Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2970.73
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Şubat 2023

​100 yılın felaketi

Ne yazık ki 06 Şubat 2023 son yüzyılımızın en acı günü olarak tarihe geçti. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına yani tüm Türkiye’ye sabırlar diliyoruz. Çünkü öyle bir acı ki bu, sadece 13 milyon vatandaşımız değil 85 milyonun tamamı etkilendi. Tüm ülke tek bir aile oldu. Herkes imkânlar ölçüsünde yardım etmeye, acıları biraz da olsa hafifletmeye çalıştı. Ancak depremin şiddeti o kadar büyüktü ki özellikle ilk gün ne yapılsa yapılsın yetersiz kalındı.

Başlı başına zaten bir felaket olarak kabul edilen depremin yanı sıra pek çok talihsizlik de peşi sıra geldi. 9 saat arayla ikinci büyük depremin meydana gelmesi, kış koşulları, dondurucu soğuk, depremin etkilediği alanın genişliği, artçıların da 6’nın üzerinde olması, neredeyse herkesin uykuda olduğu bir saatte gerçekleşmesi, başta İstanbul olmak üzere yardımların yoğun olarak gönderildiği şehirlerin çok uzak mesafede olması, hanehalkı sayısının bu bölgelerde görece fazla olması bu felaketin etkisini artıran unsurların başında geldi.

Bugün depremin 5.günü. Bu yazıyı yazarken can kaybı resmi rakamlara göre 12 bin 873’e yükselmişti. Rakamlar güncellendikçe keşke en azından bu sayıda kalsa diye dua ediyoruz ancak görüntüler çok daha vahim bir tablo çiziyor.

Bu hafta, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçları, finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları, dış ticaret endeksleri, hayvansal üretim istatistikleri TÜİK tarafından açıklandı. Bugün ise sanayi üretim endeksi, işgücü istatistikleri ve inşaat maliyet endeksi yayımlanacak. Normalde burası gazetenin ekonomi sayfası olduğu için bu verilere değinecektik. Ancak şu an her şey o kadar anlamsız geliyor ki yüreğimizde bu acıyı derinden hissederken başka bir konuya odaklanamıyoruz.

Örneğin, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre Türkiye nüfusu, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 599 bin 280 kişi artarak 85 milyon 279 bin 553 kişiye ulaşmış. Peki, 37 gün sonra… Şu veri bile insanı ağlatmaya yetiyor.

Sonuç olarak Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Evet, ilgili kurumlar ellerinden gelenin fazlasını yapsa da bazı eksikliklerin yaşandığını gördük. Peki, bireysel olarak depreme hazırlıklı mıyız? Kaç kişi yatmadan önce başucuna su, düdük, el feneri gibi enkaz altında ihtiyaç duyulan malzemeleri koyuyor? Ya da deprem anında ne yapmak gerekiyor, kaçımız biliyoruz? Binamızın depreme dayanıklı olduğunu test ettirdik mi?

Deprem olmadan önce bunlar pek önemsenmiyor. Çok kıymetli bilim insanlarımız medya aracılığıyla bizleri bilgilendirmeye ve uyarmaya çalışırken kaç kişi dikkatlice dinleyip gerekeni yapıyor?

Böyle felaketler maalesef pek çok konuda olduğu gibi başımıza gelince gündem oluyor. Hep aynı temenniyi diliyoruz ama bu yaşananlardan inşallah bu sefer ders çıkarırız. Çünkü dünya döndükçe depremler olmaya devam edecek.