14 Mayıs seçimleri: ''Takdir Milletimizindir"
Demokrasinin güzelliğidir seçimler. Seçme ve seçilme hakkı tanındığından beridir halkı heyecanlandıran bir yarış olmuştur seçimler. Yine bir seçim öncesindeyiz ve son haftaya girdik. “Kırmadan, dökmeden, incitmeden, kavga etmeden” bir seçim olur mu, bunun cevabını vermek zor. Çünkü ifşalar, iddialar, iftiralar, ihanetler ve ithamlar var. Aslında halk da uyandı. Bilgi akışı çok fazla. Çoklu bilgi akışı ile halk bilgileniyor. Elbette tüm bu bilgi akışına rağmen ciddi bir algı operasyonu da var. Seçimler öncesinde dikkat edilen nokta partilerin seçim beyannameleri ve dolayısıyla vaatleri oluyor. Bakalım partiler ne diyor, neyi vadediyor?
27
Nisan’da açıklanan ve benim dikkatimi çeken bir husus CHP’nin seçim
beyannamesinde “altı ok”tan vazgeçmesi olmuştur. CHP’nin beyannamesinde, “il idarelerine
özerklik verileceği, doğunun kalkındırılacağı, ticaretin gelişmesi için yeni
çalışmalar yapılacağı, enerji
santrallerinin yapılacağı, devlet teşekküllerinin özelleştirileceği, yabancı
sermayeye kapıların açık tutulacağı, kredi imkânlarının arttırılacağı, dış
politikada Amerika, İngiltere ve Fransa ile devam eden ilişkilerin daha da
geliştirileceği” dikkat çekiyor. Bildirinin
''Takdir Milletimizindir" sloganı ile son bulması da millete dönme yani
millî iradeye vurgu noktasında önemli bir konu. CHP’nin dikkat çeken bir
eğilimi de dindar kitlenin sempatisini kazanmak için attığı adımlar ve
söylemlerindeki değişimler olmuştur. Hatta dindar kitlelerin itibar ettiği
isimleri aday gösterdiğini görüyoruz. Seçimleri kazanmak uğruna İnönü,
Kırıkkale’de yaptığı bir konuşmada şöyle diyor: “Halk Partili vatandaşlarıma
söyleyeyim ki bizim inandığımız altı oklu prensiplerin anayasadan çıkarılması
tabii olacaktır. Biz, Halk Partili olarak altı oklu prensiplerimizi
vatandaşlarımıza beğendirmeye çalışmakta devam edeceğiz…” Evet, 14 Mayıs 1950 Seçimleri’nden bahsettiğim
anlaşılmıştır. Dikkatimi çeken başka bir
konu da Peyami Safa’nın Ulus gazetesindeki
(Peyami Safa, Niçin mi Halk Partisi, Ulus, 2 Mayıs 1950) köşesinde neden CHP’ye
oy verilmesi gerektiğini anlatması olmuştur. Peyami Safa yazısında “ülkenin
milli ve uygunluğunun bozulacağı” ve bu durumun iç ve dış düşmanlara fırsat
doğuracağını savunması dikkat çekicidir. CHP oy alabilmek için Türk tarihindeki
önemli kişilerin türbelerinin açılması için yasal düzenleme yapmıştır. Nadir
Nadi bu duruma tepki göstermiş ve Cumhuriyet
gazetesinde “Aman sempatik olayım düşüncesi ile softalara avans vermek yahut da
rey kaybetmek korkusu ile iktisadi politikada ileri geri bocalamalara düşmek
bir parti için sadece zaaf alametleridir. (Nadir Nadi, Başlarken, Cumhuriyet, 29 Ocak 1950) Seçimlerden
önce açılan türbeler: Gazi Osman Paşa, 5 Nisan 1950; Barbaros Hayrettin Paşa,
18 Nisan 1950; Kanuni Sultan Süleyman, 20 Nisan 1950; Yavuz Sultan Selim, 21
Nisan 1950. Dönemin gazeteleri incelendiğinde en çok din propagandasını CHP’nin
yaptığı görülüyor. Cami imamlarına CHP lehine vaaz verdirildiği bilinmektedir. Camide
vaaz veren Keçiborlu Müftüsü, CHP'yi överek bu partiye oy vermenin Allah'ın
emri olduğunu söyleyince, cemaat karşı çıkarak camiyi terk etmiştir.
(Isparta'da Garip Bir Hadise, Cumhuriyet,
6 Mayıs 1950) CHP bazı şeyhlerle iş birliği yapmış, kendilerine destek olan
şeyhleri aydın gösterirken DP’nin iş birliği yaptığı şeyhleri yobaz ve mürteci
göstermiştir.
14
Mayıs’ın tarihte de önemli bir rolü olduğu görülüyor. Şimdi önümüzde yine bir
14 Mayıs var. Yine CHP var ve yine CHP’nin seçimleri kazanmak için manevraları
var. “Hâfıza-i beşer nisyân ile mâlûldür.” derler. Dememiz o ki partilerin kazanmak için
yapamayacakları şey yoktur. 14 Mayıs deyince benim aklıma daha çok 14 Mayıs
1950 seçimleri geliyor. Hatırlamak ve hatırlatmak gerekir, değil mi? Türkiye
nasıl bir süreçten geçmiş, kim nasıl davranmış, bilmek hakkımızdır. Türkiye her
bakımdan ciddi atılımlar gerçekleştiriyor. Özellikle savunma alanındaki
başarılar dünyanın dikkatini çekiyor. Millî hamleler diyebileceğimiz ve
egemenliğimizi ifade eden bu adımların sürmesi gerekir. CHP, 14 Mayıs 1950 Seçimleri’nin
beyannamesinde ''Takdir Milletimizindir" demişti. CHP’nin yine aynı CHP
olduğunu veya olmadığını söylemeye gerek var mı? Yirmi bir yıllık AK Parti
iktidarının oylanacağı 14 Mayıs 2023 Seçimleri’nde de takdir milletindir.