Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.31
Gram Altın
2918.52
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ocak 2021

'Telefonlarınız 24 Saat Açık olsun!..'

Ak Parti’ye destek veren vatandaşların oluşturduğu WhatsApp gruplarında bazı paylaşımlar dikkatimi çekiyor.

Epeyce rağbet gören paylaşımlarda

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Teşkilât’a Talimatı” hatırlatılıyor:

“Her kesimden insanımızın evine, iş yerine bizzat gidin. Telefonunuz 24 saat açık olsun. Cevap veremediğinize mutlaka dönün. Halktan kopuk yönetici olmaz!”

Google’dan “Erdoğan’dan Teşkilât’a Talimat” diye arama yaptığınızda karşınıza epeyce haber çıkıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, teşkilât yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına defalarca ve yıllar boyunca, “Aman ha!” demiş.

Nice konuşmasında geçen “ikazlar”a şöyle bir bakacak olursak…

*

Ulaşılmadık seçmen bırakılmayacak.

Seçmen ne istiyor?

Şikayetleri nedir?

Oy vermediyse, neden vermedi?

Tüm bu fotoğrafı çok iyi çekin.

Projelerimizi, neler yaptığımızı ve neler yapmak istediğimizi vatandaşa iyi anlatın."

*

Hiçbirimiz bulunduğumuz makamların hizmet makamları olduğu unutmayacağız.

Hizmet gayesinin olduğu bir yerde, kibir, büyüklenme, tepeden bakma hele hele insanları kendinden uzak tutma kesinlikle söz konusu olamaz!..”

*

“Halk ile ilişkisini kesen ile biz de ilişkimizi keseriz! Size oy vermiş olsun olmasın, her bir ferdin meselesi sizin de meselenizdir. Şehrin insanını olduğu kadar tarihini, kültürünü, değerlerini de bir bütün olarak görmeniz gerekiyor.”

*

"Her kesimden insanımızın evine, iş yerine, hayatını geçirdiği yerlere her gün bizzat gitmeliyiz. Buralarda onlarla muhabbet etmeli, dertlerini, sıkıntılarını dinlemeli, mümkünse bunlara çözüm üretmeli, değilse insanımızın gönlünü almalı, yaptıklarımızı onlara anlatmalıyız. Telefonumuz 24 saat açık olmalı ve o anda cevap veremediğimiz her çağrıya muhakkak dönüş yapmalıyız. Milletle arasına duvar ören, kendini ulaşılamaz bir yere konumlandırmış, hele hele insanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa bulunduğu yerde, özellikle söylüyorum, fuzuli şâgil, yani haksız işgalci demektir. AK Parti'nin hiçbir il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili velhasıl hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz.”

*

AK Parti'nin sahibinin millet olduğunu, hesap vereceğimiz yerin de yine milletin vicdanı olduğunu adeta döne döne, tekrar tekrar söylüyorum.

Halktan biri olacaksınız.

Hiçbir zaman küçümsemeyeceksiniz, tepeden bakmayacaksınız. Gurur, kibir olmayacak!..”

*

Evet,

Sayın Cumhurbaşkanı, bunları “döne döne, tekrar tekrar” söylemiş ama…

Ak Parti’ye destek verenlerin oluşturdukları platformlarda, “Sayın Erdoğan ne yapsın. Bütün evleri, bütün iş yerlerini kendisi mi dolaşsın? Sayın Erdoğan’ı yıkmak isteyenler bütün güçleriyle uğraşırken, ‘bizim tarafta’ motivasyon eksikliği dikkat çekiyor. Buna bir an evvel son verilmeli.” çerçeveli “nice şikâyet” dikkatimi çekiyor.

Üşenmeyip, sayfalar dolusu yazılarla “gözlemlerini” aktaran okuyucularımız var.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın yukarıda bir kısmını verdiğimiz “ikazlarının” sahada yeterince karşılık bulamadığını…

“Vatandaşla iç içe teşkilât özlemi”nin giderilemediğini gösteren nice “vak’a” geliyor önümüze.

Gerek Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemlerinde, gerekse Ak Parti’nin ilk yıllarında “teşkilât -vatandaş ilişkisi” çok daha güçlüydü.

Bizlere ulaşan şikâyetler de çok daha azdı haliyle.

Şimdilerde, “yereldeki vatandaş”la “yereldeki yöneticiler” arasına bile duvarlar örülmüş gibi.

Bırakın her siyasi görüşten vatandaşla sağlıklı iletişimi, “uzun yıllar boyunca AK Parti için çalışmış olanlar” dâhi “ilgililere ulaşmakta” büyük sıkıntılar çektiklerini söylüyor.

*

İşte size dikkat çekici bir durum:

Sayın Cumhurbaşkanı, “Evleri, iş yerlerini teker teker dolaşın, vatandaşa yakın olun. Telefonlarınız da 24 saat açık olsun.” diyor ama…

Twitter kullanan birçok “teşkilât yöneticisi”nin, belediye başkanının, milletvekilinin “Direkt Mesajı” (DM’si) bile vatandaşa kapalı.

*

Ben, DM’yi herkes için açık tutuyorum, bunun da çok faydası görüyorum.

Vatandaşın nabzını sağlıklı bir şekilde tutabilmek açısından büyük imkân.

Size yanlışlarınızı, eksiklerinizi hatırlatıyorlar.

Göremediklerinizi görmenize vesile oluyorlar.

Şikâyetlerini, beklentilerini ifade ediyorlar.

Cevabı geciktirdiğimizde sitemlerini yolluyorlar.

Telefon numaralarını gönderiyor, telefon numaranızı istiyorlar.

*

Bütün bunlar siyaset yapanlar için çok daha fazla önemli olmalı.

Zira, onların vatandaşa sandıkta hesap verme mecburiyetleri var.

Malûm;

Vakit su gibi akıp gidiyor!..