15 Temmuz\u2026. Gündemi Kim Belirliyor?
Her lafımızın, her cümlemizin nereye çekileceğini, yazılarımızdaki noktalama işaretlerinin bile neye yorulacağını "hesap etme" noktasına geldik!..
Acayip bir "goygoyculuk fırtınası" esiyoru2026 Her iki "taraf"ınkariyer hastası şakşakçıları her türlü "içe dönük" tenkidin önünü kesmek için anında "damgalama"ya başlıyor.
Jöntürk/Jönkürt zihniyetinin, Murat Boz'dan Hülya Koçyiğit'e, Rıdvan Dilmen'den Arda Turan'a kadar nice sanatçıya, spor adamına, "Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı yapmadıklarıiçin"nasıl saldırdığını görüyorsunuzu2026
Kemal Kılıçdaroğlu'nu"kasaba politikacısı" olarak nitelendiren Ümit Kocasakal da az tepki almadı tabanından.
Öbür tarafta da,"derin sol"dan mı bulaştı nereden bulaştı bilemem, acayip bir tahammülsüzlük havası dikkat çekiyor.
Diyelim ki, Ak Parti teşkilatının vatandaştan kopmaya başladığınıu2026
Etrafı "dar gömlek, dar pantolon, marka eşarplı", "lük(ü)s araçlı" tiplerin sardığını, bunların ülkeye de partiye de zarar verdiğini yazdınız veya söyledinizu2026
Hemen tepki:
"Kime çalışıyorsun, ne yapmak istiyorsun!"
Her türlü tenkid"Kılıçdaroğluzihniyeti"nin işine yararmış, bunları yazmaktan ve söylemektense, muhataplarına bizzat iletmek lazımmış!..
"Böylesine hassas ve kritik bir dönemde, birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, bunların gündeme getirilmesi yanlış"mış!"
Ben otuz sene evvel de bunları dinlerdim.
Yirmi sene evvel de, on sene evvel de, bugün deu2026
Bu ülkenin hassas ve kritik dönemleri hiç bitmeyecek!..
Birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz gün hiç eksik olmayacak!..
"Yapıcı tenkid"in kıymeti bilinse ne iyi olur.
Bir kişi her yaptığınıza karşı çıkıyorsa o kişide arıza vardır, her yaptığınızı alkışlıyorsa da o kişi sizi "en zayıf anınızda" vurmaya hazırlanıyordur!
İfrat-tefrit belası hiç eksik olmadı başımızdan, ya göklere çıkartıyor ya da yerin dibine batırıyoruz!..
Böyle yapmasak dau2026
"Dostane tenkidi" nimet bilseku2026
Ne iyi olacak!..
15 TEMMUZ'A GELİYORUMu2026
O rezil, şerefsiz, alçak, soysuz, hain güruhun CIA-MOSSAD güdümünde giriştiği menfur darbe girişiminin yıldönümüne doğru geliyoruz.
Sosyal medyadaki (@sarseven) hesabımıza sabitlediğimiz iki cümle:
"15 Temmuz zaferi ne benimdir ne de ahkam kesenlerden birilerinin. Reis ve O'na destek veren "GEÇİM SIKINTISINDAKİ" kahramanların zaferidir!"
Böyle yazdık, evet.
Elbette farklı sosyal statülerden, farklı gelir gruplarından insanlar samimiyetle karşı çıktı 15 Temmuz darbe girişimineu2026
Lakinu2026
Süreç içerisinde şunu gördük ki, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne kesintisiz bir "imanla" karşı çıkan Recep Tayyip Erdoğan ile sınırlı sayıdaki dava arkadaşı ve gerçekten de geçim sıkıntısındaki milyonlarca vatan evladı.
Sayın Erdoğan, hemen her konuşmasında bu hain darbe girişimine işaret etti, başta FETÖcüler olmak üzere, dış güçlerin maşası olmuş hainlerle mücadelede asla taviz verilmeyeceğini vurguladı.
Konu, 15 Temmuz ve FETÖ'ye geldiğinde Sayın Erdoğan'ın nasıl heyecanlandığını görmemek mümkün değil.
Anadolu'nun dört bir yanında sohbet halkalarına katıldığımız "dar gelirli" vatandaşlarımızda da bu heyecanı müşahede ediyoruz.
FETÖ ile mücadelenin nasıl gittiğini, işlerin yolunda ilerleyip ilerlemediğini, FETÖ'nün kamudaki etkinliğinin devam edip etmediğini sorduklarında, bizden gelecek cevabı nasıl heyecanla beklediklerini görünce, "Bu heyecanın hakkını verecek kadar mücadele etmediğimizi" düşünüyor, eziliyoruz.
Nice şehit yakını ve gazimizden "15 Temmuz'u yeterince anlatamadığımız" yönünde tenkidler geliyor.
Hak veriyoru2026
Üzülüyoruz!
Kimse Kızmasın DA!..
Ne demiştik yazı girişinde:
Her lafımızın, her cümlemizin nereye çekileceğini, yazılarımızdaki noktalama işaretlerinin bile neye yorulacağını "hesap etme" noktasına geldik.
Evet, şimdi de öyleu2026
FETÖ ile mücadelede Reis ve Reis'e yürekten destek veren milyonlarca "dar geliri" kahraman vatan evladının adeta yalnız bırakıldığını yazmaktan bile çekinir olduku2026
Birileri bundan dolayı saldırabilir, yine hedef olabiliriz.
Neyseu2026
Söyleyelim:
Reis'in ve Reis'e yürekten destek veren milyonlarca dar gelirli kahraman vatan evladının yoğun gayretlerine rağmen "15 Temmuz"u"bizim bakış açımızla" gündeme oturtamadık!..
