15 Temmuz Maziden İbret 'Atiye Tedbir
15 Temmuz destanı, daha yıllarca önümüzü aydınlatacak ders ve ibretler içermektedir. Torunlarımız ve daha sonraki nesillerimize anlatacağımız çok şeyler var. Kim bilir, nice belgeseller, filimler, kitaplara konu olacak… Nice vatan sevdalısı şair, kâtip, araştırmacı ve münevvere ilham olacak… Dostumuzu düşmanı tanımada bize ışık tutacak. Böylece geçmişten tedbir alacak ve geleceğe daha emin adımlarla yürümemize vesile olacak, nice tecrübelerin vesilesi olacaktır. Dolayısıyla 15 Temmuz deyip geçmemeli üzerinde yeterince durmalıyız.
Batısıyla, doğusuyla; NATO’suyla, BM’siyle, Şii’siyle Nusayri’siyle, körfez emirleriyle, kısaca bu mazlum ümmetin karşısındaki tüm güçleriyle büyük bir plan yaptılar. Ümmetin direnen son kalesini teslim almak için olabilecek tüm yollara başvurdular. Onlar birçok şer ve kötülükler için plan yaptılar. Ama ilahi plan tüm planların üzerindeydi. Onların tüm desise ve hilelerine rağmen onların şer dilediği bu darbede Mevla’m nice hayırlar gizlemiş. İşte o ders ve hikmetlerden sadece bir kısmı:
· Hak hep galiptir mağlup edilemez. Çünkü hak, ilahi adaletin, hayrın, iyiliğin ve doğrunun ta kendisidir. Gücünü de “Hak” Subhanehu ve Tealadan almaktadır. Batıla gelince, Şerrin, zulmün, kötülük ve karanlığın ta kendisidir. Batılın dayanağı, mütekkebir ve emmare olan nefis ve Rahmana asi olup rahmetinden kovulmuş olan şeytandır. Dolayısıyla batılın gücü, imkanları ne kadar çok olursa olsun, eninde sonunda hakkın karşında mağlup olup diz çökmeye mahkumdur. “(Ey peygamber!) İnkâr ve nankörlük edenlere de ki: "Yakında (sisteminiz ve tüm tedbirleriniz çöküp yıkılacak ve) yenilgiye uğratılacaksınız ve (dünyada rezil olduğunuz gibi ahirette de) toplanıp cehenneme atılacaksınız!” O ne kötü bir yataktır. (Ne kahredici bir zindandır.)” (Âli İmran 3/12)
Kur'an-ı kerim i baştan sona incelediğimiz zaman tarih boyu helak edilen nice kavimlerden bahseder. Resulullah (sav) da hadisi şeriflerinde helak olan birçok topluluktan haber verir. Kur'an ve sünnet in bu denli ağırlıklı olarak geçmişte helak olan kavimleri biz insanlara mükerreren hatırlatmasında elbette çok ders ve ibretler var. Bu kıssalar masal veya ninni değil…
Bu kavimlerin helak edilişlerinin detaylarında farklılıklar olsa da temel neden bu kavimlerin hadlerini aşmaları, Allah (cc) a asi olmaları, şirk koşmaları ve Kur'an'ın orijinal ifadesiyle zalim olmalarıdır. Oranı, uygulanış biçimi, faili, mef’ulü farklı olsa da sonuçta zulüm, zulümdür.
· Allah (cc) yüce kudretini izhar edip bize göstermesi… Allah (cc) onlarca ayetinde, “şüphesiz Allah (cc) her şeye kadirdir.” Buyurur. Tüm bu ayetlerin onca tekrarı boşuna değil elbette… Allah (cc) Kevni ayetlerle kendisinin yüce kudretini ve ilahi sanatını zaten tüm gören gözlerin önüne koymuş. Ama rahman ve Rahim olan, Kevni ayetlerle yetinmemiş bir debunca kavli ayetlerle de bizleri uyarıyor.
· Allah (cc) ın yardımını hak ettiğimizde bize galip gelebilecek bir güç yoktur. Tarih bu ilahi nusretin örnek ve destanlarıyla doludur. Allah (cc) hamdolsun ki bu ihanet kalkışmasında bir kez daha bize yardımını izhar eyledi. “Eğer Allah size yardım ederse artık kimse size üstün çıkamaz. Eğer sizi yardımsız, kendi halinize bırakırsa o zaman O'ndan başka size kim yardım edebilir? Şu halde mü'minler yalnız Allah'a güvensinler.” (Âli İmran 3/60)
Ancak bilelimki, Allah’ın yardımı, Müslümanların imanına, güvenine, ahlakına ve gayretine bağlıdır. İnsanların kimliğinde “Müslüman” yazıyor diye Allah’ın yardımına mazhar olamazlar. Hayatı isyanla, günahla, ihanetle, hıyanetle, kötülükle, yalanla, dedikoduyla, iftirayla, hatta şirk ve tuğyanla geçen fakat Müslüman olarak geçinen bir kişinin Allah’ın yardımıyla zafer elde edeceğini umması safdillik olur. Allah mazluma, haklıya, doğruya, ilkeliye, tutarlıya, sabırlıya, ahlaklıya… yardım eder. Nitekim Allah (cc) şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Eğer siz (cihad ederek) Allah’a (dinine) yardım ederseniz, Allah da size yardım edip (zafere ulaştıracaktır. Dünyada izzet ve hürriyete, ahirette ise cennete ulaşıncaya kadar sizi hidayet üzerinde devamlı kılıp) ayaklarınızı sabit ve sağlam tutacaktır.” (Muhammd 47/7)
· Gücünün farkında olan bir milletin karşısında duracak bir güç yoktur. Düşman, bin bir hileyle ümmeti 55-60 parçaya bölmekle kalmamış, bu parçaları da ayrıca kendi içinde; etnik, dini, mezhebi, ideolojik vs. vesilelerle sorunlu aline getirmişti. Zaman zaman da gereğinde bu ayrılıkları kaşıyarak fitne fesat çıkarmaya devam ediyordu, yine de edecektir. Ama darbeye karşı bu halk direnişi, bu farklı renkler arasında ciddi yakınlıklar, sevgi ve hoşgörüye vesile oldu.
· Birlik beraberliğin gücünü keşfetme… Asıl güç birlik beraberlik, kardeşlik ve ümmet ruhudur. Tabi ki ordu, silah, para, teknoloji vb. maddi ve fiziki güçlerin önemi büyüktür. Ancak asıl güç mana gücüdür. Manasız madde, ruhsuz beden gibidir. Allah (cc) devamına erdirsin. Kardeşlik, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi daim eylesin.
· Kardeşlik ruhunu yenileme, pekiştirme geliştirme…15 Temmuz bu üç haftalık meydan birliktelikleri tüm il, ilçe hatta kasabalarda, her renkten vatan evladını bir araya getirdi, yaklaştırdı, yakınlaştırdı ve birbirine sevdirdi. “Yenikapı Ruhu” diye haklı bir söylem gelişti. Ancak geçen yıllar, “birlik beraberlik” “yardımlaşma dayanışma” ve “ümmet ruhunu” gevşetmemeli. Aksi halde bilelim ki, “Su uyur, düşman uyumaz.” Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç