15 Temmuz’a giden yol
İhanet yolunun taşları; gözyaşları ile döşendi…
Gönül kapısını çaldığında işitilen güçlü bir sestir gözyaşı. Ama aynı zamanda kandırmak içinde tesirli bir silahtır. İnsanın içerdeki niyetine göre ya temiz, ya da çirkin akar... Gözyaşının mazlumlar için olanı, temiz gayeler için olanı, hele birde Allah için akıtılanı ruhun ve imanın incileridir. Samimi gözyaşı, tane tane yere dökülürken, yeri sarsar, yürekleri sarsar, hatta melaikenin kanatlarını bile titretir şefaatçi olmaları için havalanırlar… Müminin gözyaşları, çaresiz ananın gözyaşları, utanarak ağlayan babanın gözyaşları gönül kapılarını öyle çalar ki; o kapı yerle bir olur. Allah, milletimizi niyeti bozuk olanların kirli gözyaşlarından korusun. İnşallah hepimize Mevla için ağlamak nasip olur. Ne mutlu o göze ki; Allah için sel olur, mahcup ve pişman inciler döker…
Niyeti ve gözyaşları kirli FETÖ, bu haliyle, ihanete giden yolun taşlarını elli yıl döşedi… Ona inananlar, o yaşları yalayarak, ihanet teçhizatını kuşandılar... FETÖ’cülerin ayarları öyle bozulmuştu ki; o hainin iç çamaşırlarına bile tapınır olmuşturlar. İstismarcı FETÖ gözyaşı silahının mermilerini öyle bir kullandı ki peşinden gidenlerin şuurlarını dışarı fırlattı...
Fettonun gözyaşlarına gönlünü kaptıranlar, milletin üzerine mermi yağdırdı, tankları et dövücü hale getirdiler ve uçaklarla da ihanetin hızını katladılar… FETÖ’nün o çirkin gözyaşları yan yana gelerek misina olmuş ve ucundaki iğnesine yem olarak uydurma rüyalar, aslı olmayan peygamber ve sahabe sevgisi takılmış… Bu kurtuluşu olmayan oltadan çekip almak istedikleriniz ise size hain hain bakıyorlar...
Geçmişte inancından dolayı zulüm görmüşlerin çocukları, din adına ağlayan bu adamı görünce, yaşatılanlara inat, bu herife dört elle sarıldılar. Bilmediler ki; bu adam, geçmişin günümüzden yani bizlerden öç almaları için farklı bir tuzağıydı. Evet, ezanla camilerle uğraşanların yeni bir intikam şekliydi FETÖ. Peşine takılan insanların her manada ayarını bozup, bin seneden fazla İslam’a bayraktarlık yapmış ecdadımızdan intikam almaktı. Defalarca Müslüman Türk milleti tarafından beli kırılan küffar, Osmanlıyı yıktırıp, halifeliği kaldırmakla intikamını tam olarak alamamış ki Fettoyu başımıza bela ettiler…
Fettoya ağlamalı vaazlar verdirerek, arada da asıl maksatlarının tüylerini vaazlar içine serpiştirerek istemedikleri finale geldiler… Muhakemesine kilit vurulmuş bazı insanlarımız hala uyanamadı. Gönüllü uyuyor, gönüllü bir şekilde ihanetin birer ferdi olmak için gayret sarf ediyorlar… Bir kere uydurma rüyalara ve kirli gözyaşlarına kilitlenmişler; asla şuura ve hakikate açılmayız diyorlar… Milletimiz, FETÖ’nün vaazlarda Allah ve Resulünü anlatmasına inanarak herhangi bir art niyet aramadı. Ama o uyanık herif, arada bir çizgiden çıkıp, öyle lakırdılar etti ki; şuur sahipleri hemen uyandı. Zaten büyük bir kesim ve Nur Talebeleri o adamın asıl niyetini çoktan anlamışlardı. Üstadın talebeleri ve Allah uzun versin halen hayatta olan varisi ve hizmetkârı Hüsnü Bayramoğlu ağabeyimiz sürekli lahikalar yayınlayarak, devletin ve milletin yanında olduklarını belirtip, FETÖ’ye karşı uyanık olunması gereğini hatırlattılar… Allah hepsinden razı olsun.
Sonunda 15 Temmuz 2016’ya gelindi... 15 Temmuz akşamı, gerçek vatan evlatlarının kanı oluk gibi aktı, bağırsakları deşildi... Ama hepsi vatan için yapılması gerekeni yapmış olmanın mutluluğu ve huzuru ile ebedi âlemlere şahadetin kanatlarını takıp, gülümseyerek uçup gittiler... Allah, tüm şehitlerimiz ve gazilerimizden razı olsun. Bu memlekette, şuuruna kilit vurmuş insanlar olduğu gibi; şuuru berrak, vatan sevgisi berrak, imanı berrak, niyeti berrak Müslümanlar – yiğitler var… Var ki; onlar 15 Temmuz ihanetini lehimize çevirdiler... Az kalsın Pensilvanya kardinalı hazırlattığı cübbe ile İstanbul’da halife olarak oturacaktı. Az kalsın bin yıldan fazla sürdürdüğümüz mücadele bertaraf olacaktı! Gizli gizli yapılanan ihanet hareketi paniğe kapılıp, nefretini daha erkenden kusmuş olmasaydı Bizans Anadolu pastasından dilim dilim pay dağıtacaktı… Her yaştan kadın ve erkek o sıcak günün gecesinde şahadete koşmasaydı, Erdoğan milletimizi meydanlara davet etmeseydi bize de bu dünyada cehennem kapıları açılacaktı. 15 Temmuz akşamı cennetin kapılarına koşanlar, devletimizi ve milletimizi dünya cehenneminden kurtardılar... Tüm şehitlerimize dualar ediyor, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın cesareti ve kararlığına da hayranlığımızı dile getiriyoruz.
Son söz: Zındıklığını gizleyen bir herif, kürsülerden efsunlayarak, kendine inandırarak devletin sadece kılcallarına değil, iliklerine kadar girmişti. Ama Kahraman milletimiz ve Erdoğan o ihaneti söküp attı. Sizleri alkışlıyor ve halen niyeti bozuk olanlara da ya hizaya gelin ya da sonucuna katlanırsınız diyoruz…
