2015 İN ARDINDAN
"Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?" diye soruyordu üstat Necip Fazıl şiirinde. Bir yuvarlak etrafında dönüyoruz zamanla birlikte. Başlangıcı neresi olduğundan ziyade nereye gittiğimizin önemi var bence. Ah o eski yıllar diye hayıflanacağımız bir miladı yılı daha geride bırakıyoruz. Ardından hüzünle değil de sevinçle konuşacağımız yıllar yaşamak ümidiyle yelken açıyoruz yeni miladi yıllara.
Siyasi olarak ilk altı ayını 7 Haziran seçimlerine hazırlık olarak geçirdik 2015 in. Kıyasıya bir mücadeleye şahit olduk meydanlarda. Siyasetin en acımasız dilini dinledik liderlerden. Muhalefeti ülkenin batması pahasına bir üslup içerisinde gördük utanarak. Hükümetin her yaptığının yanlış olduğu inadıyla yürütüldü çalışmalar. Her sandıkta ayrı bir plan yapan partiler, anlayış ve ilkeleri aynı olmasa bile yer yer birbirlerine destek vermekte kıyasıya yarıştılar. Meydanlarda ve söylemlerinde birbirlerine her türlü saldırıyı yapanların sandıkta birliktelikleri bizi şaşırttı. Bu denli farklı anlayışların bir araya gelebilmesi manidardı. Üstadın dediği gibi "Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdıru2026" Şahsi ihtirasları uğruna ülkenin batmasına göz yumabilen bir muhalefetin ülkeye verebileceği ne olabilir ki? Muhalefetin inadına siyaseti bir tarafa, paralelin ihanetiyle yoğruldu siyasi çalışmalar. Tabanı, ortası ve tavanı beraber hareket etti bu yapının. Her ilde, her ilçede ve hatta her belde ve köyde iktidarı devirebilmek için en kirli oyunlarını sergiledi malum cemaat yetkilileri ve buna alet oldu o cemaat mensupları. Her yerde farklı siyasi partiye destek veren bu yapının mensupları, bunu da dini bir kılıfa uydurma çabası içerisine de girmekten geri kalmadılar. Gazete sayfalarını ve televizyon ekranlarını yıllarca beslenip palazlandıkları ülkelerine ihanette kullanmakta bir beis görmediler. Algı operasyonları ve toplum mühendislikleri havalarda uçuştu. Terörden beslenen siyaset bu dönemde en büyük oyununu oynuyor, daha önce bağımsız olarak girdikleri seçimlere bu sefer bir parti olarak giriyor, aba altından sopa göstererek barajı aşamazsa ortalığı kan gölüne çevireceğini ilan ediyordu. İktidarın da yer yer eksiklikleri ve yılların getirdiği siyasi yıpranmışlık sonucu seçim sonuçları tek başına bir hükümetin kurulmasına imkan vermemişti. Yerli ve yabancı hainlerin tam olmasa da isteklerine yakın bir sonuç çıkmıştı.
7 Haziran sonrası Ak Parti artık tek başına hükümeti kuramıyordu. Muhalefette olan partilerin en az birine ihtiyacı vardı. Siyasi oyunda ikinci perde açılıyordu. Ak Parti'siz bir hükümet için her türlü oyun oynanmaya başlandı ama bütün girişimler akamete uğradı. Erken seçim kararı milletin de arzuladığı karar olmuştu. Ülkenin koalisyonlara mahku00fbm olmasına gönlü razı değildi milletin. Çünkü bunun bedelini çok ağır ödemişti yıllar önce bu ülke. Millet küçük hesaplar uğruna büyük bedeller ödemek istemiyordu. Bütün ülke 1 Kasım seçimlerine odaklanmaya başladı. Erken seçim kilitlenen siyaseti ve kirlenen zihinleri çözmek ve berraklaştırmak için son fırsattı. Ülkenin de buna acilen ihtiyacı vardı. Bu sefer kanlı oyunlar oynanmaya başlandı. Ülkenin her tarafından şehit haberleriyle yıkılmaya başladık. Hainler fidanlarımızı hedef almış, annelerin yüreklerine acılar salmışlardı. Ne oldu da barajı aşamazsak ortalık kan gölüne döner diyenler, barajı aştığı halde yine ortalığı kan gölüne çevirmeye başladılar. Hedef yine seçimlerdi ve ülke tek başına bir iktidara yürümemeliydi. Bu, ülke içindeki ve ülke dışındaki hainlerin tek hedefiydi. Herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardı ve bu ülkede milli yürüyüş devam edecekti. Nitekim de öyle oldu ve 1 Kasım seçimlerinden on üç yıl sonra yine tek başına güçlü bir iktidar çıktı ve ülke yükselme yoluna devam etmeye başladı. Bundan bazı çevreler hiç memnun olmamıştı. Kurguladıkları plan ve arzuladıkları sonuç böyle değildi.
İlk altı ayını kirli siyasi planlarla, ikinci altı ayını kanlı siyasi ihanetlerle geçirdiğimiz 2015 yılını hiç hatırlamak istemeyeceğiz. Halbuki ne ümitlerle başlamıştık 2015 yılına. Kendimiz ve ülkemiz adına beklentilerimiz vardı. Hayallerimiz vardı çocuklarımız adına geleceğe yönelik. Ümitlerimizi çalanlarla, beklentilerimizi bozanlarla, hayallerimizi yıkanlarla hesabımız var ru00fbz-ı mahşerde.
Planlarımızı miladi takvime göre değil, hicri takvime göre yapacağımız günlerin ümidiyle nice güzel yıllarau2026