1 Nisan ve sonrası
Seçim bitmiştir. Sonuçlar bellidir. Yapılan propagandalar, seçim çalışmaları zaten kararını vermiş olan seçmenin safları sıklaştırmasından başka bir işe yaramaz. Eğer seçmen kararını seçim dönemlerinde verecek olsaydı, en şaşalı en güçlü kampanyayı yapan her zaman seçimi kazanır geçerdi.
Bugüne kadar Türkiye’de en etkili ve en güçlü seçim kampanyalarını yapan gelenek Refah geleneğidir. O da en yüksek oy olan %21’e kadar çıkabilmiştir. Şu anda da seçim çalışmalarında en etkili kampanya yapmakta olan Saadet Parti’sidir. Siyasetin parçalanmakta olduğu bir ortamda bile Saadet Parti’sinin 31 Mart’ta alabileceği oy oranını hep birlikte göreceğiz.
Zaten şu an 31 Mart’ta yapılacak seçimler için bir taraftan partilerin diğer taraftan vatandaşta bir seçim havası sezilmiyor. Milleti heyecanlandıran her hangi bir partinin veya adayların ne bir projeleri var, ne bir seçim vaatleri var. Vatandaşın günlük hayatını kolaylaştıracak, günlük problemlerine çözüm önerileri sunacak dikkatimi çeken hiçbir şey şu ana kadar duyulmadı. Ben mi dikkatli değilim yoksa gerçekten mi öyle? Yani şu an siyasi partilerin ve belediye başkan adaylarının yürüttüğü kampanyaların vatandaşın beklentilerinin özünden uzak olduğu çok rahatlıkla görülmektedir.
Bu konuda sadece AK Parti’nin bir sloganına şahit oluyorum. “Gönül Belediyeciliği” şeklinde. O sloganda hakikaten AK Parti Belediyelerinin en büyük zaafını tarif etmekten öteye geçmiyor. İçeriği konusunda somut bir vaat yok. İçi boş. Adı konmuş fakat reçetesi yazılmamış bir hastalık gibi bu slogan. CHP, İyi Parti ve MHP’nin zaten buna benzer bir sloganları dahi yok.
Özellikle belediye seçimlerinde sonuç alınabilmesi için en az iki yıl önceden potansiyel adayların alternatifleri ile birlikte kadrolarının hazırlanması gerekmektedir. Maalesef bugün hiçbir parti adaylarını bu strateji ile belirlemedi. Onun için partilerin genel algıları ve gösterdikleri adayların güçleri ölçüsünde sonuçlar elde edilecek.
Kazananı olmayan bir seçim sonucu 31 Mart’ta Türkiye’yi bekliyor. 24 Haziran’da olduğu gibi bütün siyasi partiler zaferini ilan edecek. Baktıkları pencereden tabii.
Onun için Türkiye’nin bugünden itibaren 1 Nisan ve sonrasının planlarını yapmaya başlanması gerekmektedir. 1 Nisan ve sonrası için dünyadaki gelişmelere ve bu gelişmelerin ülkemize yansımaları üzerine hazırlık yapmalıdır. Belediyelerdeki görev değişiklikleri Cumhurbaşkanlığı sisteminin işlemeye başladığı ülkemiz açısından belki de çok farklı gelişmeleri beraberinde getirecektir. Güçlü bir Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ayaklarını bu seçim sonrası oluşturma imkânı ortaya çıkacaktır.
Türkiye’nin yönetilmesinde Başkan, yerel yönetimlerin yürütülmesinde Belediye Başkanları, Yasamanın icrasında TBMM’nin üstlendikleri görevleri gerektiği gibi yapmalarına imkan ortaya çıkacaktır.
Kalın sağlıcakla…