Dolar (USD)
34.46
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
2968.00
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ağustos 2016

12 Mart Muhtırasında ABD'nin Rolü

Öteden beri Türk-Amerikan ilişkilerinde esas alınan "dengeli bağımlılık" durumu, muhtıra ve darbelerden sonra "tamamen bağımlılık" olarak ABD lehine değişmiştir.

Amerika en küçük çıkarları için bile bir ülkede darbe yaptırır. Ne de kendilerini seçkin bir millet olarak görürler. Birleşik Devletler "ilahi buyrukla" bütün dünyaya nizam verme hakkına sahip olduğunu kabul ediyor. AMERİCAN EXCEPTİONALİSM başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi George Fredman diyor ki;

"Amerika bir soruna odaklandığı zaman yakıp yıkacak kadar acımasız da olabilir." Bu, Amerika için "İlahi bir görevdir!"

Türk-ABD ilişkilerinde "dengeli bağımlılık" ABD için hiçbir zaman yeterli gelmedi. "Denge"leneli daha 2 yılı dolmadan ABD-Türkiye ilişkileri 1962 Füze Krizi ile beraber yeniden bozulma sürecine girdi. -Malatya'da NATO'ya ait savunma füzelerinin Rus tehdidi baş gösterdiğinde kaldırılmaya başlandığını da hatırda tutarak-, 1962'de ABD Sovyetler Birliği ile anlaşmaya varıyor ve Küba'da konuşlu SSCB füzelerine mukabil ABD'nin Türkiye'de konuşlandırdığı jüpiter füzelerini kaldırmaya karar veriyordu.

Bununla da yetinmeyen Amerika, Başkan Lyndon Johnson'un 1964'te Başbakan İsmet İnönü'ye gönderdiği meşhur Johnson Mektubu'nda "Kıbrıs'a bir müdahale söz konusu olduğunda ABD ve NATO Türkiye'yi savunamayabilecek" diyordu.

ABD hiçbir zaman dost olmadı, 1960 darbesi öncesinde yaşanan sanayileşme krizi bu süreçte de baş gösterdi. ABD başta olmak üzere Batılı devletler sanayileşmemize sıcak bakmamıştı. Bunun üzerine yatırımların tamamlanması için gereken yardım Sovyetler Birliği'nden temin edilmişti. Bu durum ABD için affedilebilir değildi ve nitekim CIA sol u2013sağ öğrencileri provoke ederek anarşi ile ülkeyi adım adım kaosa mahku00fbm hale getirdi.

Diğer bir derdi de afyon üretimini durdurmak olan ABD ülkeyi kışkırtmak için ne gerekiyorsa yapıyordu. Bunun da en kısa yolu öğrenci hareketleri idi. Öğrenciler üniversitelerde sosyalist-milliyetçi olarak kutuplaştırılıp kendi aralarında çatıştırılmıştı.

Çatışmaları organize edenlerin arkasında CIA'nin varlığı sonradan kabul ediliyordu. 12 Mart 1971 öncesinde 6. Filo protestoları ABD için bulunmaz fırsat doğurdu. 1969u2032un 16 Şubat'ında Kanlı Pazar yaşanır. Sol gençlik örgütleri Beyazıt Meydanında ABD'nin 6. Filosunu protesto etmek için toplanır. Bu gençlik örgütleri ile karşıt görüşe sahip gençler karşılaşırlar. Kargaşada Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan aldıkları bıçak darbeleri ile öldürülürler. Artık ülkeye anarşi hakim olmuştu.

Her gün üniversitelerde olaylar çıkıyor, sokaklar anarşi ile yaşanmaz hale geliyordu. "Bir teğmen geliyor, 8-10 genci bir odaya topluyor ve 'siz biraz hareketlenme yapın biz darbe yapacağız' diyor."

Darbeci İrfan Solmazer, "Ben Deniz Gezmiş ve Sarp Kuray'a İstanbul'da, Ankara'da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum. Ayrıca 'Deniz Gezmiş, ABD Büyükelçiliği'ni tara ve yok ol! Diyorum..."

Bütün bunlar ABD'nin gözetiminde yapılan eylemlerdi. Darbe pişmek üzereydi, lakin son birkaç eylem daha gerekliydi.

Yine 4 Mart 1971'de 4 ABD'li asker 400 bin dolar fidye isteğiyle kaçırılıyor. 8 Mart 1971'de ise askerler serbest bırakılıyordu. Anlayacağınız ABD bir darbe için bütün altyapıyı kendisine bağlı unsurlarla hazırlıyordu.

ABD-NAu00adTOu00ad'ya bağu00adlı Türu00adkiu00adyeu00ad'deu00adki Glau00addiu00ado'u00adnun 12 Mart seu00adnaru00adyou00adsunu00adda yau00adzıu00adlanu00adlar harfiu00adyen geru00adçeku00adleşu00admişu00adti. Bu arada 9 Martçıları da anmalıyız, zira baştan sona bastırılmak üzere kurgulanan 9 Martu00adçıu00adlau00adrın bu teşebbüsü ile topluma "Kou00admüu00adnizm Tehu00adliu00adkeu00adsiu00ad" pomu00adpau00adlanu00addı, bir nevi dolu00addur-bou00adşalt yapılarak 12 Mart Daru00adbeu00adsi "yeu00addiu00adrilu00addi!"

21 Ocak 1972 tarihli Daily Telegraph gazetesi de bu tezimizi doğrular niteliktedir:

"12 Mart muhtırası ile hükümetin zorunlu istifasında CIA ajanlarının eylemli katkıları oldu."

12 Mart Muhtırası ve gelecek yazımızda ele alacağımız 12 Eylül 1980 darbesine maruz kalan Süleyman Demirel, "Her yerde karşımıza Amerika çıkıyor" diye sık sık sızlanmıştı. 12 Eylül darbesinden sonra konuştuğu gazeteciye: "Her şey Amerika'nın elinde, her yerde karşımıza engel çıkartıyorlaru2026 Hep Amerika, bekli de CIA. Her yerde kolu var, mekanizma işliyoru2026"

Bakın CIA'ya;

CIA, 10 Mart 1971 günü ABD'ye şu raporu geçmiştir:

"Ordunun şu andaki durumla fevkalade kışkırtılmış olduğuna hiç şüphe yokturu2026"

Darbelerde olduğu gibi muhtıralardan sonra da ABD memnun edilmişti, mesela ABD 1960'lı yılların sonunda Türkiye'de haşhaş ekiminin yasaklanmasını istemişti, bundan sonuç alamayan ABD, askeru00ee muhtıradan sonra amacına ulaşmıştı.

12 Mart Muhtırasından sonra askerler tarafından kurdurulan Nihat Erim hükümeti için; ABD büyükelçiliği övgü dolu sözler kullanmışlar, hatta "Türkiye açısından emsali bulunmayan bir hükümet" denmişti.

Ne demişti Demirel?

"Her şey Amerika'nın elinde her yerde karşımıza engel çıkartıyorlaru2026 Hep Amerika, beklide CİA. Her yerde kolu var, mekanizma işliyoru2026"

Devam edeceku2026