Dolar (USD)
34.07
Euro (EUR)
37.78
Gram Altın
2797.44
BIST 100
9774.49
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Temmuz 2019

15 Temmuz Ruhu

İnsan hayatında milat telakki edilen; onu tarihiyle, milletiyle, değerleriyle daha ziyade kucaklaştıran, ona vâr olduğunu hissettiren ve fert olmaktan soyutlayarak toplumun bir uzvuymuş duygusu yükleyen ender zamanlar vardır. Tarih sahnesinde olduğu kadar insan ruhunda da derin etkiler bırakan bu köşeler, hatıralarımıza, hafıza mekânlarımıza, hissiyat alanlarımıza olanca ağırlıklarıyla yerleştirirler kendilerini. Ömrümüzü “öncesi” ve “sonrası” şeklinde ikiye ayırırlar. Bu süreçle vatana karşı hissettiğimiz sorumluluk duygusu, hassasiyetlerimiz, farkındalıklarımız, hülâsa toplumsal tavrımız bir başkalaşım geçirerek daha kesif bir hâl alır. Çocuğa ve gence, mâziye ve âtiye, eğitime, kültür ve sanat hayatına, göğe, toprağa, bayrağa bakışımız daima o sarsıcı hatıranın etkisiyle şekillenir.

15 Temmuz –çıkış noktasını ve insanın insanına duyduğu güven zedelenmesini dışarda bırakarak- etkisi ve mizacıyla millet hafızasında kalıcı bir izin ev sahipliğini yapmıştır. O simsiyah gecede halk, milletin namlusunu millete doğrultan, millet iradesini millet nezdinde eritmeye çalışan, tarihimize yeni bir hasar bırakmak için hazırlanan yıkıcı sarsıntıya, yapıcı ve birleştirici bir güçle cevap vermiş, makinanın kuvvetini gönül terakkisiyle mağlup etmiştir.

Ailesini, hanesini, ömrünü arkada bırakıp yeni bir fetih hamlesi kuşanarak bombaların altına yürüyen insan için anlamı büyük ve derindir 15 Temmuz’un. Bu mana, sadece bir irade imtihanıyla açıklanamaz. Senelerdir bir masal keyfiyetiyle okuyup dinlediğimiz, manasını bilsek bile içselleştiremediğimiz o mücadele arenası, o ölümle iç-içelik, haşyetten arınmış o insan cesareti, hürriyet uğruna sergilenen canı hiçe sayma hâleti bizlerin tam manasıyla sahip ve şahit olduğu bir durum değildi. Bizler istiklâl ve istikbal uğruna canını hiçe sayan ecdadın torunları isek de, mazimizi uzaktan okunan coşkun bir şiirin vecdiyle dinledik daima. Geldiğimiz nokta, onlara layık bir duruş ve duyuş kabiliyetini yeşertemeyeceğimiz yönündeydi. İşte, kırılan ümitlerimizi yeniden inşa eden o mahşer provası, o insan seli, ortak kaygı ve kavgamız için bir araya gelebilme potansiyelini sergilemesi açısından çok değerli.

Doğru bir okuma yapmayı başarabilirsek bu simsiyah ama kudretli hatıra, dâr-ı bekâya göç eden 250 canımız ve yüzlerce yaralımızla yalnızca bizlerin değil evlatlarımızın hayatlarının orta yerinde de bir ibret levhası olarak kalmaya lâyıktır… Canlı tutmayı başarabildiğimizde onlardaki millî ve manevî duyguların güçlendirilmesine imkân sağlayacak bir anlam haritası, bir yol pusulası olarak yaşayacaktır.

15 Temmuz, senelerdir Müslüman-Türk düşmanlarınca üzerinde türlü oyunlar sergilenmeye çalışılan ve bu hazin planların merkezinde duran milletimiz için bir milattır. Milletimizin doğrultarak elini “yeter” dediği duraktır.

15 Temmuz ruhunun şehitlerimiz ve gazilerimiz dışında millî iradeye de saygısı olmayan insanlarca yaralanmaya çalışılması, çirkin sözlere matuf ve maruz bırakılması, iftiralar üzerinden basitleştirilme çabası, ideolojik hezeyanlarını millet irfanının önünde tutan bir avuç zavallının yaşadığı hayal kırıklığının tercümesidir. O zavallılar ki, halkın tercihine sahip çıkmak amacıyla, can pazarına giderek canını bayrak ve ezan için satmaya kalktığı bir demde bankamatik kuyruklarına girmiş, simsiyah gecenin sabaha darbe ile ermesi için ümitler beslemişlerdir. Müslüman Türk yurdunun bir ferdi olmayı hazmedemeyen, milletinin değerleri ile kucaklaşmayı beceremeyen, duaya durup inanan gönüllerin varlığını sindiremeyen, inancına küstürülen bu bedbaht insanlar için Rabbimden farkındalık ve inşirah diliyorum.

İkinci bir 15 Temmuz yaşamamak için hâtıralarına sahip çıkan insanlar arasında, hiç değilse bir dem devletiyle, milletiyle, milletinin hür iradesiyle, toprağı ve bayrağı ile kucaklaşmanın o müthiş manasını idrak edebilsinler.

Bu vesile ile yakın zaman önce aramızdan ayrılan ve kültür hayatımıza sayısız hizmetleri bulunan değerli mütefekkir, gönül tercümanı ve yazar Mehmet Şevket Eygi’ye Yüce Rabbimizden rahmet diliyoruz.

Selam ile

Nuray Alper