Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Haziran 2022

2 milyon konut!

İNTERNETTEKİ arama motoruna “ev sahibi kiracı kavgası” diye yazdığınızda, karşınıza son zamanlarda meydana gelmiş ve bir bölümü ölümle sonuçlanmış olaylara dair birçok haber çıkıyor.

Sabır dostlar sabır, aman ha!..

***

Malûm;

Özellikle büyükşehirlerde mesken satış ve kiralama bedelleri de, bunun tabii sonucu olarak ev sahibi kiracı çekişmeleri, hatta çatışmaları da patladı.

Avukat arkadaşlarım, son zamanlarda “akıl almak için” kendilerini arayanların kahir ekseriyetini “ev sahipleriyle kiracıların” oluşturduğunu söylüyor.

İş yükü altında zaten ezilen adliyeler bu süreçten şikâyetçi.

Hukuk mahkemelerindeki her on davanın beşini kiracı-ev sahibi anlaşmazlıkları oluşturuyormuş.

Böyle olur tabii…

Kimse malına piyasanın çok altında kira ödenmesinden hoşlanmaz.

Aynı durumdaki ev 5 bin lira kira getiriyorsa, 1.200 lira kira alabilen ev sahibi büyük bir ihtimalle kiracıya “Ya 4 bin liraya çıkart ya da çık!” diyecektir.

Karşı taraf bunu çok büyük ihtimalle kabul etmeyeceğinden, edemeyeceğinden, konu yargıya intikal edecektir.

Hadi bakalım; “kira tespit dâvâsı”, “ihtiyaç nedeniyle tahliye dâvâsı"...

Bu zorlu hayat şartlarında her iki taraf için de bir dolu maddî, manevî sıkıntı.

Karşı tarafın işi yokuşa sürdüğünü, kendisini enayi yerine koyduğunu, zulmettiğini düşünen taraflar, üzerlerinde taşıdıkları stres yükünün de etkisiyle birbirlerine girebiliyor.

“İstanbul’da kiracı, kavga ettiği ev sahibini silâhla öldürdü!”

“Esenyurt’ta ev sahibi kiracı dehşeti!”

Böyle bir çok haber var.

Büyük bölümü de İstanbul’dan.

Problem nerede daha yakıcısıyla, olaylar da orada çıkıyor ağırlıklı olarak.

Bu gidişe bir “dur” demek gerekiyor da, nasıl?

Siyasal İktidar, büyük bir “sosyal krize” yol açan bu durum karşısında ne yaptı?

İşte…

Kiralara, bir yıl için (ve sadece bir yıl geçerli olmak üzere) yüzde 25 artış tavan sınırı getirdi. Palyatif tedavi, hatta o bile değil!

TÜİK enflasyonunun düzeyi bu iken, böyle bir üst sınır getirilmesi gerilimi daha da arttırır.

İnsanları “yan yollara” saptırır!

Siz, herhangi bir ürünün fiyatına bir yıllığına “yüzde 25’lik zam üst sınırı” koyabiliyor musunuz?

Zincir marketlere “Sattığınız ürünlere bir yılda en fazla yüzde 25 oranında zam!” düzenlemesi getirin bakalım, neler oluyor!..

Bu şartlarda “ekmeğe bir yılda en fazla yüzde 25 zam” derseniz, fırıncılar ayağa kalkar!

Bu yüzde 25’lik kira sınırlaması, eski kiracıları “bir süreliğine” korur ama kiralık ev arayanların yükünü iyice arttırır.

Nitekim piyasadan gelen mesajlar da bu yönde…

Ev sahipleri, “Devlet ileride ne yapar belli olmaz!” diyerek yeni kiracı adaylarına iyice yükleniyormuş.

Birçok yerde, 6 aylık, hatta1 yıllık “peşin” talepleri artmış.

“Boş tarihli” tahliye taahhüdünü de mutlaka istiyormuş ev sahipleri!

Bir de, evini kiralayacağı kişileri seçerken, kılı kırk değil kırk bin yarıyorlarmış.

