazgeçmemeliyiz.
Dünyada
insanlar artık kendilerini hiçbir şekilde güvende hissetmemektedir. İnsanların
güvenlik kaygılarını istismar eden yönetimler, demokrasi, hukuk ve insan
haklarını ihlal etmeyi bir hak olarak görmektedirler. 2021 yılı dünyada
demokrasi, özgürlük ve insan hakları alanlarında büyük gerilemelerin yaşandığı
popülist ve aşırı hareketlerin yükseldiği bir sene olmuştur.
Koronavirüs
pandemisi, insanlığı bölüp parçalamıştır. Salgın, insanlığı, sağlık mı ekonomi
mi, ikilemiyle karşı karşıya getirmiştir. İnsan hayatından vazgeçilemeyeceği
söylenmesine rağmen, ekonomik çıkarlar uğruna salgın tedbirleri büyük ölçüde
ortadan kalkmıştır. Dünyada salgın konusunda genel bir umursamazlık havası
vardır. Omicron varyantı gibi koronanın ortaya çıkan mutasyon geçirmiş türlerine
dair yapılan tartışmalar dahil, kamuoyunda artık ilgiyle takip edilmemektedir. 2021
yılında dünya, salgını ve ölümü kanıksar tutumlar ortaya koymuştur.
Dünyadaki en
önemli sorun iklim değişikliğidir. Devletler, iklim değişikliği ve ekolojik
kriz konularında sahici adımlar atmak yerine bu sorunları kendi aralarındaki
güç mücadeleleri uğruna istismar etmektedirler. Küresel iklim değişikliğinden
dolayı dünya, adım adım büyük bir kuraklığa doğru gitmektedir. Büyük kuraklık
küresel ölçekte yaşandığında insanlık, paranın yenmeyeceğini, ekmeğe, buğdaya
ve tahıl ürünlerine ihtiyaç duyduğunu anlayacaktır. Buğday ve tahıl ürünleri,
önümüzdeki yıl en çok ihtiyaç duyulan gıda maddelerinin başında olacaktır.
Toplumlar, iklim değişikliği ve ekolojik kriz konularında sahici politikalar
uygulamaları konusunda hükümetleri zorlamalıdırlar. Devletlerin ve
hükümetlerin, iklim değişikliği gibi hayati bir konuda dahi adımlar atmadığı ve
günü kurtarma derdinde olduğu görülmektedir.
COVID-19 pandemisi,
insanlık için en önemli olan şeyin sağlık olduğunu öğretti. İnsanlık, artık en
çok sağlığı konusunda kaygılanmaktadır. COVID-19 pandemisi, biyolojik,
psikolojik ve sosyal sağlık durumumuzu tehlikeye sokmaktadır. Pandemi uzadıkça insanlar,
bedenleri kadar akıl ve ruh sağlığından da endişe etmektedirler. Sosyal, siyasal,
ekonomik ve özel zorunlar insanları, akıl ve ruh sağlıklarını kaybetme
noktasına noktasına getirmiştir. Pandemi, dünyanın küresel bir tımarhaneye
dönüşmesini sağlamıştır. Küresel bir tımarhaneye dönen dünyada akıl ve ruh
sağlığımızı nasıl koruyacağımız şeklinde çetin bir soru ve meydan okuma
hepimizi beklemektedir.
2021 yılını,
bocalamalar ve değişimler yılı olarak yaşadık. Hayatımızın dijitalleşmesi
süreci, 2021 yılında hızlı bir şekilde devam etti. Hayatın dijitalleşmesi
süreci, 2022 yılında artık dönülemez bir şekilde daha ileri noktalara
taşınacaktır. Eğitim, eğlence, çalışma, ticaret ve tüketim başta olmak üzere
bütün alışkanlıklarımız radikal bir şekilde değişti. Bizler, hızlı ve kolay bir
şekilde ulaşabildiğimizi tercih etme şeklinde yeni bir hayat tarzına
yöneliyoruz. Hayatın dijitalleşmesi, gelecekte kreatif düşünen, özgün ve analitik
fikirler ortaya koyabilen insanlara çok ihtiyaç duyulacağını göstermektedir.
İnsanların
önemli bölümü, 2022 yılına umutsuz bir şekilde girmektedir. Yaşadığımız salgın
felaketine rağmen, insan yaşamının değerini hâla anlamış değiliz. Her gün
kadınlar, çocuklar ve hayvanlar vahşice katledilmektedir. 2021 yılı kadın ve
çocuk cinayetlerinin arttığı karanlık ve kanlı bir dönemdi. 2022 yılında insan
hayatının değerini anladığımız, kadına ve çocuğa karşı şiddet utancından
kurtulduğumuz bir yıl olmasını diliyorum. Cahit Külebi’nin Bir Yılbaşı Gecesi
şiirinde söylediği gibi, bütün olumsuzluklara rağmen yeni yıla tasa yerine
umutla girelim: “Yılbaşı gecelerinde tasalara boşver! / Bilmez misin rüzgar
estikçe / Çiçeklerin kokusu uçar gider. / Bilmez misin ağaçlar sallandıkça / Meyveler
dökülür yere, / Gün olur yeniden bahar gelir / Dünyamız yeşerir birden bire. / Hoş
geldin yılbaşı gecesi / Geçen yıllardan da memnunduk, / Gelecek günleri
düşündük de / Hem ısındık, hem doyduk.”