Dolar (USD)
34.50
Euro (EUR)
36.45
Gram Altın
2956.81
BIST 100
9291.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Eylül 2023

12 Eylül ve birilerinin ''Başaran çocuklar''ı

12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 43 yıl geçti. Türkiye yakın tarihinin en önemli ve kırılgan dönüm noktalarından hatta ve hatta Ülke tarihimizin yaşanmış en karanlık sayfalarından biri.

Sözde Hedef 12 Eylül öncesinin Türkiye’sini tamamen ortadan kaldırmak veya Politikleşmiş, mobilize olmuş kitleleri pasifize etmek olsa da darbeci çetelerin asıl hedefi Yaşamın tüm alanlarına müdahale ederek yeni bir toplum mühendisliği projesini hayata geçirmekti.

1980 sonbaharında darbeyi gerçekleştiren kadroların darbe şartlarının olgunlaşması için ülke sat-hı mahalinde legal/illegal tüm zeminde büyük gayretler içerisine girdiği gerçeği darbe sonrasında siyasi arşivimize geçen önemli bir anektod’dur.

Darbenin dış bağlantıları ise yine hazırlık dönemi konusunda bize daha net bir fikir vermektedir.

Zira Her seferinde farklı gerekçelere dayandırılan darbelerin çoğunluğunun ortak yanı ABD desteği ile gerçekleştirilmiş olmalarıdır.

Afganistan ve İran'da sorun yaşayan ABD ve NATO'nun Türkiye'yi de kaybetmekten korktuğu ve darbeye her türlü desteği verdiği biliniyor. Dönemin ABD Başkanı Carter'a Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynaklarından geçilen "Bizim çocuklar başardı" cümlesi Kenan Evren ve çetesinden böyle bir darbenin dört gözle beklendiğinin bir kanıtı niteliğindeydi adeta.

Öyleki,12 Eylül rejimi yalnızca ülke siyaseti ve ekonomisini tar-u mar etme ile sınırlı kalmayacak, entelektüel alanı da kuşatacaktı.

Darbeciler, Türkiye’nin kültür yaşamına müdahale etmeyi toplum mühendisliği projelerinin asli bir parçası olarak görecek ve anti-entelektüelizmi ile hem sağın hem de solun düşünce ve kültür alanlarındaki hegemonyasını kırmayı hedef alacaktı.

Ve o ılık Eylül sabahına uyandığımızda ülke tarihinin en kanlı askeri darbesi gerçekleştirildi. Darbeyi gerçekleştiren çete tarafından 12 Eylül 1980 ile 6 Aralık 1983 tarihleri arasında yapılan uygulamalar demokrasi ve insan hakları açısından kara bir lekedir.

Gerçi 12 Eylül Darbesi'nin bu ülkenin ruhunda ve vicdanlarında nasıl derin yaralar açtığını rakamlarla anlatmak mümkün olmasada bu verilerle Darbe mantığının doğru anlaşılması ve Türkiye’nin yarınları için demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve tabii ki adalet açısından büyük önem taşımaktadır.

12 Eylül sabahından hemen sonra;

-650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü,

-1 milyon 683 bin kişi, etnik kökenine veya düşüncesine göre fişlendi,

-Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı,

-7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi,

-124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı,

-Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı

-İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi,

-500 kişi Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,

-404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,

-388 bin kişiye pasaport verilmedi,

-30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,

-525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,

-14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı,

-30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,

-366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,

-Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,

-171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,

-144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,

-14 kişi açlık grevinde öldü,

-16 kişi “kaçarken” vuruldu,

-95 kişi “çatışmada” öldü,

-73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,

-43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,

-937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,

-23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,

-Siyasi partiler ve sendikalar kapatıldı, çok sayıda siyasetçi gerekçesiz gözaltında tutuldu ve tutuklandı. Cunta generalleri dünyanın en zengin askerleri listesine girdi.

-3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,

-400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,

-Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,

-31 gazeteci cezaevine girdi,

-300 gazeteci saldırıya uğradı,

-3 gazeteci silahla öldürüldü,

-Gazeteler 300 gün yayın yapamadı,

-13 büyük gazete için 303 dava açıldı,

-39 ton gazete ve dergi imha edildi,

-Yüzbinlerce yayına el konuldu veya imha edildi.

v.s, v.s, v.s…

Dikkat çekici detay, Bu suçlardan önemli bir kısmı insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisindedir.

12 Eylül darbesini gerçekleştirenler, devletin Restorasyonu olarak güvenlik kavramını merkeze alarak, derin Nato’nun militarist yorumlarına sahip çıkan bir dönüşüm operasyonuna giriştiler.

Buradaki hedef, toplumun kendi iç dinamikleriyle gerçekleşecek demokratikleşme arzusuna set çekmek ve militarist bir bakışla modernleşme sürecinin tüm aktörlerini yok etmek, yok edemediklerini dönüştürmek sureti ile ülkenin geleceğini bir yerlere ipotek etmekti maalesef.