"Tesettür 'gösteriş' için değil, 'göstermeyiş' içindir!"
İçime doğdu, sosyal medyadan, “Tesettür kıyafetleri niçin çok daha pahalı?” sorusunu gönderdim.
Bir hafta evvel, bir erkek giyim dükkânını turlayıp
fiyatlara baktıktan sonra hemen yanındaki “tesettür” mağazasına göz atmıştım.
Hayat pahallılığı malûm,
“ucuz” olan bir şey kalmadı gibi, giyecekler de katlanmış durumda…
Amma velâkin, “tesettür” mağazasındaki etiketler tam
mânâsıyla dudak uçuklatır cinstendi.
Markalar, “Büyük
İndirim!” sloganıyla satışa sunulmuştu ama, o “Büyük İndirim”li hâl bile, geçinebilmek için ince hesaplar yapma
durumunda olan vatan evlâtları için adeta “hâyâl
ötesi”ydi.
Bunun sebeplerini anlamaya çalıştım.
“Başta kumaş olmak
üzere, tesettür kıyafetleri için kullanılan malzeme çok daha fazla!” dendi.
Kafama yatmadı.
Öyle ya…
Fiyat malzemenin çokluğuna göreyse, “bebek kıyafetleri” niçin genellikle çok pahalı?
“Diğer kıyafetlerin
üreticisi çok, tesettür giyimde alanın büyük bir bölümü belli firmaların
elinde, talep de çok…” diyen oldu…
Olabilir…
İhtiyaçlar sınırsız, üretim sınırlı!..
“Tesettürün Moda
olanı” ihtiyaç haline gelmişse…
Üreten ve üretilen az, talep çoksa fiyatlar artar.
Satılamayan malın fiyatı niçin artsın ki?
“Deflasyon” mu
var memlekette?
*
“Tesettür” kıyafetlerinin, “tesettür otelleri”nin (vesaire) daha pahalı olmasına öteden beri
alışığızdır…
“Bazı sahil
otellerinde, sınırsız içki, sınırsız ‘eğlence’ olduğu halde fiyatlar epeyce
düşükken, denize bitişik tesettür otellerinde niçin bu kadar yüksek?” diye
sormuşluğumuz…
“Talep çok, arz sınırlı, ondan dolayı böyle
abicim.” karşılığını almışlığımız vardır.
*
Bu soğukta “tesettür
otelleri”nden bahsetmek değil niyetim elbette…
“Tesettür
kıyafetleri” meselesi, başka bir kapıyı açmak için anahtar oldu.
İnsan “marka”
giymek mecburiyetinde değil, arayan çok daha düşük fiyatlara çok daha kaliteli
ürünler bulabilir herhalde.
Hele, “tesettürün
ruhuna çok daha uygun olduğu söylenen” kıyafetler tercih edilince, fiyatlar
iyice aşağıya çekilebiliyormuş.
“Albenili olsun”,
“El âlem beğensin!” gibi endişeler
olunca, fiyatlar da yükseliyor haliyle.
Bazıları, “giyilen kıyafetin markasını” bile soruyormuş, ne
görgüsüzlük ya da ne “sonradan
görmelik.”!
Biz ki “Ye kürküm
ye!” dünyasına zirken ve fikren savaş açmış insanlarız…
Niçin olsun ki marka takıntımız!..
*
Derken, geldik esas meseleye…
Sosyal medyadaki bir başka paylaşımım da o gününün gündemini
oluşturdu,
Dedim ki kalp sesimle:
“Tesettür ‘gösteriş’
için değildir, ‘göstermeyiş’ içindir!”
Ben bunu yazınca, dünyanın yorumu geldi.
Mesela;
“Uzun zamandır
duyduğum en güzel söz.”
“İmzamı atarım bu
cümleye, tesettür anlamından iyice uzaklaştı.”
Mesela,
“Tesettür tarz değil,
farzdır!”
“Tesettür örtüdür,
gizleyendir, belli etmeyendir. Yani bildiğimiz çarşaf ve benzerleridir!”
Böyle yorumlar…
Dikkatimi çekti, hanımefendilerin çoğu “gittikçe yaygınlaşan tesettür anlayışını”, yani “Mümkün olduğunca görünür olma, dikkat çekme!”
anlayışını eleştiriyor…
Birçok örtülünün “tesettürün
ruhu”ndan uzaklaşır hallerde olduklarına vurgu yapıyor.
Bazıları da, “Tesettür
sadece kadın için midir?” sorusunu gündeme getiriyor.
Çok yerinde bir soru.
Tesettür elbette sadece kadın için değildir.
Aslında sadece kılık kıyafetle de sınırlı değildir.
“Göze de tesettür”
gerekir.
“Mü’min erkeklere
söyle gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini, mahrem yerlerini korusunlar.
Bu onlar için daha temizdir. Şüphesiz ki Allah, (onların) bütün yaptıklarından
haberdardır.”
(Nur Sûresi/ 30’uncu Ayet)
Tesettür kavramının kapsama alanı çok geniş de...
Bu yazı için ayrılan yeri çok çok aşar…
Bilirsiniz;
Hazret-i Mevlâna’nın ne güzel bir teşbihi var.
Diyor ki mealen, “Geminin yüzmesi için su lâzımdır. Gemi
suyun üstünde olursa, yolculuğuna devam eder. Suyun üstünde olmazsa, suyu içine
alırsa, batar!”
*
Gemiyi tamir edelim.
Daha fazla su almasın!..