1 KASIM: MİLLET, TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKTI
Türkiye, 7 Haziran'dan beri yoğun bir belirsizlik, kaos ve krizin içinde bulunmaktadır. Siyasi partilerin kendi aralarında anlaşıp bir hükümet kuramamaları, toplumda büyük bir endişe ve hayal kırıklığı yarattı. Endişe ve hayal kırıklığı duyguları içinde sandık başına giden seçmen, Ak Parti'ye yüzde elli civarında bir destekle onu tekrar süper iktidar yaptı. 1 Kasım seçim sonuçları, Türkiye'nin koalisyon hükümetleri dönemine yeniden dönmeye hazır olmadığını göstermektedir. Türkiye, koalisyon hükümetlerine hazır olmadığı gibi, Ak Parti'nin iktidarı kısmen veya tamamen kaybetmesine de hazır değildir. 1 Kasım seçim sonuçları, Ak Parti'nin Türkiye için vazgeçilmezliğini net olarak ortaya koymuştur.
2011 Seçimlerinden sonra Ak Parti, ikinci defa yüzde elli civarında olağanüstü bir oy oranını 1 Kasım seçimlerinde de elde etti. Seçmen, vermiş olduğu yüzde elli destekle Ak Parti'ye büyük bir güç ve sorumluluğu birlikte vermiştir. Ak Parti'nin süper iktidar olmanın gereklerini yerine getirme konusunda büyük bir meydan okuma yüz yüze bulunmaktadır.
7 Haziran seçimlerinde Ak Parti, yeterince kendisini yenileyemediği ve topluma kendisini anlatamadığı için tek başına iktidar imkanını kaybetmişti. 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti, toplumdan gerekli mesajı aldığına, bu mesajın gereklerini yerine getirdiğine toplumu ikna ettiği için yüzde elli oy almıştır. 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçlarını birlikte değerlendirdiğimiz zaman, siyasal alanda Ak Parti'nin bir siyasal rakibi bulunmamaktadır. Ak Parti, CHP, MHP ve HDP ile siyasi rekabete girdiği zaman 7 Haziran'daki gibi düşüş yaşamaktadır. Ak Parti, diğer siyasi partilerle değil, kendisiyle yarıştığı ve kendisini yenilediği zaman büyük yükselişler yaşamakta ve yüzde elli gibi büyük bir siyasal desteğe ulaşmaktadır. 1 Kasım seçimleri, Ak Parti'nin en büyük rakibinin kendisi olduğu gerçeğini bir daha göstermiştir.
Türkiye, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine kutuplaşma ve çatışma tartışmalarıyla girmiştir. Kutuplaşma tartışmalarının yoğunluğu içinde yapılan 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti, üç buçuk milyon oy civarındaki seçmen desteğini kaybetmiştir. 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti, dört buçuk milyon oy civarında gerçekleştirdiği artışla büyük bir seçmen desteğine yeniden kavuşmuştur. Başka bir ifade ile 1 Kasım seçimlerinde, Kürdü, Türkü, Karadenizlisi, İç Anadolulusu, Egelisi, Akdenizlisi, Alevi'si, Sünni'si, alt sınıflısı, orta sınıflısı, HDP'lisi, MHP'lisi, SP'lisi, BBP'lisi, CHP'lisi, başta olmak üzere bütün toplumsal kesimler yeniden ortak adres olarak Ak Parti'yi tanımlamış ve ona yönelmişlerdir. Başka bir ifade ile toplumsal kutuplaşma ve siyasal gerilim tartışmalarını toplum, 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti'ye vermiş olduğu destekle aşmış bulunmaktadır. Ak Parti'nin önündeki büyük sorumluluk, toplumsal kutuplaşma ve gerilim yaratan sorunları aşacak ve bütün kesimleri birbirine bağlayacak güçlü toplumsal tahkim politikaları geliştirmek ve uygulamaktır.
Toplum, 7 Haziran seçimlerinden büyük dersler çıkardı ve değerlendirmeler yaptı. 7 Haziran seçimleri sonrasında yükseltilen milliyetçiliği ve şiddeti, toplumsal barış açısından çok tehlikeli bulan toplum, 1 Kasım seçimlerinde milliyetçiliğe ve şiddete prim veren siyasi yapılarla kendi arasına mesafe yoktu. HDP ve MHP'nin oylarının düşüşünü, toplumun milliyetçiliği ve şiddeti sınırlama ve vize vermemesi arzusu olarak okuyabiliriz. Toplum, Ak Parti'den milliyetçilik ve şiddet sorunlarını minimize edecek demokratik ve barışçıl reform politikalar gerçekleştirmesini beklemektedir.
Toplum, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini, iç ve dış müdahalelere maruz kaldığının farkındadır. DAİŞ, PKK, Paralel Yapı, DHKP-C gibi örgütlerin Türkiye'ye karşı gerçekleştirdiği eylemler ile CHP-MHP-HDP'nin çaresizliği ve politikasızlığı, toplumun, siyasi bir tercihte bulunmaktan öte yönetime el koymasına neden olmuştur. Ak Parti'ye verilen yüzde elli oy, toplumun acil bir şekilde yönetime ve duruma el koymasını temsil etmektedir. 1 Kasım seçimlerinde, toplum içte ve dışta kurulan kuşatmayı yarmayı başarmıştır.
Toplum, Türkiye'yi sahiplenen siyaset anlayışını desteklerken kabileci bir anlayışla salt partilerini sahiplenen dar kolektivist siyasaları ise yalnızlığa mahkum etmektedir. Toplum, diğer partileri Türkiye'yi sahici olarak sahiplenmediklerine inandığı için onlara iktidara getirecek oyu vermemiştir. Seçmen, Türkiye'nin ve toplumun güvenliğini tehlikede gördüğü için acil bir şekilde bu soruna müdahale etme saikiyle Ak Parti'ye büyük destek sunmuştur. Türkiye'nin güvenlik, özgürlük ve hukuk ihtiyacını karşılamak için Ak Parti'nin gerekli demokratik politikaları uygulaması gerekmektedir. Ak Parti, Türkiye'nin güvenlik, özgürlük ve hukuk ihtiyacını karşıladıkça, bugünü kazandığı gibi, geleceği de kazanmaya devam edecektir.