Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Mart 2014

12 Altın Yıl

Her insan önce vicdanına karşı sorumludur. Duyguları, adamı başka yöne çekse de doğruyu her zaman ve her yerde pervasızca söylemelidir. Kişi, yönetimleri eleştirirken kantarın topuzunu kaçırmamalı, haksızlıklara düşmemeli, gerçekleri mutlaka ifade etmelidir. Zira gün gelir, inanmadan söylediği o sözler, gelir kendisini bulur, hatta yüzünü kızartır.

Son 12 yıl içinde Türkiye'nin geldiği parlak yeri görmemek için en hafif deyimle insanının basiretinin bağlanması, ferasetinin dumura uğramış olması gerekiyor. Gerek ekonomik, gerek sosyal ve bilhassa kültürel anlamda bugün gelinen noktayı küçümsemek insanoğluna yakışmaz. Hele özgürlükler konusunda kat edilen mesafeyi herkes müşahede ediyor. 1980'lerden 2010'lu yıllara kadar bir başörtüsü zulmü yaşanmadığını bir Allah'ın kulu iddia edebilir mi? Edebiyat Fakültesi'ne biz erkek öğrenciler elimizi kolumuzu sallayarak içeri girerken, başını örten arkadaşlarımıza reva görülen zulmü ömrüm boyunca unutamam. O kara dönem şükürler olsun ki geride kaldı.

Fikir hürriyeti alanında ise sanıyorum dünyanın en ileri ülkeleri arasındayız. Utanmadan yalan söyleyenler var. Başbakan'a 'diktatör' derken ağıza alınmayacak hakaretleri, küfürleri salyalı ağızlarıyla terbiyesizce seslendiren bir güruh var. Onlar tabii diktatör görmemişler. Milyonlarca insanı katleden Hitler'i, Stalin'i, Mao'yu sadece duymuş veya kitaplardan okumuşlar. Hüsnü Mübarek'i, Saddam Hüseyin'i, Esat'ı, Sisi'yi bilir ama kulak ardı ederler. Cennet vatanımız Türkiye'mizde her türlü imkana sahip oldukları halde, yalınkılıç saldırıyorlar.

Türkiye'nin zenginleşmediğini söylemek mümkün mü? İstanbul'da bir çok yoksul aile konut sahibi oldu, kendi evine yerleşti. Ulaşımda her gün güzel haberler alıyoruz. Raylı sistem dolu dizgin. Geçenlerde vicdanlı komşum aynen şöyle dedi: "Düzenlenen oyunların, çirkin tezgahların farkındayım, bu yüzden başka partiye sempatim olmasına rağmen seçimde Kadir Topbaş'a oy vereceğim. Zira bu hizmetleri görüp de O'na oy vermemek nankörlüktür." İşte vicdan bu! İşte insanımızın sağduyusu, akl-ı selimi ve temiz yüreğiu2026

Bu satırların yazarı kültürden, sanattan, edebiyattan biraz anlar. Bu vadideki üstün hizmetlerden bir nebze bahsetmeliyim. Zira söylemezsem vebal altında kalırım. Son 12 yıl içinde horlanmış, dışlanmış, adam yerine konmamış yüzlerce yazara, edebiyatçıya, sanatçıya, mütefekkire sahip çıkıldı. Ömürlerini bu aziz milletin irfanına hasretmiş o güzel insanlar konferanslara, panellere, sempozyumlara davet edildi. Bilhassa belediyeler düzenledikleri faaliyetlerle Türkiye'ye adeta bir 'aydınlanma çağı' yaşattılar, yaşatmaya devam ediyorlar.

Kenara itilmiş halkımız, önemsenmeyen kadınlarımız/kızlarımız ve sahip çıkılmamış gençlerimiz, yavrularımız başta İstanbul'da olmak üzere Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde açılan kurslara, düzenlenen seminerlere, tertip edilen atölyelere devam etmeye ve kendilerini yetiştirmeye başladılar. Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Resim, Senaryo, Yazı, Sinema, Tiyatro, Diksiyon, Mu00fbsiki, Osmanlı Türkçesi ve daha onlarca önemli alanda çıraklar yetişip usta oldu. Türkiye'nin dört bir yanında sergiler açıldı. Hatta bu sanatçıların bir kısmı yurtdışına açıldı. Balkanlarda, Avrupa'da, İslam dünyasında, Amerika'da, Japonya'da ve bir çok ülkede maharetlerini sergilediler, millu00ee sanatlarımı teşhir ettiler. Sinema ve tiyatrodaki başarı ortada. Sanatçılarımız, muhteşem medeniyetimizin sanata akseden yüzünü herkese gösterdiler.

On iki yıl öncesine kadar dünyada sadece iki üç edebiyatçımız tanınıyordu, bugün yüzlerce şair ve yazarımızın eserleri muhtelif dillere çevriliyor. Yayıncılarımız dünyaya açıldı. Geçmişte sadece İstanbul ve Ankara'da kitap fuarları düzenlenirken şimdi neredeyse her şehrimizde fuar açılıyor. Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız kültüre ve sanata sahip çıkıyor, destekliyorlar. Vakıflar, yüzlerce tarihu00ee eserimizi ihya etti.

İnsanımız dürüsttür. İnanç, önce adaletli ve hakkaniyetli olmayı gerektirir. Sırf muhalefet yapacağım diye, yapılan güzellikleri görmemek, edilen hizmetlere yok farz etmek insan olana, hele Müslüman olana hiç yakışmaz. Gerçek muhalif, hep dışlayan, reddeden, öteleyen, inkar eden değil gördüğü hizmeti takdir eden, ama yapılan yanlışı da fark edip eleştiren kişidir.

12 yıldan beri iyi bir şekilde idare edilen ve dünyada bütün mazlum milletlerin umudu haline gelen Türkiye'ye 'Gezi'de ve '17 Aralık'ta çelme takanlar kimlerdir? Bunun üzerinde durmak, derinlemesine düşünmek gerek. Bana göre mevcut idarenin son '12 altın yılı'nı aziz milletimiz takdir etmekte ve hizmetleri bilmektedir. Bunu önümüzdeki hafta göreceğiz. Gün ola harman ola! Bilge tarihçi Ziya Nur Aksun derdi ki: "Ahali sağlamdır." Ahali dediği kitle, bugün 77 milyonluk büyük ve yeni Türkiye'dir, mimarlarına selam olsun. Bu güzel ve muhteşem ülkenin önü ve bahtı her daim hep açık olsun!