16 Nisan İfadesi

Geliyorlar. Dörtbir yandan, her taraftan saldırıyor, hiçbir kıstası olmadan, hatta kendi değerleri olduğunu iddia ettikleri hasletleri bile çiğneyerek 'gözleri dönmüş' pervasız, aleni taarruzdalar!

Şu 16 Nisan var ya, tarihin en mühim dönüm noktası, bir kırılma miyadı, demokrasi ile halkın bir ülkenin kaderinde mutlak söz sahibi olmasının adı olacaktır.

Aha Şansölye Merkel de son kertede ağzından baklayı çıkardı ve sürekli kıvrandıkları, kıvırdıkları Avrupa Birliği müzakerelerinin devamını 16 Nisan'a bağlayı verdi!

Her tür faşist, Nazi hatıralarını canlandırmaya namzet uygulamalarla, HAYIR için aleni vekil, vükela seferber olup çalışan, ve fakat EVET kampanyaların engelleyen, bir bakanı kendi büyükelçiliğine, yani kendi vatan toprağına sokmayan Batının karanlık, aslında gerçek yüzü, Avrupa Parlementosunda 'DailySabah' gazetesinin dağıtılmasının engellenmesine kadar dayandı!

16 Nisan'ın önemini kavrayaman insanımızın, hele de inatçı muhalefetin şu olup bitene bakıp 'milli şuurunu' bir daha gözden geçirmesi elzemdir. Zira hepimiz bilmekteyiz ki, zaten şu güne kadar dişe dokunur, tutarlı, akademik ve/veya hukuki herhangi bir itiraz ortaya konamayan anayasa değişikliğine, sırf 'gıcıklık' olsun diye tavır koymak şu gelinen safhada vatan, millet düşmanlarıyla aynı cenahda yer almaktan başka birşey değildir.

Daha kaç maddenin referandumda yer alacağını bilmeyen, içeriği hakkında bilgisi olmayan kişilerin, basit bir şekilde şu yapılan ve kendilerini 'içler acısı' hale düşürdükleri, Batı ve avanesinin tutumuna bakarak değerlendirme yapması bile kafidir.

Asıl tehlike, Batı ve Amerika'nın binbir 'çifte stantardından' numune zikretmekten öte, kendi adamına bile 'işine gelmediği' noktada hürriyetin hiçbir alanını layık görmemesi, sadece onlara 'ağzı açık ayran budalası' gibi bakanları değil, gerçekten demokrasiye inanmış insanları da ümitsizliğe sevketmesidir.

Mesela, çiçeği burnunda Amerikan Başkanı Trump'ın neredeyse hiçbir icraat yapmasına müsaade edilmediği, hatta kendi partisinin önünü tıkamasıyla basit bir kanunu, sağlık reformunu dahi oylamaktan aciz kaldığını görüyor ve de aslında bizim 16 Nisan referandumu ile 'güçlendirilmiş Türk tipi Cumhurbaşkanlığı' sisteminin ne amacı olduğunu, ne anlama geldiğini bir kere daha ortaya koymuş oluyoruz.

Adına herne derseniz deyin, 'arkadan iş çevirmeyi' seven 'derin devlet' timsali güruhun, yerinde sütrenin önüne çıkması, Demokrasi maskesini atıp aleni müdahaleyle nasıl bir yalanın içinde yaşandığının aşikarıdır.

Herne kadar, son DAEŞ ile mücadele koalisyon toplantısında Washington'a gelen dışişleri bakanı Çavuşoğlu Amerikan yönetimi, başta Trump ve yardımcısı Pence ve diğer yetkililerden Türkiye ilişkilerinde daha sıcak mesajlar aldıysa da, işte o insanların şu an akıbeti dahi tam net değil. Oysa, New Jersey eyaletinde benim de iştirak ettiğim 16 Nisan seçim çalışmaları çerçevesinde Amerikan-Türk halkıyla buluşmasında yeni Amerikan idaresinin Türkiye'ye çok daha yakın, ilişkileri çok daha destekler bir irade ortaya koyduğunu söyledi.

Eh işte, bugünlerde Türkiye ile 'iyi ilişki' kurmak, iyiden ziyade 'doğru' siyaset gütmek büyük bir erdem ve demokrasi savaşıyken 16 Nisan'ın ne kadar anlamlı olduğunu ve EVET'in neden gerekli olduğunu bir daha iyi kavramak lazım!

@yusufserce twitter.com/yusufserce