Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Temmuz 2021

15 Temmuz ve 2010 detayı

Bir 15 Temmuz daha geldi geçti.

5. yılında anılan 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi gerek devlet erkânı gerek ise basın tarafından detaylıca ele alındı.

2016 yılında Hain Darbe Girişimi’ni defetmek için canlarını hiçe sayarak yollara düşen vatandaşlarımızdan 200’ü aşkını şehit, 2 bini aşkını da gazi oldu.

O karanlık gece birçokları için ne olduğunun anlaşılamadığı bir hızda cereyan etti.

28 Şubat’ta Erbakan’ın “durun” talimatı verdiği Milli Görüş teşkilatı sahada ön sıralarda yer aldı.

Hemen peşinde ülkücüler onların ardında ise Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın bıraktığı bayrağı taşıyanlar; Türkiye’nin maşaların eliyle yabancılara teslim edilmesine müsaade etmedi.

Alperenlerinden Türkiye Gençlik Birliğine kadar her düşünceden her inanıştan olanlar sahada “bir” oldu, “birlik” oldu.

Darbe püskürtüldü.

Sonraki sabah hiçbir şey olmamış gibi dükkanlar açıldı ve hayat devam etti.

İlan edilen OHAL, sonrasında referandum ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi derken bugünlere kadar birçok tartışmayla birlikte geldik.

Ne Yenikapı Ruhu kaldı ne de birlikte hareket mottosu...

Ülkemiz çok ayrıştı.

Siyasetin dilinden de kaynaklanan bu ayrışma aslında bazı 15 Temmuz Şehit aileleri ve gazilerce de eleştiriliyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın davetine istinaden 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için düzenlenen yemeğe katıldım.

Protokol yerine Şehit Aileleri ve Gazilerimizin bulunduğu bir masada yer ayırmışlar.

Çok isabet oldu. Yerime geçtim ve masadakilerle sohbete başladım.

Hepsinin acısı hâlâ taze...

Artık kor olmasa da küllerin altında yanan közü onların gözüne bakarak görebiliyorsunuz.

Ben de mağrur bir halde konuştum kendileriyle.

Şehitlerin şehadetini Allah’ın kabul etmesi ile başladık.

Bir şehit yakını, abisinin o elim günde insanlara “Ne yatıyorsunuz. Kalkın kalkın. Devlet elden gidiyor” diye bağırdığı videoyu bana gösterdi.

Basının ilgisinin olmamasından dem vurdu.

Başka bir şehit yakını ise gönülden gelenleri şöyle ifade etti:

“O gece darbe girişimi olduğunu ilk öğrendiğimde inanmakta zorlanmıştım. Çünkü böyle bir girişim için hiçbir sebep göremiyordum. Milletin iradesine yapılan bu saldırı tam anlamıyla ihanetti. Ağabeyim Barış, ‘Vatanımıza saldırılırken ben evde oturamam’ dedi. Bizlerle helalleşti ve yanına sadece Türk bayrağımızı alarak evden çıktı. Sabaha karşı şehadet haberini aldık. Hainler, elinde sadece bayrağımız olan ve tekbir getiren ağabeyimi kalleşçe şehit etmişlerdi. Evet kardeşim. Gencecik yaşında canını vermişti ama vatanı hainlere teslim etmemişti. Bize de şehit ailesi olma gururunu bıraktı.”

Ortam duygu yüklüydü.

Bir ara arka masamda yer alan Ömer Halisdemir’in babası Hasan Hüseyin Halisdemir’i gördüm.

Hemen yanına iliştim.

Elini öptüm.

Sen nasıl bir kahraman yetiştirdin öyle, dedim.

Gururu yüzünden okunuyordu.

Benim oğlumun adı da Ömer, dedim.

Hasan Amca, Ben Ömerimden sonra şimdi torunlarımı da tıpkı onun gibi yetiştiriyorum. Getir senin oğlunun da yetiştireyim, dedi.

Böyle bir milleti kim alt edebilir ki...

Etse etse ancak fitne alt eder.

Ediyor da...

Şehit aileleri ve Gazilerin siyasete konu edilmesinin rahatsızlığını masadaki ailelerden dinledim.

Siyasetin Arapça anlamına atıfla iyi yönetme sanatına vurgu yaptılar.

Şehit aileleri ve gaziler ilgiden, unutulmamaktan memnun...

Dertleri içinde ama gururları yüzünde...

Bir gazimiz 15 Temmuz sonrasında bir şiir kaleme almış.

Güzeldi. Duygulandım.

Kahramanlar şehit Ömer Halisdemir’in gıyabında babasının ve Gazi komutan Tümgeneral Davut Âla yüzlerine bakarak okuyup duygulandığım şiir beni aldı götürdü.

Ölüm gelse de gitmesem

Bu davadan vazgeçmesem

Öldürseler de terketmesem

Cennet vatan Ömer Halis

***

Allah bize yardım etti

Zannettiler korkup gitti

Bu dünyayı kökten fethetti

Cennet mekan Ömer Halis

Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son TBMM grup konuşmasında “aldatıldık” hatırlatması aklıma geldi. 2010 yılına vurgu yaptı.

Ajanslar, haberciler dikkat etmedi ama Cumhurbaşkanı 2010 ile çok önemli bir mesaj verdi. Diyarbakır ziyareti ve ardından gelen bu açıklama birlikte değerlendirilince önümüzdeki günlerin gündemi de ortaya çıktı.