Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2949.00
BIST 100
9883.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Temmuz 2019

15 Temmuz’un söylettikleri! -3-

Düşünün ki, alın terimizle aldığımız uçaklarımızı, tank ve tüfeklerimizi bunlara emanet etmiştik. Düşmana karşı kullanmalarını istediğimiz bu silahların namlularını bize yöneltmişlerdi. Meclisimizi ve külliyeyi bombalamış, acımasızca halkımızın üzerine mermileri yağdırıyorlardı. Bunların hiçbiri bizi korkutmadı. Korkutmak bir kenara biz zaten ölmeyi şeref sayan bir millettik. Bu uğurda ölmek, canımızı teslim etmek ninnilerimizden kalan bir özlemdi.

Onun için diyoruz ya, 15 Temmuz’un yeri ayrıdır, apayrıdır. O gece şehit olanların yeri ayrıdır. O gece gazi mertebesine ulaşmış binlerce gazimizin yeri ayrıdır…

Hem nasıl ayrı olmasın ki, bizi bire bir taklit etmeye çalışan canilerle karşı karşıyaydık. Kültürümüzü, dilimizi, düşüncelerimizi ve hatta dinimizi dahi taklit etmişlerdi. Bütün bunların hepsi kırk yıldan fazladır düşünülen ve uygulanan bir projenin ürünüydü.

Kendi kardeşini katletmeyi hangi ulvi amaç için yaptıklarına halen anlam veremiyorum. Bu nasıl bir satılmışlık ki, 250 vatandaşımızı şehit, binlerce vatandaşımızı da gazi ettiler. Hepsi de bir kişinin sürekli ağlayıp, yüzlerce dönümlük arsa üzerinde kurulan şatosunda krallar gibi yaşayan bir hocanın (!) verdiği emir üzerine yaşandı.

Allah’ım… Bu nasıl bir acıdır, ya rabbi!

Bu sefer karşımızda farklı milletten insanlar yok demiştik ya. Onu düzeltmek gerekir belki de. Sadece kılık değiştiren milletler vardı bu sefer. Bize benzeyen bizim gibi olmaya çalışmış, aşağılık bir güruh… Kime hizmet ettiklerini üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz elbette. Ama tarih, ileri ki zamanlarda bunu net bir şekilde ortaya çıkaracaktır. Buna sabrediyoruz…

Her şeyi planlamış olabilirlerdi ama bir şeyi unutmuşlardı. O da Allah’ın yardımı milletimizin şanlı destanı… Bu millet küllerinden doğmayı kendine adet edinmiş, dirilişi gelenek haline getirmiş necip bir millettir. Allah bu milletin yar ve yardımcısı olsun…

Bundan sonra yükümüz ve sorumluluğumuz daha da arttı. Artık üzerimizde biz darbe yemeyelim diye kendini feda eden 250 şehidin aziz hatırası var. Binlerce gazimizin sorumluluğu var. Öylesi bir sorumluluk ki, her daim hatıralarda kalacak asırlar geçmesine rağmen unutulmayacak bir sorumluluk.

Ve biz onların fedakârlığına layık olamazsak, hakkını veremezsek ve Allah korusun kutsallarını çiğnetirsek hesabı bizden çok ama çok ağır sorulur. Ama inanıyorum ki ne biz onları unutacağız ne de bizden sonrakiler…

Biz unutsak bile, tarih kitapları unutmayacak. Şayet unutursak kanımız kurusun, aldığımız nefes haram olsun. Her yıl yaptığımız etkinliklerle bu şahitliği duru tutacağımızın mesajını veriyoruz. Bu sene de meydanlara inerek bunu zihnimizde ve gönüllerimizde perçinleştireceğiz.

(devam edecek)