Bu olmadı.
Ne oldu?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun o berbat "KONTROLLÜ DARBE" zırvası gündeme oturdu!..
Meclis'te kurulan "15 Temmuz Darbe Komisyonu"na yönelik bir çok itham sözkonusu olduu2026
Jöntürk/Jönkürt zihniyeti sürekli olarak "Komisyon gerçeklerin üzerini örtüyor!"tezviratına başvurdu.
Komisyon'un ne Başkanı ne de diğer üyeleri bu tezvirata hakkıyla cevap verebildi.
Komisyon'un Başkanı ve diğer AK Partili üyeleri"nin "etle tırnak" gibi bütünleşmiş olmaları beklenirdi.
Maalesef olmadı.
Sunumdaki sıkıntıdan mıdır, üyelerin bir "takım"ı oluşturacak terkipte ayarlanmamış olmasından mıdır nedendir bilmem, "Komisyon" fazla bir anlam ifade etmedi.
Ortaya konulan belge ve bilgiler sokağın gündemine pek yansımadı, "AAAAA, şu işe bak!" dedirtecek fazla bir durum olmadı.
Bu süreçte, 15 Temmuz FETÖ gündemini birkaç ismin sürüklediğini gördük.
Birincisi, elbette, Recep Tayyip Erdoğan.
İkincisi, elbette,Binali Yıldırım.
Üçüncüsü, çok dikkat çekici, yıldızı her geçen gün biraz daha parlayan Süleyman Soylu.
Bunlara, çıkışlarıyla ara sıra gündeme gelen Bekir Bozdağ'ı ekleyebilirsiniz.
Metin Külünk ve Mehmet Metiner gibi birkaç vekili de anmış olalım.
Unuttuğumuz birkaç isim daha varsa, hepsinden özüru2026
Koca mücadelede birkaç insanın omuzlarına bırakılmış gibiu2026
Vekiller, belediye başkanları, il ve ilçe başkanları her gittikleri yerde, her bulundukları ortamda "klasik lafların" ötesine geçerek "15 Temmuz ve FETÖ" gündemi oluşturmalıydıu2026
Medyamız da öyle, bir türlü gündem oluşturamıyoruzu2026
Ve sonra da bakıyoruzu2026
Aslında düpedüz "suç teşkil" eden bir "KONTROLLÜ DARBE" zırvası gündeme yerleşiyoru2026
CHP ve HDP fanatikleri her ortamda bu "çirkin iddia"yı gündeme getiriyor.
Aklı bulandıran, hedefi saptıran sorularla adeta "FETÖ propagandası" yapıyor.
Ve ortada, tarihin en büyük ihanet girişimi varkenu2026
FETÖ'nün darbe girişimindeki rolü, ayan beyan ortadaykenu2026
Sankiu2026
Gerçekten de bir "KONTROLLÜ DARBE GİRİŞİMİ" varmış gibi bir hava oluşturuluyor.
"HAK"davasına sahip çıkma iddiasındaki bizler, birilerinin "batıla hizmet" yolundaki gayretlerinin yüzde birini ortaya koyamıyoruz.
Garip bir durum var ortada.
Bunca vatan evladının hunharca katledildiği bir soysuz, rezil, alçak, hain darbe girişimini gündeme oturtamamaku2026
Gündemi "FETÖ Darbesine Lanet!" başlığı altında şekillendirememek garip bir durum.
Ben bu durumun, belli mevkilere gelenlerin çoğunun "FETÖ ile kadim ilişkiler içinde olmalarından" kaynaklandığını iddia edenlere kulak asmak istemiyorum amau2026
FETÖ ile mücadelenin kıvamını beğenmediğimi ifade etmeyi de görev biliyorum.
Bunları yazdım diye kızanlara da kızmayanlara da selam olsun!..
15 TEMMUZ MÜZELERİ, SİNEMA SALONLARI!
Rezil darbe girişimi ve milyonlarca vatan evladının inanılmaz kahramanlık destanları.
Nice görüntü var her bir sahnesi destan.
Vatan evladının üzerine koca tank geliyor.
Tank geliyor, hışımlau2026
Vatan evladı milim kımıldamıyor.
Tank geliyoru2026
Çarpıyor!..
Vatan evladı yere düşüyoru2026
Tank üstünden geçiyor.
Vatan evladı hiçbir şey olmamış gibi kalkıyor, mücadelesine devam ediyor.
Gelen bisiklet olsa, gayri ihtiyari kenara çekilirsiniz.
Koca tank ve o tanktan milyon kat büyük bir yürek.
Bu türden nice görüntü var.
Bunlar, şehirlerimizin en merkezi bölgelerinde kurulacak "15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimi Müzeleri"nde gösterilseu2026
Çocuklarımız, eğitim sezonu boyunca buralara getirilseu2026
Türkiye'nin iç ve dış düşmanları, Evanjelizm-FETÖ ilişkisi, 15 Temmuz gerçekleriu2026
Bunlar "yaş grupları"na göre tasnif edilecek çocuklarımıza, gençlerimize"uygun dozlarda" anlatılsau2026
Her valilik her il belediyesi yapabilir bunu.
Bir yıl geçti aradan; her ilimizin merkezinde birer "15 Temmuz Müzesi" olmalıydı.
Belki ikinci yıl dönümünde bu olur.
Bekleyelim.
İlk sene bu.
Meclis'ten başlayarak bütün Türkiye'de büyük bir "15 Temmuz Darbecilerine Lanet Rüzgarı"esecek..
Bunu fırtınaya dönüştürmek bizim elimizde.
