15 Temmuz Üzerine
15 Temmuz Sınavı...
Öğrenciler tahsil hayatları boyunca günbegün küçük küçük sınavlardan geçirilir, adım adım büyük sınava hazırlanırlar.
Büyük sınav, Üniversite giriş sınavıdır.
Üniversite giriş sınavı, hayati sınavdır, yaşamın o andan sonraki dönemi bu sınavla belirlenir.
Hayat da öyledir. Her günümüzde küçük küçük sınavlardayız.
15 Temmuz, Üniversite Giriş sınavı gibiydi. Ülkenin geleceği o sınavda belirlendi.
15 Temmuzda kazananlar da oldu, kaybedenler de...
15 Temmuz'un şampiyonu "Türk Milleti" idi.
Bu sınavda;
İlk 250 ye şehitler girdi.
İlk 2.500 e yaralananlar girdi.
O gece anında sokağa çıkan, darbeye karşı koyan gaziler, sıralamada yaralılardan sonra yerlerini aldılar.
Bir de açıkta kalanlar, puanı hiç bir yeri tutmayanlar oldu.
Bu sınavın sürprizi ise her sınavda "soru çalanlara" idi.
Donup kaldılar ! Çakıldılar! Bakakaldılar !
Hüseyin Gülerce, Latif Erdoğan, Nurettin Veren...
Bu üç isme acımasızca saldıranlar oluyor.
Daha önceden FETO ya yakınlarken bu yakınlığı ellerinin tersiyle iterek yanlıştan döndüler.
FETO yu terk etmeyerek, içerde kalarak, oluruna giderek, ikbale yelken açabilirlerdi.
Yanlışta ısrarcı binlercesi hala oradalar.
Hüseyin Gülerce, Latif Erdoğan, Nurettin Veren hatada ısrar mı etmeliydiler?
Yanlıştan dönmek erdem değil midir?
Fikir değiştiren insanlara saldırmak, aşağılamak, toplumumuzda yaygın bir alışkanlıktır.
Gelişime ve değişime açık olmanın neresi kötüdür? Yeter ki ilkesiz ve şeytanca hesaplarla değişilmiş olmasın.
Yeni fikirlere açık olmak, sabit fikirli, saplantılı olmaktan elbette yeğdir.
FETÖ'den ayrılanlara hakaret etmek, FETÖ' den samimi kopuşların da önünü keser, ayrılanlara saldırıların arkasında bu hesap ve kasıt aranmalıdır.
Saldıranlar gizli gizli "Bize ihanet ettiler güvenilmezdirler" mesajı veriyor, kendilerini de ele veriyorlar.
Bu insanların, özgeçmişleri, kişilikleri değildir, önemli olan, söyledikleridir.
Kişilikleri, hataları, kusurları, söylediklerini önemsiz kılmaz.
Şu an önemli olan "zor zamanda konuşmak" tır.
Derin Millet...
"Derin Millet" görünmezdir. Sadece zor zamanlarda görünür. Son kez "15 Temmuz" da saat 24'den saat 05'e kadar göründü. Sokaklarda, meydanlarda, tankların karşısında, konvoylardaydılar.
"Derin Millet" ağırbaşlıdır, sabırlıdır, vakurdur, sessizdir, ama sesini ta Çeçenistan'da, Filistin'de, Somali'de, Arakan' da, Endonezya'da, Bosna' larda duyurur.
Türkiye'nin geçtiği bu süreçte yaşananlar, Türklerle-Kürtlerin, AK Parti ile FETÖ' nün, "Gezici" lerle Milletin savaşı değildir. İslam'ın Kılıncı Türk Milleti ile Haçlıların savaşıdır. Bunu Haçlılar da "Derin Millet" de biliyor. Kılıçlar bu hesapla çekiliyor.
