18 Yaş dolana kadar, kızlı-erkekli MECBURÎ EĞİTİM!
Bu konu üzerinde epeyce durduk malûm; şu 12 yıl mecburi eğitim meselesi.
Biz “kesmek” istedikçe…
Tribünlerden “Bir daha, bir daha!” tezahüratı
yükseliyor.
Nasıl keselim,
kesilecek mesele mi?
x
Okumak isteyen,
istemeyen…
Bütün çocukları 6
yaşında alıp 18’lerini bitirene kadar okula gitmeye mecbur ediyorsunuz…
Sonra…
Kahir ekseriyetini “mesleksiz diplomalı” olarak “azat”
ediyorsunuz.
Öte yandan…
Memleketin dağını
taşını da üniversite doldurmuşsunuz…
Kapılarını “üç beş
soru yapabilen” herkese açtığınız üniversitelerde, milyonlarca (Sayın Cumhurbaşkanı’nın son açıklamasına
göre 7 milyonun üzerindeki) genci topluyorsunuz…
Hayatı iyice öteleyen
bu gençler, ortalama 24 yaşında çıkıyor oralardan.
Kahir ekseriyeti, bu
sefer daha “böyyük” diplomalı işsiz!
Milyon milyon öğrenci
mezun oluyor her yıl.
İstemediğiniz kadar
avukat, istemediğiniz kadar mühendis, her bölümden istemediğiniz kadar “etiketli mesleksiz!”
Sonra?
Hadi, bakalım “Devlet Kapısı”nda yığılma!
KPSS’yi kazan, OHASE’yi
kazan..
Torpil ara…
Onun bunun karşısında
düğme ilikle, el kavuştur…
Bin türlü yalakalık
yap ki, “Devlet Kapısı”na kapak
atabilesin!..
Bir yolunu bulup
Devlet’e kapak atabilenler, gemilerini kurtaran kaptanlar!..
Ya diğerleri?
Onlar için de, özel
sektör…
Mesleksiz diplomalı
için, orası da…
Fincanı taştan
oyarlar,
İçine de bade
koyarlar!..
X
Biz bunları yazınca…
Öğretmenler, veliler
arıyor…
Öğrenciler aramıyor!..
Onlar için hayat biraz
hoş, biraz da boş!..
“Arasam ne olacak ki?” diye düşünüyorlardır belki de!
Olsun…
Yine de yazalım.
Belki de, birileri
duyar!
Duymasa da “Dedik, dedik, dinlemediniz, ahan da bu
günlere geldiniz!” deriz.
Tarihe not düşmek
meselesi!
12 Yıl mecburi eğitim.
Bu o kadar önemli mi?
Yani, eğitim dünyasındaki
sıkıntılar mecburi eğitimin süresinin çok uzun olmasından mı kaynaklanıyor?
Yok, hayır, hepsi
değil elbet ama büyük bir bölümü öyle.
Marifet eğitimin
süresindeyse, 12 yılı 18 yıla çıkartın oldu olacak?
Yok, öyle değil.
Bugün, yerlerine
benzerlerini koyamadığımız pekçok kaliteli devlet ve millet adamı mecburi
eğitimin sadece 5 yıl olduğu dönemlerde yetişmedi mi?
Eğitim, önce 8, sonra
12 yıl oldu da ne oldu?
12 yıl, onun da çoğu,
veli toplantısı, bayram hazırlığı, tören, mören, uzunlu kısalı tatiller...
Test, tost…
Servis, kantin…
Harala, gürele…
Buyur sana 18 yaş!..
x
Bizim zamanımızda,
mecburi eğitim, 5 yıl idi.
Sonra, 28 Şubatçılar,
bunu kesintisiz 8 yıla çıkarttı.
Sonra…
"2012-2013
Sezonu"nda, 12 yıl oldu, kesintili haliyle.
O günlerde söylenen,
eğitimin süreci uzadıkça kalitenin artacağıydı.
Hem zaten, “katsayı”
engeli de ortadan kalkıyordu, dolayısıyla meslek eğitimi, ve dahi imam hatip
eğitimi coşacaktı.
Ne yazık ki, bugünkü
tablo işlerin hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
Siz, okumak isteyenle
okumak istemeyeni, kızlı-erkekli 18 yaş dolana kadar okula mecbur ediyorsunuz.
Okumak istemeyenle
isteyeni aynı sınıfta buluşturduğunuzda, ortaya “armoni” çıkmıyor, “kaka-foni”
çıkıyor.
Okumak istemeyen,
ortamın huzurunu bozuyor…
Okumak isteyen, okuldan
soğuyor!..
Öğretmenin işi gücü,
“Sus kızım, sus oğlum!” oluyor!..
