006 Cayhepe Bond
Hollywood ve 007 James Bond’dan çok daha önce,006 Cayhepe Bond, müminler üzerinde kovalamaca ve aksiyon sahneleri gerçekleştirmiştir... Değerler ve gerçekler üzerine kurulmayan CHP, her şeyden kuşkulanan, her şeyden nem kapan, hastalıklı ruh haliyle, sadece Müslümanların hayat tarzını, özgürlüğünü, düşüncelerini en aksiyon derecesinde kovalamıştır... Sakallılar – sarıklılar, kâinatın bir elden idare edildiğine inananlar, Kur’an’ın emirlerini, Hz. Muhammed’in sünnetini hayatlarının gayesi bilenler, kovalanmış, zapturapt altına alınmış; asılmış, kesilmiş ve aydınlık kafalar batının kara düşünce ve hayat tarzına esir edilmiştir. Uzun uzadıya yazılsa bitirilemeyecek CHP aksiyonuna bir misal:
Hasta
ve ihtiyar, derisi vücudundaki kemikler üzerinde zar gibi kalmış bir adama
zorla yaşatılan sürgün ve insafsızca zulümler…
Ve de bu zulümlere zerre kadar ehemmiyet vermeyen ama imanla alakalı en ufak
bir meselesinde dev bir yürek ve aslana dönüşen İslam kahramanı Bediüzzaman. İşte bu iman ve Kur’an kahramanı,
Emirdağ’ında hava almak için, Allah’ın ilim ve kudretini gösteren tabiat
sahifesini tefekkür etmek için dışarıya, kırlara çıkınca, yersiz düşünce ve
asılsız isnatlarla tayyareler tepesinde alçak uçuşla takibe geçiyor, fakat uçaklar
bile bu haksızlığa homurdanıyor…Dağ köylerinin durumu nedir, yolları
var mıdır diye peşine düşüp, hatta uçaklarla inceleme yapmak yerine; bir hasta
ve yaşlı adamın kısa süreliğine rahat bir nefes alması için çıktığı kır
gezisinden rahatsız olup, beş uçakla takibe almak ne insan haklarına, ne sözde
laikliğe ne de cumhuriyete yakışmamıştır…
Evet,
memleketin hali nicedir, Anadolu’da kimler açtır, kimler yalın ayaktadır derdine
düşmeyip, elde kadeh, önlerinde pahalı havyarlarla hiç utanıp – sıkılmadan,
Bediüzzaman’ın peşine beş tayyare (uçak) ile takılmışlardır.
Beş duyu organlarının haricinde bütün latifeleriyle kâinatın Yaratıcısını
tanımaya ve tanıtmaya çalışan ihtiyar bir adamın peşine beş uçak takmak, ancak
006 Cayhepe Bond’a yakışır. Kâinattan Hâlıkını soran bir seyyah ve rehber-i
ekmel Hz. Muhammed (sav)’in risaletini muhteşem deliller ile ispat eden, Kur’an’ın
Allah kelamı olduğuna zerre kadar şüphe bırakmayan insanı büyük bir israfla
takibe almak, İslam düşmanlığının neticesi değil de ne olabilir?
Tek
parti ve İstibdat rejimi, Allah’ın varlığını, Resulünü ve kelamını ilimle,
irfanla ispat eden insanı asla sevemez. Velev ki O insan hasta
– yaşlı ve de defalarca zehirlenmiş olsa bile… Şimdi insanlı ve insansız hava
araçları yapılıyor, uçuruluyor sırf düşmanı takip ve imha etmek ve de vatanın
namusunu – sınırlarını korumak için. CHP ise yerli uçak fabrikasını kapatıp, emperyalistlerden
alığı uçaklarla, iman derdine düşen insanı takibe alıyor...CHP, nefes almak
için ve biraz gurbet hüzünlerinden sıyrılmak ve de tefekkür için kırlara çıkmış
adamı uçaklarla takibe alırlarken, Bediüzzaman: “Bana lüzumsuz evham yüzünden eziyet edenlere, yakında ölümle i’damı
ebediye giriftar olacaklarını düşünüp, hakikaten acıyorum: “Ya Rab onların
imanını Risale-i Nur’la kurtar. ı’dam-ı ebediden sırr-ı Kur’ân’la terhis
tezkeresine çevir” diyorum. Ben de onlara hakkımı helâl ediyorum.” Diyor. Ne
acıdır ki Üstadın resmini gazeteye koymayı ihmal etmeyen Yeni Asya’da CHP’yi
değişmiş görüyor, muhabbetinin musluğunu sonuna kadar açmaktan geri durmuyor.
Aksiyon sahnelerini aratmayacak bir aksiyonla, hasta
ve ihtiyar adımı uçaklarla takibe alan, taciz eden CHP, ajanslarının vermiş
olduğu talimatla sözde bir helallik peşine düşmüş. Siz hakkı ve hukuku
bilseydiniz, benzer zulümler ile hala İslam düşmanlığı yapmazdınız.
“Bir toplu iğne bile yapamadılar” diye iftira
ettikleri Osmanlının son döneminde Abdulhamid Han, ta Hicaz’a demiryolu
yaptırmışken, Anadolu’da merkezlere yakın köylerin yolları 1970’li tarihlerde
bile yapılmamış, millet mağdur edilmişti. 5 uçakla memleketin topografik
yapısını incelemek ve nerde ne sıkıntı var ise gidermek dururken, Üstad Bediüzzaman
uçaklarla takip edilmiş, birkaç gün kovalamaca sahnesi yaşatılmıştır. Batılılar Ay’a bizimkiler yaya ve bazen
faytonla teneffüse çıkmış bir adamı uçaklarla kovalamışlardır… 006 Cayhepe
Bond, Ay’la, Güneş’le, Allah’ın birliğini ve kudretini ilan eden yıldızlarla ve
gerçekten bilimle – ilimle – irfanla uğraşmak yerine hasta – yaşlı, perişan bir
hayata sürüklenen adamı asılsız evhamlarla takibe alıp, milletinde teveccühünü,
sevgisini ortadan kaldırmayı kendilerine prensip edinmişlerdir. O prensibin çekirdeği de
tamamen İslam düşmanlığıdır. Son sözü İslam Kahramanı Bediüzzaman’a bırakalım:
“İşte sinek kanadını dağ gibi yaptıklarının bir
emaresi şu ki benim gibi gurbette, hasta, ihtiyar, zayıf, tek başına bulunan
bir adam için on gün zarfında beş defa Afyon Valisi ve Emniyet Müdürü ve iki
defa Afyon Müddeiumumîsi benim için buraya gelmesi ve iki günde, her bir günde
beş tayyare benim gezdiğim yerlerde beni nezaret altına alması ve beş polis
hafiyesinin burada bana tarassud edenlere ilâve edilip ahvalimi tecessüs etmek
için gönderilmesi ve postahanelere, bana ait mektupların müsaderesi için resmen
emir verilmesi gösteriyor ki Şeyh Said ve Menemen Hâdisesi'nin on misli bir
hâdiseyi evhamla düşünmüşler. Habbeyi kubbe söylemişler ki böyle bir vaziyet
alıyorlar. Benim eski hayatımı zannedip ihanetle hiddete gelecek tahmin
etmişler. Bilakis aldandılar. Biz, bütün kuvvetimizle anarşiliğe bir sedd-i
Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur'anî tesisine çalışıyoruz. Bize ilişenler,
anarşilik ve belki komünistliğe zemin ihzar ediyorlar. Emirdağ Lahikası.”