1915 Çanakkale Köprüsü'nün düşündürdükleri
Simgelerin köprüsü; 1915 Çanakkale Köprüsü’nün heybetine bakınca, vicdanım şuurumun elinden tutup, bazı hakikatleri bir bir dolaştırdı… Düşündükçe içim meydan muharebesine dönüştü; yakın plan kurşunlar ise yağmur gibi oldu...
Çanakkale ve tarihi kahramanlıklar, aklıma Besmele bahsini getirdi. Üstadımızın Besmele bahsinde, bitkilerin sert taşı ve toprağı bismillah diyerek delip geçmesi misali gibi; Mehmetçik Çanakkale’de Bismillah diyerek, taşlaşmış küfür abidelerini, kibir devi zırhlıları, küresel alçakları, Siyonizm’in haince planlarını delik deşik etmiştir. Kısaca; küfrün taşlarını vurmuşlardır… Çanakkale’de Besmelenin ruhu olmasaydı; yüzlerce kiloluk mermileri nasıl kaldırıp, topların namlusuna yerleştireceklerdi? Çanakkale Destanı Besmelenin vücut bulmuş halidir.
Çanakkale’de iman ve küfür çarpıştı. Çanakkale’de kurşunlar dövüştü. Çanakkale’de gençliğin heveslerini geride bırakan, iman için ileri fırlayan delikanlılar, leş kargaları ile dövüştü... Çocuk denecek yaştakiler, ezan için, vatan için, şahadet kanıyla ruhlarına da kına yaktılar… Ve sonra, ileri yaşta olanlar ise ezanı susturdular, dili susturdular, göğüslere hicran yarası doldurdular. Sadece ezan mı? Hayır, hasrete, gurbete, sevdaya lokomotiflik yapan türkülerimizi, ezgilerimizi dahi susturdular; yasaklanan nağmelere namluları çevirdiler...
Eskiden Çanakkale’de şehitlerin kabirleri şimdiki gibi temiz ve şehitlere yakışır halde değildi. Çanakkale’de düşmanın mezarlarında diken bile bırakılmamışken, bizim şehitlerimizin mübarek kabirlerinde çöpler ve Allah'ın yasakladığı şişeler ilgisizliğe sırıtıyordu... Sadece yıldönümlerinde kısaca geçiştirilen haberlere konu oluyor ve bunlar Batılıları çok mutlu oluyordu… Allah için, Kur'an için yakın plan kurşunlarla kevgire dönen şehitlerimizin ruhları rahatsız, kanatları kırıktı… Vatan, haçlı ordularının çizmeleri altından kurtulmuştu ama içerdeki İslam düşmanlarının çizmeleri altına teslim edilmişti. Ecdat düşmanı, mukaddesat düşmanı, yerli ve milli düşmanları her yerde söz sahibi olmuştu, uzak diyarların sevdalıları, yakın diyarın şehitlerine yüreklerinde sevgi bırakmamıştı. Ve adam gibi bir adam, Allah için hizmete ve de Besmelenin sırrına inanmış biri geldi... Besmele ile CHP’nin taşlaşmış engellerini aştı, Allah’ın verdiği güçle, milletten aldığı dua ile her sıkıntımızı müspet manada değişmeye başladı… Çanakkale şehitliği temizlendi, sonra Türkiye'nin her yerinden turların düzenlenmesine, gençlerin ecdadı tanımasına ilham verildi. Yalanlar ile is tutmuş ruhlar milli ve manevi heyecanlarla yeniden cilalandı...
Cumhurbaşkanımızın Çanakkale Şehitlerine gösterdiği duyarlılığa ve 1915 Çanakkale Köprüsü için binlerce teşekkürler ve şehit kanları içindeki hücreler sayısınca Allah'a şükürler olsun. Evet, sadece Allah'a eğilen bir baş, başımıza gelince, Allah için can verenlerin hatırasına ve mukaddesata önem verilmiş oldu. Devletin Kur’anlı ve tecvitli başı, tüm şehitlerimize asıl hediyeyi Kur'an okuyarak, Kur'an okutarak ve dualar yaptırarak sunuyor… Bu durumdan, Çanakkale destanını yazan Akif in ruhu, dedelerimizin ruhu bayram ediyordur... Bu güzellikler yanında Çanakkale destanına öyle bir gerdanlık takıldı ki; 1915 Çanakkale Köprüsü gerdanlığı... Planlanan zamandan önce biterek, muhteşem bir açılışla şehitlerimize de yaraşır oldu. Köprüler yapan, imanla tahkiki iman arasına köprü kuran Erdoğan, başka köprüler de kurdu: Ötelerde bırakılmış milli hafızamıza köprüler kurdu, müze planı ile ezansız namazsız bırakılan Ayasofya’nın aslına köprü kurdu, yok sayılıp, unutulmaya terk edilen Kût'ül-Amâre’ye köprü kurdu. Bir cümlelik haberle geçiştirilen 1071 Malazgirt Zaferi’ne ve de Çanakkale Destanlarına köprüler kurdu... Besmelenin sırrına inanmış, Bismillah ile her müşkülü aşan Sayın Cumhurbaşkanımıza saygılar, hürmetler…