Mecburen okula giden
çocuk, biraz güçlenince…
Etrafa açılınca…
Gücünü göstermek
isteyince…
İşler karışıyor!
Öğretmenler, “arkası
güçlü” gence bulaşmak istemiyor!..
Olan garibanlara oluyor!
Öyle veya böyle, hepsi
bir şekilde çıkıyor okuldan.
Kahir ekseriyet
mesleksiz…
X
Haksızlık etmeyelim…
Hani, gitmek
isteyenler için “mesleki eğitim
merkezleri, meslek liseleri filan” var…
Var da…
Oralardan çıkanların
çoğu, yapmıyor ki yarım yamalak eğitimini gördükleri mesleği.
Meslek eğitimi “öğrenci başına maliyeti” en yüksek
eğitim.
Buraya yapılan
yatırımın yüzde 80’i israf, şimdiki haliyle.
İşi bilen eğitimciler,
“Haftada 4 gün iş, bir gün okul!” modelinin işe yaradığını söylüyor;
piyasadaki ustalar
ise, verimin çok düşük olduğunu…
Bunun sebebi ne?
Belki de şu:
Meslek okullarına,
genellikle “haşarı” çocuklar gönderiliyor.
Onlar da bir araya
gelince, ortaya tam anlamıyla “yaramazlar
ordusu” çıkıyor!
Oralardaki “gerçekten
meslek öğrenmek isteyen” çocuklar da güme gidiyor!..
E, öyle…
Yaramazlarla uslular
bir araya geldiğinde…
Yaramazlar, usluları
bozar!
Bozamasa da, ortamın
huzurunu bozar!
x
Ben, dört-beş seneden
sonra “zorla” okula gitmenin faydalı olacağına inanmıyorum.
Önümdeki misaller de,
bu inancımı kuvvetlendiriyor.
Meslek eğitimi de,
mecburi eğitimden olmamalı yani.
Bir mesleğe kabiliyeti
olanlar, oralara yönlendirilmeli.
Oralarda da, sadece
meslek eğitimi almak isteyenler olmalı.
Aslına bakarsanız, bu
“yeteneğe göre yönlendirme” işini becerebilsek, işi baştan çözmüş olacağız.
Araştırmalar, yetenek
ve ilgi ile meslek buluştuğunda ortaya “huzur”
tablosunun çıktığını gösteriyor.
İşini sevmeyen biri, o
işte yarım saat fazladan çalışsa morali bozulur.
İşini seven biri ise,
mesai saatlerini unutur.
İşini sevmeyen kişi,
sürekli olarak mızırdanır durur.
İşini seven kişi ise,
sürekli olarak kendisini geliştirmeye bakar.
Öğrendikçe, öğrenmek
ister.
İşini sevmeyen kişi,
sürekli olarak “yeni bir sektör” arayışında olur.
İşini seven kişi ise,
o sektörde ilerlemenin yollarına yoğunlaşır.
İşini sevmeyen kişi,
insan ilişkilerine fazla önem vermez, etrafını kırar döker.
İşini seven kişi ise,
kısa mesafe değil, maraton koşucusu olduğunun bilinciyle hareket eder, etrafıyla
ilişkilerini buna göre kurar…
Bizde…
Devlet değil de
“Dövlet!” kafası var.
Mecbur etme, sevdir!..
Sevdiği alanları
keşfetmesine yardımcı ol, önünü aç!..
X
Yok…
Aaaah!..
Olmaz!..
İlle de 18 yaşına
kadar okula çakılı kalacak!..
Sonra…
Bir 5-6 yıl da “lise”
tipli üniversitelerde vakit öldürecek…
Sonra…
Gidip ona buna
yalvaracak!..
Sonra…
Biz…
Piyasada “usta”
bulamayacağız…
Sonra…
Gençlerimizi, başıboş
sosyal medya, başıboş televizyonlar üzerinden kışkırtacağız…
Sonra…
Boşluktaki gençlerimiz,
abuk sabuk işler yaptığında da…
Hep birlikte “linç” edeceğiz!
Bir yandan da…
“Bizim nüfus hızla
yaşlanıyor arkadaş! Boşanmalar artıyor, evlenmeler azalıyor…
Bu gidiş nereye
arkadaş!” diye şikayet edip duracağız!
Aferin bize!..
Bravo bize!
X
Ha, buraya
kadar hep kötüledik, eğitimin "herkes için 12 yıl mecburi"
olmasını!..
Herkes için
kötü değil tabii…
Mecburi
eğitimin bu kadar uzun süreli olmasından çok kazançlı çıkan kesimler de var!..
x
O
kesimlerden olsaydık…
Modelin
eğitime ne kadar zarar verdiğini gördüğümüz halde, susar mıydık acaba?
İnsanoğlu
bu, her şey beklenir!