15 Temmuz işgal denemesi
15 Temmuz hain
darbe girişimi sonrasında bir dönem İstanbul
Belediye Başkanlığı görevinde bulunan (1984-89)
Bedrettin Dalan’laYeditepe Üniversite’sindevermek istediğim kişisel gelişim ve
motivasyon eğitimimle ilgili görüşmek
üzere bir arkadaşın aracılığıyla randevulaşmıştım. Selçuklu mimarisinden izler
taşıyan binanın dış yüzeyinin Anadolu’dan getirilen doğal taşlarla kaplı olduğu,
kurulan güneş enerji sistemi ile kendi enerjisini ürettiğini öğrenmemiz sohbetin eğitim
dışına çıktığı dakikalardaydı. Söz dönüp dolaşıp ülkemizi işgal hareketine
teşebbüs eden Fetö terör örgütüne gelmişti.
Eğitimin ciddi ve kutsal bir iş olduğunun
altını çizen Bedrettin
Dalan 15 Temmuz darbe teşebbüsünü kitaplarında yazdığını söyleyerek
kitabından bazı bölümleri okuyup, “Keşke yazdıklarımdan etkilenenler olaydı ve
bu olaylar olmasaydı" açıklamaları karşısında söylediklerini
yazabilme müsaadesi de almıştım. Anlattıkları
üzerinden uzun zaman geçtiğinden hafızamda kalanları yazacağım.
Oyunun 30
yıldır farkında olduğunu ifade eden Dalan, "1985 yılında cemaate rakip olarak
okullarımızı açtık. Hala rekabet devam ediyor. Biz doğru yoldayız, eğri yolda
olanlar belasını buldu" derken sözünü kesip örgüt başının
kendisini davet edip etmediğini sorduğumda, “Etti, etmez olur mu? Elindeki
okulları bana vermek istediğini söylemiş, gelsin görüşelim deyince ‘tamam’ dedikten
sonra konuşmak üzere akşam yemeğine gidecektim. Fakat sonra düşündüm bizim okul
sayımızla onun okul sayısı arasında fark çok diyerek adamın bizi oyuna
getirecek elimizdeki okullarımızı da alacak diyerek davete aracılık edene
telefonla hakaretamiz ifadelerle gelmeyeceğimi söylemiştim.” dedi.
Türkiye'yi hiçbir düşmanın bölemeyeceğinin altını çizen Dalan, Ergenekon davasında adının geçtiğini ve
hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarıldığını, örgütün devlet içindeki
yapılanması yıllardır anlattığını ve yetkili mercileri o günlerde uyardığını “Kaçmadım,
hicret ettim. Asıl terörist hâkim ve savcılara talimat verenlerdir. Ergenekon
Ortadoğu’da şekillendirilmek istenen büyük projenin bir parçasıydı. Bu projeyi
görseniz gece uyuyamazsınız” dediğini söylerken Fetö’ye duyduğu kin ve
nefret yüz hatlarından okuyordunuz.
Bedrettin Dalan’ın bana ayırdığı
zaman bittiği halde “Seni sevdim, Ankara Altındağlı’
sın Yenidoğan’da bizim şıhbızın aşiretini de biliyorsun”diyerek sohbeti koyulaştırmıştık. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bazılarının darbe girişimine tiyatro
dedikleri hatırlatmasını yaptığımda başkanlık döneminde Haliç’e benzetilen
gözlerini açıp, kaşlarını çatıverdi ve “Bak delikanlı, hiç kimse ama hiç kimse
ailesini bile bile sonu ölümle sonuçlanacak bir olaya sokmaz, tiyatro falan değil
buz gibi darbe girişimidir” demişti.
Kalkışmayı dış basındaki okumalarından tahmin ettiğini, zamanını kestirmenin zor olduğunu söylemişti.
Teknesini kullanan kaptana deposunu devamlı dolu tutması talimatı vermiş. “Evet,
bizi Bulgaristan Varna limanına götürecek kadar yakıtımız vardı. 15 Temmuz günü
askerler köprüyü kesip darbe emaresi belirlenince ailemle birlikte tekneye
binip açık denizde demirledikten sonra, darbenin rengi belli olunca sabaha
karşı dönüş yaptık. Çünkü darbe girişimi başarılı olsaydı ilk önce beni
öldüreceklerini biliyordum.” dedi.
Fetö’nün tek bir derdi var o da
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı
alaşağı etmektir sözlerine kafamı sallamıştım. Keşke öngörülerim
doğru çıkmasaydı diyen Bedrettin Bey,
bilgileri kimseye anlatamadığını söylemişti.
19
Haziran 2016 da Mehmet Barlas’ı rahatsızlığı
nedeniyle hastaneye ziyarete gittiğinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın geleceğini, medyanın yanlış anlayacağını
düşünerek ziyareti kısa kestiğini, Canan
Barlas’a hainlerin kalkışma yapabileceklerini Cumhurbaşkanına iletmesini
söylediğini anlatmıştı. Bedrettin Dalan’ın uyarısını sayın
cumhurbaşkanının tebessüm ederek inanmadığını ima ettiğini anladığını Canan Barlas’ın daha sonra kendisine
söylediğini belirtmesiyle sohbetimiz düşünce dünyamızda Fetö’nün insanımıza yaptığı
zararları sıralamakla devam etmiştik ve’s-selam.