Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Temmuz 2018

17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a

"Kahramanı olmayan bir milletin geleceği de olmaz." (Marya Monnes)

Doğrusu kahir ekseriyetiyle "bizden olanların" katılarak, maddi destek vererek büyüttükleri FETÖ'nün "cemaati!" konusunda fazla söz söylenmemeli. Bu, destekçilerin mazur görülmeleri gereklidir anlamında değil; onlardan alınan kişilik ve onlara kabul ettirilen inanç sisteminin bağlılarını "sıfırlaştırması" sebebiyledir.

Zira;

İnsanı diğer mahluklardan ayıran, onlardan üstün kılan ve "insanın anlama serüveni" olarak tanımladığımız "muhakeme" melekesini yitirmeyen kişi veya kişilerin böyle bir yapıya ram olması düşünülemez.

Lakin,

Örgütün elebaşı Fetullah Gülen hakkında, onun temsilcileri olan ekabir grup hakkında, 17/25 Aralık uluslararası saldırıyı destekleyenler hakkında, 15 Temmuz hain işgal girişimine katılan, destek verenler hakkında ne dersek az gelir, eksik kalır.

Çünkü,

Yeryüzü böyle bir ihanet görmedi;

Başbakanını darağacına gönderen darbeleri gördü bu topraklar. Çocuk yaşta gençlerimizi katlettiler, sürgünlerin yaşandığı bir coğrafyadayız. Kardeşin kardeşi vurduğu bu topraklarda ihanet hiçbir zaman eksik olmadı. Ancak hiçbir toplum FETÖ adlı ihanet şebekesinin yaptığını yapmadı.

Allah'ı (cc) değil, Fetullah Gülen'i otorite olarak kabul ederek bu ihaneti gerçekleştirebilirlerdi, öyle de yaptılar. Yoksa Allah'ın haram, yasak, çirkin, günah, büyük günah olarak buyurduğu ağır suçları işlemek hiçbir Müslümanın göze alabileceği iş değildi.

Ayrıca, Allah Teala'nın günah dediği bir suçu Fetullah Gülen'in -gerekçe ne olursa olsun- "günah değil!" dediği için işlemek, hüküm belirleyici olarak Fetullah Gülen'i kabul etmek demektir. Bunun İslam itikadındaki yeri bellidir.

Bu konuda yazdığım FETOLOJİK TEOLOJİ başlıklı yazılarımda, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in dini bir konuda dine ters olan bir hüküm belirlemesinin ve bağlılarının bu hükümlere uymalarının nedenlerini delilleri ile ortaya koymuştuk.

Bizim "kişiliğin sıfırlanması" dediğimiz olay akıllı, zeki, kavrama kabiliyeti olan insanların Fetullah Gülen'e kayıtsız bağlılıklarıdır. İnkarcılara yönelik Bakara Suresi 90. Ayette:

"Nefislerini, mukabilinde sattıkları şey ne kötü bir şey! İlhu2026" buyuruluyor. Bunlar Müslümandılar, buna rağmen kişiliklerini Fetullah Gülen adındaki Müseylemetül Kezzab'a hiç çekinmeden sattılar.

Bu kişiliksizlik FETÖ'de sadece kötü/lük olarak kalmadı kalamazdı da. Zira insanın kişiliğini sattığı kişi ya da gruba tam bir teslimiyetle teslim olması gerekiyor. Onların her sözünü doğru kabul etmesi ve onlardan gelecek emirlere kayıtsız tabi olması gerekiyor. Bu emirler bazen öyle çirkin olabiliyordu ki iblis bile yaka silkiyordu:

"Hani şeytan onlara yaptıkları işi güzel gösterip şöyle demişti: 'Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur. Ben de yanınızdayım!' Fakat iki ordu birbirini görecek hale gelip karşılaşınca gerisin geri dönüverdi ve: 'Ben, dedi, sizden uzağım, ben sizin göremediğiniz şeyleri görüyorum, ben Allah'tan korkarım.' Öyle ya, Allah'ın azabı çok şiddetlidir." (Enfal, 8/48).

İblis aleyhillane "Ben Allah'tan korkarım" dedi ama bunlar Fetullah'tan çekindiler Allah'tan değil. Yoksa Fetullah bunlara, "öldür" dediğinde masumları öldürürler miydi? "Çal" dediğinde çalar mıydı? "İftira at" dediğinde, "hakkını gasp et, evine, iş yerine eroin bırak, sonra git arama yap" dediğinde bu çirkinliklere evet der miydi?

Anlayacağınız Allah'ın emrettiği her ne varsa tam tersini Fetullah Gülen bunlardan istedi ve hiçbir insan evladı, "Bir dakika, n'oluyoruz?" demedi. Diyenler de kapının önüne bırakıldılar ki bunların oranı da devede kulak misaliydi.

Onlar yeryüzünün en hain ve en alçak yoluna tevessül ettiler. Kafaları basmıyordu, çünkü lütf-i ilahi olan kafa (akıl) rafa kaldırılmıştı. Yoksa milletine darbe yaparlar mıydı? Bu milletin şarlatanlara prim vermeyeceğini anlamazlar mıydı?

Bu milletin cesaretini, şecaatini, feraset ve basiretini bilemediler FETÖ'cüler. Doğrusu hiçbirimiz bu milletin bu kadar kahraman olabileceğini öngörmemiştik. Tamam, kahramansız millet olmazdı, lakin bu kadar da mı kahraman olunurdu?

Marya Monnes, "Kahramanı olmayan bir milletin geleceği de olmaz" derken herhalde topyeku00fbn bir milletin 7'den 77'ye kahraman olabileceğini kastetmemişti.