16 Nisan Ve Fetöizmin Sonu
16 Nisanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş için yapılacak referandumda, evet oranının yüzde elli beş veya üstü çıkacağı konusunda kamuoyunda büyük bir görüş birliğinin olduğu görülmektedir. 16 Nisan referandumu, bütün toplumda etkili ve işleyen bir demokrasinin inşası için büyük bir heyecan yaratmış durumdadır.
Toplumda büyük bir evet rüzgarı esmektedir. Ak Parti ve sivil toplum kuruluşları referandumdan yüksek düzeyde evet oyunun çıkması için yoğun bir kampanya yürütmektedirler. Cumhurbaşkanımızın meydanlara inmesi, toplumun evet seçeneğine olan yönelimini hızlandırmaktadır. Yapılan kaos ve kriz propagandalarına rağmen, Cumhurbaşkanımızın anayasa değişikliği önerisinin arkasında durması toplumda yeni sisteme olan güven duygusunu güçlendirmektedir.
Türkiye, 16 Nisan referandumuyla yeni bir idari sisteme geçişi gerçekleştirmeye çalışırken, FETÖ denilen korsanlar çetesi, ülkemiz için içeride ve dışarda ayak bağı ve baş ağrısı olmaya devam etmektedir. Alman istihbarat teşkilatı BND şefi Kahler, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olmadığını ifade etmekte ve bu çetenin dini ve seküler eğitim veren bir sivil toplum yapılanmasını olduğunu söylemektedir. Alman İstihbarat Şefi, bu sözleriyle FETÖ'yü dünya kamuoyunda aklamayı amaçlayan bir hamlede bulunurken aynı zamanda Türkiye'nin terörizmle mücadele kapsamında FETÖ çetesiyle yaptığı bütün çabayı temelsiz ve gayri meşru hale getirmeyi amaçlamaktadır.
FETÖ, kuruluşundan bu yana Amerika ile iç içe olan karanlık ve kirli bir yapıdır. FETÖ'nün yıllardır Almanya'da güçlenmek için büyük yatırımlar yaptığı bilinmektedir. FETÖİZMİN yurt dışında oluşturduğu diasporanın ana merkezi Almanya'dır. Binlerce FETÖ mensubu, Almanya'ya yerleşmiştir. FETÖ, bütün dünyadaki faaliyetlerini Almanya üzerinden yürütmek şeklinde yeni bir örgütlenme ve strateji dönemine girmiş bulunmaktadır. Yeni dönemde FETÖİZMİN yeni merkezinin artık Pensilvanya değil, Almanya olduğunu söyleyebiliriz.
FETÖ ile stratejik bir ittifak ilişkisi içine giren Almanya, önümüzdeki süreçte FETÖ çetesini ülkemize karşı etkili bir koz ve kart olarak kullanmayı amaçlamaktadır. PKK ve DHKP-C terör örgütlerinden sonra Almanya, FETÖ üzerinde de kontrolü sağlamış gözükmektedir. Almanya, mülteci krizi gibi konularda FETÖ kartını ülkemize karşı kullanmaktan çekinmeyeceğinin mesajını vermektedir. FETÖ, uluslararası ilişkilerde Almanya gibi devletlerin ülkemize karşı kullandığı bir şantaj ve tehdit aracına dönmüş durumdadır.
FETÖ ile bütünleşen Almanya, ülkemize karşı bir başka kirli taktiği daha uygulamanın peşindedir. Almanya'nın yeni cumhurbaşkanı Steinmeier, Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı birbirinden ayıran sinsi ve tehlikeli bir dil kullanmaktadır. Yapmış olduğu konuşmada sorunun Türkiye değil, Erdoğan olduğu mesajını vermeye çalışan Steinmeier, Cumhurbaşkanımızdan Türkiye'nin kazanımlarını tehlikeye atmamasını isteme şeklinde bir cürette bulunmaktadır. Steinmeier, bir Cumhurbaşkanı olarak değil, FETÖ terör örgütünün sözcüsü olarak konuşmaktadır. Steinmeier'in Cumhurbaşkanımızı hedefe koyması, FETÖ terör örgütünün dünyada yürüttüğü yoğun propagandanın ve taktiğin özünün ne olduğunu bize göstermektedir. FETÖİSTLER, bütün dünyada Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hedefe koyarak onu ülke içinde ve dışında yalnızlaştırmaya ve etkisizleştirmeye çalışmaktadırlar. FETÖİSTLER, Cumhurbaşkanımızı etkisizleştirdikten sonra ülkemizi tekrar kendi çiftlikleri gibi kullanmanın hayalini kurmaktadırlar.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in anlaması gereken bir gerçek vardır. Sorun Cumhurbaşkanımız veya Türkiye değildir. Sorun, Almanya gibi AB'nin en büyük ülkesinin FETÖ çetesiyle bütünleşmesidir. Almanya ve FETÖ birbirinden ayrılmadığı sürece, Türkiye, Almanya ve AB arasında ilişkilerin normalleşmesi mümkün gözükmemektedir.
FETÖ, 16 Nisan referandum tarihini kendisinin kaderini belirleyecek milat olarak değerlendirmektedir. FETÖİSTLER, 16 Nisan referandumundan olumsuz sonuç çıkması konusunda büyük bir umuda kapılmış durumdadırlar FETÖİST çete, 16 Nisan referandumundan olumsuz sonuç çıkmasını kendileri açısından yeni bir baharın gelişi olarak değerlendirmekte, referandum sonrası dönemde tabanlarını ve örgütlerini mobilize ve motive edebilmek için yoğun bir seferberliğe girmiş durumdadırlar. 16 Nisan referandumu, FETÖİZMİN tamamen bitmesi ve dünyada yürüttüğü ülkemiz karşıtı kampanyanın ve ittifakların etkisizleştirilmesi için altın bir fırsattır. 16 Nisan referandumundan demokrasi ve millet lehine çıkacak sonucun, FETÖ çetesine bahar ortasında kara kışı yaşatacağına hiç kuşku yoktur.
FETÖ çetesi, yıllarca devlet kurumlarına yerleşmesi sayesinde kamu kaynaklarından beslendi ve güçlendi. Şimdi, yurt dışında da Almanya gibi büyük devletlerin gücünü kullanarak ülkemiz üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaya çalışmaktadır. FETÖ çetesi ve Almanya gibi devletler, karşılıklı olarak birbirlerini ülkemize karşı kullanmak üzere ittifak kurmuşlardır. FETÖİZMİ dünyada radikal bir şekilde etkisizleştirecek tek şey, 16 Nisan referandumundan demokrasi lehine çıkacak güçlü sonuçtur.