100 gün öne geçmek gerek
Ocak ayı enflasyonundaki artış herkesi tedirgin etti.
Türkiye Modeli adıyla ortaya koyulan yeni ekonomik düzenin zamlardan
başka bir getirisi olup olmayacağı konusunda şüpheler ortaya çıkmaya başladı.
Bu
şüphelerin ortaya çıkmasını destekleyecek veri şu an için sadece market
raflarına gelen zamlardan ibaret.
Yaşananların
her birinin açıklaması olmasına rağmen bu açıklamaların birbiriyle ilintili bir
şekilde ortaya koyulamaması sürecin işleyişinde güven zedeleyici bir
durum ortaya çıkarıyor.
Vatandaşın
yaşadığı zorluğu göz ardı etmek, küçük görmek kimse tarafından hoş
karşılanamaz.
Zaten
gördüğüm kadarıyla kimse de bir kasıt altında böyle bir yol tutmuyor.
Asıl dert;
insanların sorunları görürken çözümleri ya da çözümlerin işleyişini de aynı
şekilde açık seçik görememesi...
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan,
100 günlük yani üç aylık periyotlarda icraat programı yayımlamaya
başlamıştı.
Araya giren
pandemi nedeniyle devletlerin yatırım programları külliyen
değişti ve her devletin birinci önceliği tabiri caiz ise önce canını kurtarmak
yani ekonomisini kurtarmak oldu.
Pandeminin
getirdiği talep daralması ile birlikte ekonomilerin anormal
küçülmesi dünya ekonomisini de etkiledi.
Covid-19 hastalığının bilinmeyenlerinin giderek ortadan kalkmaya başlamasıyla
birlikte insanların korkuları bir miktar dizginlendi.
Tekrar
sokağa çıkmaya başladılar.
Ardından aşının
geliştirilmesi ile birlikte insanlık 21.yüzyıla yeniden döndü.
Bu sırada
varyant üstüne varyant ile süreci hepimiz çok yakından takip
ettik.
Hükûmetler
ise süreçten bir an önce çıkacak adımları bir bir sıralamak için tetikte
bekliyordu ve beklenen hadise de bir bir cereyan etti.
Neredeyse
her ülke artık büyük oranda normalleşmiş durumda...
En
son İngiltere’nin açılım konusundaki cesareti ile
verdiği güven dünyanın da kapanma refleksini azaltmasını perçinledi.
Bundan
sonrası ekonomiler için daha parlak bir gelecek artık.
FED’in faiz artışının
konuşulduğu, bütçelerin genişleme perspektifine kaydırıldığı, turizme
olan ümitlerin yeniden canlandığı evrelere geldik.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Omicron varyantına yakalanmasından dolayı sağlığından
endişe edilse de hastalığın eski gücünde olmaması, yüksek vaka sayılarına
rağmen normalleşmeden taviz verilmeyeceği gerçeğini en üst perdeden teyit etmiş
oldu.
Hafta
içinde MEB Bakanı Mahmut Özer de okullar için o kanıksanmış
açıklamayı yaparak kapanmama güvencesini verdi.
Geriye
artık normal ekonomilerdeki öngörülebilme mekanizmasını oturtma
kaldı.
İşte burada
iş Cumhurbaşkanı’nın 100 Günlük İcraat Programını açıklamasına çok
bağlı.
Zira enflasyonla
mücadele için atılan adımların ne olduğu, beklentilerin neler olduğu
ve 100 gün sonra da ulaşılanların açıklanacağı bir süreci yeniden başlatmak
devletimizin şaşkın kalan bu dünyada bir adım öne geçmesine katkı
sağlayacaktır.
Devlet
demek, nizam demek.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ndeki birçok görev verilen Kurullar ve Ofislerin neler
yaptığını göstermek gerekiyor.
Pandemideki
görüntü eksikliği ile ortaya çıkan ataletin muhalefet kanadının
da sisteme olan güveni sorgulaması sonucunu beraberinde getirdiği gerçeğini
aşacak adımlara ihtiyaç var.