'Telefonlarınız 24 Saat Açık olsun!..'
Ak Parti’ye destek veren vatandaşların oluşturduğu WhatsApp gruplarında bazı paylaşımlar dikkatimi çekiyor.
Epeyce rağbet gören paylaşımlarda
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Teşkilât’a
Talimatı” hatırlatılıyor:
“Her kesimden insanımızın evine, iş yerine
bizzat gidin. Telefonunuz 24 saat açık olsun. Cevap veremediğinize mutlaka
dönün. Halktan kopuk yönetici olmaz!”
Google’dan “Erdoğan’dan
Teşkilât’a Talimat” diye arama yaptığınızda karşınıza epeyce haber çıkıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, teşkilât yöneticilerine, milletvekillerine,
belediye başkanlarına defalarca ve yıllar boyunca, “Aman ha!” demiş.
Nice konuşmasında geçen “ikazlar”a
şöyle bir bakacak olursak…
*
“Ulaşılmadık
seçmen bırakılmayacak.
Seçmen ne istiyor?
Şikayetleri nedir?
Oy vermediyse, neden vermedi?
Tüm bu fotoğrafı çok iyi çekin.
Projelerimizi, neler yaptığımızı ve
neler yapmak istediğimizi vatandaşa iyi anlatın."
*
“Hiçbirimiz
bulunduğumuz makamların hizmet makamları olduğu unutmayacağız.
Hizmet gayesinin olduğu bir yerde, kibir,
büyüklenme, tepeden bakma hele hele insanları kendinden uzak tutma kesinlikle
söz konusu olamaz!..”
*
“Halk
ile ilişkisini kesen ile biz de ilişkimizi keseriz! Size oy vermiş olsun
olmasın, her bir ferdin meselesi sizin de meselenizdir. Şehrin insanını olduğu
kadar tarihini, kültürünü, değerlerini de bir bütün olarak görmeniz gerekiyor.”
*
"Her kesimden insanımızın evine,
iş yerine, hayatını geçirdiği yerlere her gün bizzat gitmeliyiz. Buralarda
onlarla muhabbet etmeli, dertlerini, sıkıntılarını dinlemeli, mümkünse bunlara
çözüm üretmeli, değilse insanımızın gönlünü almalı, yaptıklarımızı onlara
anlatmalıyız. Telefonumuz 24 saat açık olmalı ve o anda cevap veremediğimiz her
çağrıya muhakkak dönüş yapmalıyız. Milletle arasına duvar ören, kendini
ulaşılamaz bir yere konumlandırmış, hele hele insanları küçümseyen bir AK Parti
yöneticisi varsa bulunduğu yerde, özellikle söylüyorum, fuzuli şâgil, yani
haksız işgalci demektir. AK Parti'nin hiçbir il başkanı, ilçe başkanı,
yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili velhasıl hiçbir temsilcisi milletten
kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz.”
*
“AK
Parti'nin sahibinin millet olduğunu, hesap vereceğimiz yerin de yine milletin
vicdanı olduğunu adeta döne döne, tekrar tekrar söylüyorum.
Halktan biri olacaksınız.
Hiçbir zaman küçümsemeyeceksiniz,
tepeden bakmayacaksınız. Gurur, kibir olmayacak!..”
*
Evet,
Sayın Cumhurbaşkanı,
bunları “döne döne, tekrar tekrar” söylemiş ama…
Ak
Parti’ye destek verenlerin oluşturdukları platformlarda, “Sayın Erdoğan ne yapsın. Bütün evleri, bütün
iş yerlerini kendisi mi dolaşsın? Sayın
Erdoğan’ı yıkmak isteyenler bütün güçleriyle
uğraşırken, ‘bizim tarafta’ motivasyon eksikliği dikkat çekiyor. Buna
bir an evvel son verilmeli.” çerçeveli “nice
şikâyet” dikkatimi çekiyor.
Üşenmeyip,
sayfalar dolusu yazılarla “gözlemlerini”
aktaran okuyucularımız var.
Sayın
Cumhurbaşkanı’nın yukarıda bir kısmını verdiğimiz “ikazlarının” sahada yeterince karşılık bulamadığını…
“Vatandaşla iç içe teşkilât özlemi”nin
giderilemediğini gösteren nice “vak’a”
geliyor önümüze.
Gerek
Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemlerinde, gerekse Ak Parti’nin ilk
yıllarında “teşkilât -vatandaş ilişkisi” çok daha güçlüydü.
Bizlere ulaşan şikâyetler de çok daha azdı haliyle.
Şimdilerde,
“yereldeki vatandaş”la “yereldeki yöneticiler” arasına bile
duvarlar örülmüş gibi.
Bırakın
her siyasi görüşten vatandaşla sağlıklı iletişimi, “uzun yıllar boyunca AK Parti için çalışmış olanlar” dâhi “ilgililere
ulaşmakta” büyük sıkıntılar çektiklerini söylüyor.
*
İşte
size dikkat çekici bir durum:
Sayın Cumhurbaşkanı, “Evleri, iş yerlerini teker teker dolaşın, vatandaşa yakın olun. Telefonlarınız
da 24 saat açık olsun.” diyor ama…
Twitter
kullanan birçok “teşkilât
yöneticisi”nin, belediye başkanının, milletvekilinin “Direkt Mesajı” (DM’si) bile vatandaşa kapalı.
*
Ben,
DM’yi herkes için açık tutuyorum, bunun da çok faydası görüyorum.
Vatandaşın
nabzını sağlıklı bir şekilde tutabilmek açısından büyük imkân.
Size
yanlışlarınızı, eksiklerinizi hatırlatıyorlar.
Göremediklerinizi
görmenize vesile oluyorlar.
Şikâyetlerini,
beklentilerini ifade ediyorlar.
Cevabı
geciktirdiğimizde sitemlerini yolluyorlar.
Telefon
numaralarını gönderiyor, telefon numaranızı istiyorlar.
*
Bütün
bunlar siyaset yapanlar için çok daha fazla önemli olmalı.
Zira,
onların vatandaşa sandıkta hesap verme mecburiyetleri var.
Malûm;
Vakit
su gibi akıp gidiyor!..