1 Mayıs: Küresel baronlara hizmet eden sosyalistler!
Küresel sistem, Osmanlı'da "hürriyet", Rusya'da ise "işçi kardeşliği" palavralarıyla imparatorlukları, ulusal sınırları ortadan kaldırarak tüm dünya insanları üzerinde egemenlik kurmak istiyordu. Bu iddiasından hala vazgeçmiş değildir. Sosyalizm ve komünizm projeleriyle nasıl tuzak kurduklarını anlamak için geçmişte Yahudi bankerler aracılıyla finanse edilen Rus devrimini yakından inceleyelim.
Yahudilere izin vermediler
1897'deki nüfus sayımına göre Rusya'da 5 milyon 189 bin 400 Yahudi yaşamaktaydı. Rusya ise Yahudilerin Filistin'e toplu halde göç etmesine izin vermiyor ve baskı uyguluyordu. 1904 yılında patlak veren Rus Japon savaşı tam da bu noktada Yahudi bankerlerin elini güçlendirdi. Dolayısıyla bu savaşta açıkça Japonya'yı desteklemekten kaçınmadılar. Henry Schiff Japonya'ya tam 200 milyon dolarlık kredi vermişti. Bir yandan da Rusya'daki devrimci grupları örgütlemeye başladılar. Sosyalist devrimci sendikalar Schiff ve Rothschild ailesi tarafından finanse edilmeye başlandı.
Çar'ın baskıları
Sosyolojik olarak devrimci hareketlerin alt yapısını hazırlayan küresel finans oligarşisi içeride de Rus liberal aydınlarıyla sosyalist grupları Çar'ın baskıları karşısında aynı noktada buluşturmayı başardı. Sosyalist Devrimci Parti(SR) ve Sosyal Demokrat İşçi Partisi(RSDIP) paraları aldıkça seslerini yükseltmeye başladılar. Çünkü işçileri de kullanarak adım adım devrime gidilmesi gerekiyordu.
Troçki-Lenin-Parvus
1890'lı yıllardan beri yapılan organizasyon çalışmalarının başında Leon Troçki ve Parvus vardı. Sibirya sürgününden firar ederek (kaçırılan) Troçki önce Viyana'ya sonra da Londra'ya gitti. Hatta ilk başarısız devrim kalkışmasından sonra New York'a kadar uzanan bir yolculuğa çıkacaktı. Lenin, Troçki ve Parvus Rusya'da devrimci militanları hızlandırılmış kurslara alarak eğitiyordu. 1904'te "yaşasın halkların kardeşliği" naraları eşliğinde küçük çaplı grevler baş gösterdi. Troçki'nin yer aldığı Sosyalist İşçi Partisi de artık yavaş yavaş sokak eylemleri yapmaya başlamıştı. Daha detay bilgiler için Murat Akan'ın Kozmik Karargah adlı kitabına bakılabilir.
Papaz Gabon'un tertibi
1905 yılında Ohranka ajanı Papaz Gapon'ın tertiplediği ve 1000 civarında insanın katledildiği Kanlı Pazar tertibinin ardından istenilen netice tam anlamıyla alınamamış ancak bir kıvılcım başlatmıştı. Tarihler 7 Ekim 1905'i gösterdiğinde büyük grevler hayatı neredeyse felç etmişti. Kalabalıklar Yahudi hatiplerin ateşli konuşmalarını dinlerken "yaşasın işçi kardeşliği" çığlıkları atıyordu. Neticede Çar II. Nikolas 1906 Anayasası'nı kabul etmek zorunda kaldı. Lakin bu taviz olarak algılanmadı çünkü nihai hedef çok farklıydı. 1905 devrimin aktörleri tekrar geri çağrıldı.
Ünlü bankerlerin kararı
Fransız Mason Locası'na kayıtlı Troçki ve Lenin daha etkili bir devrim için tekrar çalışmalara başladı. Devrim kararı, dönemin ikiz kuleleri sayılan "120 Broadway" binasının son katında aralarında D. Rockefeller, F. Warburg, Schiff ve Isaac Seligman gibi ünlü bankerlerin bulunduğu bir grup tarafından alındı. 27 Mart 1917 yılında Troçki ve 275 devrimci bir gemiyle New York'tan St. Peterburg'a getirildi. Malum çatışmalı, devrimci halk savaşı başlatıldı. Parola malum; yaşasın işçi hakları, halkların kardeşliği!
Kanlı bir iç savaş
Uzatmayalım, Bolşevik devriminden sonra 1917-1922 yılları arasında kanlı bir iç savaş yaşandı. Devrimin hemen ardından antisemitizm yasaklandı. Bolşevikler o dönemlerde Türkiye ile sıcak ilişki kurarak milli mücadele yıllarında Ankara hükümetine silah ve cephane yardımı bile yaptı. Troçki numaradan ABD karşıtlığı yapıyordu. Bilirsiniz yıllardır ülkemizde de yaptıkları gibi içinde bol miktarda "kahrolsun emperyalizm" geçen nutuklar. Oysa tam anlamıyla emperyalist bir projesiydi bu!
Yahudi karşıtı Stalin
Stalin dönemi ise Marsixt Leninist ideolojinin hayat bulduğu yıllardı. Ne var ki Stalin devrimin önemli aktörlerini tasfiye edecek ve sırlarla dolu bir ihtilali hafızadan kazımaya çalışacaktı. Çünkü küresel çete bu sefer Stalin üzerinden 2. Dünya Savaşı öncesi bir Yahudi karşıtlığı rüzgarı estirecekti. Yahudi karşıtlığı yapan Stalin nedense Rusya'daki Rockefeller ailesine ait hiçbir şirkete dokunmuyordu.
Bugün meydanlara çıkan sosyalist sendikalar da işçi kardeşliği üzerinden doğrudan Erdoğan'ı hedef alacaklardır. Bakınız Rus devrimin arka planına bakıldığında korkunç bir proje göze çarpmaktadır. Osmanlı hürriyet naralarıyla Rusya ise işçi kardeşliği naralarıyla yıkıldı. Her iki imparatorluğun çöküşünde de aynı güçler rol aldı.
Erdoğan'a neden karşılar?
Türkiye'de HDP ve CHP başta olmak üzere bu iki gruba bağlı irili ufaklı sol sosyalist örgütler ve medya organları yıllardır "kahrolsun emperyalizm, işçi hakları, halkların kardeşliği" türünden sloganlarla küresel finans oligarklarına hizmet etmekten başka bir işe yaramadılar. Dün olduğu gibi bugün de küresel sistemin menfaatleri doğrultusunda faaliyet yürütmektedirler. Bugün küresel sistemin menfaatleri doğrultusunda iş tutmayan tam tersi ülkesinde bağımsızlık mücadelesi veren Erdoğan'a o yüzden karşılar.
Bugünün Leninleri kimler!
Dünün Troçkileri, Leninleri, Stalinleri bugün karşımıza Demirtaş ve Kılıçdaroğlu olarak çıkıyor. Senaryo hiç değişmedi. İşçiler, köylüler, fakir Anadolu insanı hiçbir zaman umurlarında olmadı. Öyle olsa yılardır fakir Anadolu insanının çocukları eğitim hakkından mahrum edilirken onların yanında yer alırlardı. Her barış dediklerinde, "yaşasın işçi hakları" dediklerinde masum insanlar öldürüldü. Bugün meydanlarda attıkları sloganlara aldanmayınız. Onlar tarih boyunca küresel sisteme ve zengin bankerlere biat etmiş bir kesimdir.