2. Nene Hatun
Hacire Akar HDP’nin Diyarbakır İl Başkanlığı önünde yani PKK’nın siyasi ayağının gerçeklere kapalı kapısı önünde adeta Nene Hatun gibi direndi direndi
ve evladını dağdaki itin ağzından çekip aldı. Tek başına, beyaz yazması altında iman dolu başıyla kararlı bir şekilde korkmadan – ürkmeden direndi ve evladını orman yakan, köy yakan, bebek kurşunlayan, cami ve Kur’an yakan İslam düşmanı PKK’nın kanlı ellerinden sağ salim çekip aldı…
Hacire Ana, tek başına kale duvarlarına atını süren Yıldırım gibi… Yine kale duvarlarını nerede ise kâğıt gibi yırtan Fatih gibi… Haçlı köpeklerine sırtındaki kefeni ile haddini bildiren Sultan Alparslan gibi ve bütün yiğitlerin kadın sürümü olarak aynı zamanda 2. Nene Hatun olarak evlada sahiplenmek nasıl olur bütün Türkiye’ye gösterdi ve belleklerimize devleşerek oturdu, şuurunun beyazlığı, netliği ak yazmasına aksetmiş Hacire Akar olarak… Silahsız, sopasız, taşsız şekilde terörist PKK’ya ana yüreği ile karşı çıktı. HDP’nin şer barındıran duvarlarını, kirli kapısını hiçe sayarak meydan muharebesi verdi ve zafere ulaştı. Gözümüzde Yıldırım Beyazıt canlandı, Nene Hatun canlandı…
Tüm analar Hacire anayı örnek almalı. Gerektiğinde tek başına mücadele ederek evladını terörün, ahlaksızlığın, uyuşturucunun ve tüm pisliklerin elinden çekip almalı… Hacire ana Güneydoğulu analara yeni bir milat oldu, 2. Nene Hatun olarak yeniden uyanışa evlatlara kararlı şekilde sahip çıkışa da vesile olacaktır. Ayrıca tüm kadınlara vatan hainleri karşısında nasıl durulur dersi de vermiştir.
Hacire Akar ana: HDP’nin kendi menfaatleri peşinde koştuğunu bilge bir kadın edasıyla anlatıyor… Hacire ana insan hakları söylemini yüzsüzce dile getirenlere karşı akıllıca kurduğu cümlelerini şamar olarak atıyor... İşi düşen gencin korkudan HDP binasından içeri girmediğini, girerse uyuşturucu ve ilaç verilip dağa kaldırılacaklarından korktuklarını dile getirirken aslında HDP’nin parti olmaktan çok uzak; şer yuvası olduğunu özetlemiş oluyor.
Bizim Selahaddinlere, Yavuzlara, Fatihlere, Ömerlere, Alilere ihtiyacımız olduğu gibi Nene Hatunlara da ihtiyacımız var. Ormanlarımızı Yakan kanlı PKK karşısında hakikati korkusuzca haykıracak, hatta ağaç için PKK’ya efelenmekten korkan sözde sanatçılara örnek olacak Hacire analara öyle çok ihtiyacımız var ki… Bu vatanı Allah için sevecek insanlara, dışarıya değil, topraklarımıza bağlı insanlara ihtiyacımız var…
2. Nene Hatun vakası, yani Hacire ana zaferi Diyarbakır’da çok şeylerin değiştiğine ve insanlarda ki cesarete de delil olmuştur... HDP İl Başkanlığı önünde eylem yapılabilmesi ve PKK’ya nefretin dile getirilmesi de devletin herkese eşit şekilde sahip çıktığına delildir... Hacire ana devletten razı, Diyarbakır devletten razı… Bütün vatan Diyarbakır’ın olduğu gibi Diyarbakır’da bu vatanın şerefli bir parçasıdır ve Hacire ana hepimizin anasıdır. Ve bu vatana gönülden bağlı, hangi dine veya mezhebe bağlı insan varsa baş tacıdır... Kim ihanet düşünüp; şer peşinde koşuyorsa evladımız dahi olsa düşmanımızdır. Diyarbakır’ın imanlı Kürt insanı inşallah daha çok Hacire analar ve şuurlu babalar çıkaracaktır, yeter ki birlik ve muhabbet ruhundan uzak durmayalım.