Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.16
Gram Altın
2972.99
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

1915'i Yeni bir anlayışla idrak etmek

Türkiye ve dünyada, 1915 Yılında Ermeni halkının yaşadığı olayların nitelendirilmesi konusunda yoğun tartışmalar yapılmaktadır. 1915 Olaylarının 100. Yıldönümü olması nedeniyle, tartışmanın daha yoğun bir şekilde devam edeceğini öngörmek mümkündür. 1915 Yılında ne olduğu tartışmasını yapmak sağlıklıdır. Ancak bugünümüzü ve yarınımızın merkezine, 1915 olaylarını koymak anormal bir durumdur.

1915 Tartışmasına Papa'nın sözleri damga vurdu. Papa 1915 yılında yaşananları, "yirminci yüzyılın ilk soykırımı" olarak niteledi. AB Parlamentosu, 1915'i jenosit olarak niteleyen bir karar aldı. Avusturya ve Almanya, 1915'i soykırım olarak niteleyen açıklamalarda bulundular. ABD Başkanı Obama'nın 1915 olaylarını bu sene Büyük Felaket olarak niteleyeceği duyuruldu. Bütün bu gelişmeler, Türkiye'nin çok sert tepkisine neden oldu. Türkiye, yabancı ülkeler tarafından 1915 olaylarının soykırım olarak nitelenmesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini ilan etti.

Soykırım bağlamında yürütülen 1915 tartışması, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerine büyük zarar vermektedir. 1915'in indirgemeci bir bakışla ele alınmasından dolayı, Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşememektedir. İlişkilerin mevcut durumundan dolayı en büyük zararı, Ermenistan ve Ermeniler görmektedir. Sınırların kapalı olmasından dolayı Ermenistan, dünyaya açılamamakta, Ermeniler dış dünya ile ekonomik ve ticari ilişkiler geliştirememektedirler.

Ak Parti'nin iktidara geldiği 2002 sonrası dönemde önemli açılımlar geliştirilmiştir. Ermeni açılımı, Ak Parti hükümetlerinin önemli politikalarından biridir. Gayri Müslim vakıflara ait malların iadesi bu dönemde gerçekleşmiş, Ermenistan ile diplomatik ilişkilerin imkanları aranmıştır. İki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek için protokoller hazırlanmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olduğu sırada 1915 yılında hayatını kaybedenler için bir taziye mesajı yayınlamıştır. Ak Parti, 1915 konusunu bir tabu olmaktan çıkarmıştır. Bugün Ermeni sorunu bütün boyutlarıyla özgürce konuşulabilmektedir. Bugün, Ermeni Soykırımı başlıklı kitaplar basılmakta ve satılmaktadır. Ak Parti döneminde gerçekleştirilen bütün bu olumlu adımları ve politikaları, Ermenistan'ın, AB'nin ve ABD'nin yeterince kavramadığı görülmektedir.1915 Tartışması üzerinden Türkiye'yi ve Ak Parti'yi mahkum etmeye kalkmak, hiçbir şekilde çözüm olarak nitelenemez. Bilakis sorunun bizzat kendisi, bu tek boyutlu yaklaşımdır.

1915 Sorunu, bugün tarihte yaşanmış büyük bir insani felaketi ve acıyı ifade etmenin ötesinde farklı bir anlam ve muhtevayla kullanılmaktadır. 1915 sorunu, bugün siyasetin araçsallaştırdığı bir ideolojik ve nasyonalist tutuma indirgenmiş durumdadır.

İndirgemecilik, 1915'i anlamayı ve kavramayı imkansızlaştıran bir tutumdur. Bütün olayı ve olguyu soykırım dayatmasına indirgeyen yaklaşım, insani bir kavrayış ve anlayış imkanını ortadan kaldırmaktadır.

1915 Konusunda yapılacak en son şey, milliyetçiliktir. 1915 Üzerinden milliyetçilikler icat edildi, milliyetçilikler yarıştırıldı ve milliyetçilikler yaşatılmaya çalışılmaktadır. 1915'in milliyetçiliklerin insafına terkedilmesi, toplumlar arası nefreti ve düşmanlığı arttırmakta, gruplar, dış grup olarak gördüğü rakip toplumu ötekileştirirken, kendisini ise yüceltmektedir. 1915, mevcut durumda kör ve fanatik etnosentrizm tarafından esir alınmış durumdadır.

1915 Olaylarının etnosentrizm, indirgemecilik, dayatma, emperyalizm ve nasyonalizmin aracı olduğu bugünlerde Başbakanlık, konuyla ilgili tarihi nitelikte bir deklarasyon yayınladı. Başbakanlığın yayınladığı deklarasyon, 1915 konusunda gerçekleştirilmesi gereken yeni bir zihinsel değişimin kodlarını çarpıcı bir şekilde vermektedir. Bu deklarasyonda Ermeni toplumunun tarihsel ve sosyal mirası sahiplenilmektedir ve bu miras olumlu ve yapıcı bir şekilde nitelenmektedir. 1915 Yılında yaşanan insani acılardan duyulan insani üzüntü ifade edilmektedir. 24 Nisan 2015 Tarihinde yüz yıl önce gerçekleşen insani kayıpların, Ermeni Patrikhanesi'nde düzenlenecek bir ayinle anılacaklarına dikkat çekilmektedir. Başbakanlık deklarasyonunu, iki halkı birbirini anlamaya ve geleceğe bakmaya davet eden tarihsel bir çağrı olarak okumak mümkündür.1915 Olaylarının tek kelimeye indirgenmesinin düşmanlık ve nefret yaratmaktan başka bir işe yaramadığı vurgulanarak insanların duygudaşlık, anlayış ve saygı temelinde yeniden bir başlangıç yapmak için taze bir tutum tazelenmesine gitmelerinin gerekliliği dile getirilmektedir.

Deklarasyonda soykırım, tehcir, mukatale gibi geleneksel çatışma terminolojisi kullanılmamaktadır. Duygudaşlık, ortak acı, karşılıklı saygı, çatışmacı hafızadan sakınmak gibi yeni kavramlar ve anlayışlar ortaya konmaktadır. Tarihin siyasete kurban edilmemesinin gerekliliği ve acıların yarıştırılmaması konusunda insani duyarlılık gösterilmesi, deklarasyonda vurgulanan iki önemli husustur.

İnkar, ikrar, icbar ve inat merkezli seçenekler, mevcut konumlarımızı tahkim etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Başbakanlığın son mesajı, herkesi, bu pozisyonların dışında yeni bir anlayış düzeyine geçmeye davet etmektedir. 1915 Konusunda yeni bir insani idrake ihtiyaç bulunmaktadır.