2 Trilyon Dolara Doğru
15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere kendi içinde yaşadığı ihanet ve olumsuzluklardan; çevresinde yaşanan olumsuz dış etkenlerden dolayı tarihin en zor sınamalarıyla karşı karşıya kaldı, Türkiyeu2026
Ancak bu negatif etkenlere rağmen ekonominin ayakta kalması ve büyümeye devam etmesi; Türkiye ekonomisinin sağlam ve güçlü temellere dayandığını gösteriyor ve ıspat ediyor.
15 Temmuz'dan bu yana büyük çaplı yatırım ve projelerin durmaması ekonomimizin "öngörülebilirliğinin" ve "pozitivist iyimserliğinin" had safhada olduğunun açık ve net bir ifadesidir.
En zor şartları yaşadığımız 2016'da dünya ortalamasının iki misli bir oranla % 3 civarında büyümek önemli bir konu.
Daha çarpıcı bir veri aktarayımu2026
2000 yılını baz alıp 100'e eşitlediğimizde Türkiye ekonomisi reel olarak % 215 büyümüş.
Aynı dönem ve şartlarda dünya ekonomisi % 181, Avrupa Birliği % 126, gelişmekte olan ülkeler ise Hindistan hariç % 193'lük bir performans sergiledi.
Türkiye'nin dünya ekonomisine ve gelişmekte olan ülkelere göre büyüleyici bir performans gösterdiğini söylemek yanlış olmaz.
Proje bazlı ve cazibe merkezleri programını konuştuğumuz bir dönemde; mikro ve makro düzeyde çok önemli reform ve başarıların arifesinde olduğumuzu söylemem lazımu2026
Proje bazlı yatırımu2026
Proje bazlı yatırım ve "cazibe merkezleri programı" ile Türkiye yeni bir ekonomik atılıma hazırlanıyor.
Özellikle son 7-8 ay içinde yatırım desteklerinde büyük hazırlıklar yapıldı ve uygulamaya geçilme aşamasının son demlerini yaşıyoruz.
Hatta bazı yatırım projeleri uygulamaya konuldu bileu2026
Cazibe merkezleri programı kapsamında yaklaşık 4 bin müracaat var.
Bu program kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlar; önemli ve ciddi büyüklükte yatırımlaru2026
Açıkçası 2013-2016 yılları arasında yapılan yatırımlar ile proje bazlı yatırım teşviki kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla 1,5-1,7 trilyon dolarlık milli geliri yakalayabilme imkanımız var.
Katma değerli ürünu2026
Kanaatimce yatırımları, katma değerli imalata kanalize etmemiz lazım.
Özellikle teknoloji yoğunluklu ürün gamımızı yukarıya taşıyacak yatırım ve projeleri ön planda tutmamız gerekiyor.
Tüm bunların yanında; bireysel tercihlere göre üretimin ön planda olduğu "Endüstri 4.0" sanayi devrimi ile ilgili yol haritamızı çizmemiz ve geç kalmadan uygulamaya sokmamız gerekiyor.
Devlet öncü olabilir miu2026
Otomotivle ilgili başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere 6-7 yıldır yatırım yapılması çağrısı yapıldı.
Ancak bugüne kadar milli araba ile ilgili çağrılara cevap veren bir baba yiğit çıkmadı.
Milli araba projesinde devletin ön ayak olması durumunda sanki daha hızlı yol alacağız gibiu2026
Örneğin devletin % 51 ortak olduğu geri kalan ortaklığın ise özel sektörden oluştuğu kamu-özel ortaklığındaki bir oluşumla bu önemli projeyi daha kolay hayata geçirebiliriz.
Devlet sahip olduğu payını sonraki yıllarda özel sektöre yine devir edebilir.
Hem yatırımın büyüklüğü hem başka sebeplerden dolayı (Devrim'i devre dışı bıraktıran nedenler) sanırım; bu projede devletimiz ön ayak olmadan özel sektör cesaret edemeyecek gibiu2026
