2020 yılını unutmamak
2020 yılı bütün insanlık için çok zor yıl oldu. Yaşanan
çetin zorluklardan dolayı 2020 yılı uğursuz ve şeytan olarak görülmeye
başlandı. Herkes bir an önce 2020 yılının bitmesini ve yaşanan kötü günlerin
geride kalmasını istemektedir. 2020 yılı bitmesine rağmen, yaşadığımız
zorluklar olduğu gibi sürmeye devam etmektedir. En önemlisi COVID-19 pandemisi
hızından hiçbir şey kaybetmeden sürmektedir. Virüsün mutasyon geçirmiş son
versiyonunun çok daha fazla bulaşıcı olduğunu yeni öğrendik. 2020 yılını
unutmak kolaycılığına düşmek yerine, bu yılda yaşadığımız zorlu günleri,
anıları ve tecrübeleri unutmamamız lazım. Dünya ve insanlık, 2020 yılını entübe
durumunda veya yoğun bakımda geçirdi. Nefes alamadığımız, boğulduğumuz ve
bunaldığımız günler yaşadık. 2020 yılının unutulmaması ve unutturulmaması,
geleceğimizi düşünmemiz, sağlığımızı ve umudumuzu korumamız açısından büyük
önem taşımaktadır.
2020 yılı, sağlık söz konusu olduğunda her şeyin teferruat
olduğunu bize öğretti. Önümüzdeki yıllarda insanlar için en büyük meydan okuma,
sağlığın nasıl korunacağı şeklindedir. Koronavirüsü, çok kolay bir şekilde
hayatımızı ve sağlığımızı tahrip edebilmekte ve yok edebilmektedir. Önümüzdeki
yıllarda sağlığımızı tehdit eden büyük risklerin ortaya çıkacağı
öngörülmektedir. Dünyanın ve tabiatın sağlığını bozan insanoğlunun bundan sonra
sağlıklı bir şekilde yaşaması, çok zor bir hale gelmiştir. Sağlıklı beslenme
imkanlarımızın ve kaynaklarımızın tükendiği bir durumla karşı karşıyayız.
Sağlıklı beslenme adı altında sahte, yapay ve zararlı ürünleri bize dayatmaya
kalkan sağlıksız ürünler sektörünün tasallutuna maruz bırakılıyoruz. Sağlıklı
beslenme konusunda bireysel olarak önlemler almak önemlidir. Bizim sağlıklı
beslenmemiz ve yaşamamız kadar, tabiatın
sağlıklı şekilde korunması için çaba sarf etmemiz gerekmektedir.
Tabiat, evimizdir. Ormanların, dağların, suların ve tabii
kaynakların yağmalanması, yeryüzünde hayat için şartların ortadan kalkması
anlamına gelmektedir. Kolay yoldan büyük kazançlar kazanma hırsıyla tabiatın
üstünün ve altının yağmalanmasının birçok örneğine şahit olduk. Korona salgını,
tabiatı yağmalamanın bedeli olarak
başımıza gelen bir afettir. Tabiatı ganimet uğruna yağmalamanın maliyeti
çok ağır ve telafi edilemez düzeyde olmaktadır. Tabiat ve çevre sorunu, bütün insanların en büyük yaşamsal
sorunudur. Çevre ve tabiat konusunda şimdiye kadar yapılan ölümcül uygulamaların
sürdürülmesi, hepimizin geleceğinin, sağlığının ve varlığının karartılmaya devam edilmesi
anlamını taşımaktadır. 2021 yılına girerken önce
hayat, önce sağlık, önce tabiat değerlerini yeni bir anlayış, pratik ve
politika haline getirmek için kendimizi yenilemeliyiz.
Kadına karşı şiddetle, yoksullukla, hayat pahalılığıyla,
depremle, kuraklıkla, savaşlarla, eğitimin gerilemesiyle, açlıkla ve işsizlikle boğuştuğumuz bir yılı geride
bıraktık. Korona salgını sonucu hastalandık, sevdiklerimizi kaybettik ve acı
çektik. Bütün yaşanılanlara rağmen 2020 yılından dersler çıkarmamız, öğrenmemiz
ve unutmamamız gerekmektedir. 2020 yılında yaşanan bütün acılara ve zorluklara
rağmen, enseyi karartmamak, yaşama sevincinden ve umutlu olmaktan
vazgeçmemeliyiz. Yeni yılın sağlık, umut ve
esenlik getirmesini dilerken 2020’yi Jacques Prevert’in Geçen Yılda
Geçen Yılı Yaşadınız mı? şiiriyle uğurluyorum:
‘’Bu yılı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz
için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı
ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin
doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç
kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir
kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir
bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ya siz onu hiç
kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok
yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç
oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden
yaş gelene kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca
sarıldınız mı bu yıl?
Çimenlere uzandığınız
oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan
bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç taş kaydırdınız mı
bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem
attınız?
Bir çiçeği dalındayken
kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez
gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir
çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız
bu yıl?
Eski bir dostunuzu
aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı
bu yıl?
Aslında mutlu
olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar
gibi birçok "küçük şey”e bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün…
Yayılın çimenlerin
üzerine...
Acele edin...
Er ya da geç...
Çimenler yayılacak
üzerinize...’’