Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2919.85
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 May 2022

100 yıllık İrlanda Adası'nda bir ilk

İkinci Dünya Savaş’ından sonra Batı Avrupa’da ortaya çıkan yönelim, bütün devletler kendi özgün çıkarlarını yansıtıyordu. İngiltere, ne Almanya, İtalya’nın kaygılarını ne de Fransa’yla hemfikirdi. Bu nedenle ileride AB’ye dönüşecek Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurucu üyeleri arasında yer almamıştı.

İngiltere’nin o tarihlerdeki dış ticaretini incelediğimizde Avrupa dışındaki diğer ülkelerle daha fazla ticaretinin olduğunu görürüz. Ekonomisinde dış ticaretin hayati bir öneme sahip olduğu İngiltere’nin birliğe katılması demek, siyasetinin ana yörüngesinin de kayması demekti.

Fakat kısa bir süre sonra, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun ekonomik büyümede başarılı olacağı anlaşılınca hemen birliğe dâhil olmak istedi. Hem Muhafazakâr hem de İşçi Partili hükümetler döneminde 1961 ve 1967’de birliğe katılım başvurusu yapılmıştı. Ancak dönemin Fransız Devlet Başkanı Charles de Gaulle’nin vetosuna takılmıştı.

İngiltere’nin ‘’gerçekte’’ ne ölçüde Avrupa’nın bir parçası olduğu meselesi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uzun tartışmalara konu olmuştu. Bu nedenle Charles de Gaulle, İngiltere’nin ABD’yle olan yakın ilişkisinin Avrupa kimliğine ters düştüğünü iddia etmişti.

İngiltere ile birlikte adaylık başvurusu yapmayı planlayan İrlanda, bu gelişmeler üzerine üyelikte ısrarcı olmamıştı. 1969’da de Gaulle istifa edince İngiltere 1970’de dönemin Muhafazakâr Başbakanı Edward Heath eliyle tekrar başvuruda bulundu. Nihayet İngiltere ile birlikte İrlanda Ocak 1973’te resmen birliğe dâhil olmuştu.

Ancak İngiltere, 2016 referandumuyla AB’den ayrılmaya karar vermesi, Kuzey İrlanda’da büyük bir tepkiyle karşılandı. Sokaklardaki protestolar günlerce sürmüştü. Brexit sonrasında Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılıp Güney İrlanda ile birleşmeyi savunan Sinn Fein hareketinin yükselmesine zemin hazırladı.

Böylece 7 Mayıs’ta Kuzey İrlanda’da yapılan parlamento seçimlerini, Michelle O’Neil’in Başkanlığını yaptığı Sinn Fein Hareketi’nin zaferiyle sonuçlandı. Bu bölgenin 100 yılık tarihinde bir ilktir. Bu gelişme Avrupa ve İngiltere siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olur mu? Bekleyip göreceğiz ama Avrupa’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyebiliriz.

Nitekim seçim sonuçları kesinleştikten sonra, Michelle O’Neill’in ilk açıklamasının şu cümlesi bunun işaretini verdi: ‘’Bugün çok önemli bir değişim anını temsil ediyor.’’ Canlı yayında izlediğim konuşmasının devamında şu cümleye bakın: ‘’Politikamız, halkımız için belirleyici olacak’’ yani ‘’Birleşik Krallık’’ için olmayacak demek istedi.

Hayatın sürekli akışı içinde, yüzer yıllık zaman dilimleri elbette her şeyi ifade etmez. Önemli olan zaman birimleri değil, süreçler ve etkileridir. Kuzey İrlanda seçim sonuçlarının oluşturacağı etkinin bir neticesi olarak, önümüzdeki süreçte İrlanda Adası’nın birliği konusunda bir referandum olabilir. Bölgesel gerilimlerin, etnik çatışmaların, bölünen ülkelerin, perde arkasında hep İngiltere’nin adı geçti. Ancak İngiltere şimdi kendisi benzer bir sorunla karşı karşıyadır. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.

İletişim: [email protected]

Twiter: @MehmetB78849685