Pekçok kiracı adayı “bu kiraları ödeyebileceği şüpheli bulunduğundan” ret cevabı alıyormuş.

Ev tutabilmek istiyorsan çok sağlam kefillerin olacak.

Bu devirde kim kime kefil olur, hele kiralar bu kadar yüksek ise!

HHH

Lâfı uzatmayalım;

Gerilim gittikçe büyüyor özetle.. Memleketin derdi, bizim derdimiz.

Meslektaşımız, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ile oturmuş, bu işlerin nasıl düzeltilebileceği üzerine kafa yoruyorduk.

Böylesine bir tıkanıklık söz konusu olduğunda, problemi “bir yıl sonraya” taşımaktan, sıkıntıyı halının altına süpürmekten başka yapabileceğiniz tek şey “arzı” hissedilir miktarda arttırmak.

Yok konutta KDV indirimi, yok müteahhitlere sıcak para desteği, yok “Yüzde 0.99 faiz oranı”, yok şu, yok bu…

Bunlar iş değil!

“ 2 milyon (eski para hesabıyla iki trilyon) lira değerine kadar konutlar için 10 yıla kadar vade ve aylık yüzde 0,99 faizli kredi.”

Hesaplayın bakalım, 1 milyon 200 binlik konutu alabilmek için ayda kaç lira ödemeniz gerekiyor!

Böyle işlerin olumlu bir etkisinin olmadığını, aksine mesken fiyatlarının ve dolayısıyla kiraların daha da tırmanmasına yol açtığını hep birlikte gördük.

Ben Sinan Burhan’a bunları söyleyince…

“O zaman tam 2 milyon konut için duyuru yapılsın ve süreç başlatılsın!” dedi.

Tam 2 milyon konut!

“Rakam biraz abartılı değil mi?” dedim.

“Hayır, değil!” dedi Sinan Burhan:

“Devlet, evi olmayan vatandaşlarımız için çok makul taksitlerle 2 milyon mesken duyurusunu mümkün olan en kısa sürede yapmalı.”

Devletimiz bunu yapabilir mi?

Sinan Burhan, “Yapabilir!” diyor:

“Evi olmayan vatandaşlarımıza, piyasada asla bulamayacağı ve karşılayabileceği şartlarda konut sağlanmalı. Devlet arazileri zaten bedava olacağından maliyetler büyük oranda düşer zira maliyette en büyük kalemi arsa maliyeti oluşturuyor. Yapı harçları, proje bedelleri vesaire bedelleri de işin önünde devlet olursa düşer. Konut yüzde 50 ucuza gelir!”

Bu yönde bir takım çalışmalar var.

“Belediyelerle işbirliği, hazine arazileri üzerine konut yapma imkânı” gibi mevzular gündeme geliyor ama “2 milyon” çok büyük rakam.

İhtiyacın büyüklüğü karşısında ise, çok da büyük değil!

TOKİ’nin bugüne kadar 1 milyon civarında konut yaptığı biliniyor. Bunu 2’ye katlamak.

Diyelim ki vatandaşı 10 yıllığına borçlandırarak…

Bedeller, ödemeler çok makûl olacak.

Devlet, bütün gücüyle destek verecek ve konuta sadece ihtiyaç sahipleri yazılacak.

Tam 2 Milyon ilâve konut için, vatandaşları şimdiden sisteme sokmak. Sinan Burhan “Yapılabilir ama duyuru için geç kalınmamalı!” diyor.

İnsanlarımız köprü altlarında yatacak değil.

Gençlerimiz evlenmeyecek değil. Konut ihtiyacı daha da artmayacak değil.

Seçim yapılmayacak değil.

***

Gazeteci Sinan Burhan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin AK Partili Meclis Üyesi aynı zamanda.

Teklifte bulunurken meselenin “seçim” boyutunu da göz önünde tutması gayet tabii.

İnsan başını sokacak ev bulamadığında, iyice “yıkıcı” hale gelebilir!