Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2021

Siyasi cinayetlerde CHP'nin sicili

Tarih, 1978 idi.

Bugün, “Siyasi cinayetler olacak” diyen ve bundan Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutma arayışındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel Başkanı olduğu CHP “Güneş Motel” denilen skandal pazarlık sonrası iktidardaydı. Siyasi cinayetler, CHP’nin bu ahlaksız transferleri sonrası tırmandı. Adeta CHP siyasi cinayetlerden medet umuyordu, zaten hep bulanık havalarda av arayan bir CHP yok muydu?

Yine öyleydi. Hiçbir siyasi cinayet CHP döneminde aydınlatılmadı. Ne sağ ne sol cinayetin esas failleri bulundu.

Neden mi?

İşin bir yerinde kendilerinden olan birileri olabilir endişesinden olabilir mi?

Neyse.

Gelin CHP iktidarları dönemindeki siyasi cinayetlere bakalım, ne dediğimi daha iyi anlarsınız.

16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde çıkan sol görüşlü 100'e yakın öğrencinin üzerine bomba atıldı ve silahla ateş açıldı, olayda 5 kişi öldü, 47 kişi yaralandı.

Olayın failleri yok!

17 Mart,

İstanbul’da Ümraniye Katliamında 5 kişi işkence edilerek öldürüldü.

Failler yok!

24 Mart,

Savcı Doğan Öz öldürüldü.

Asıl fail meçhul!

17 Nisan,

Daha bir yıl önce Adalet Partisi’nden Malatya Belediye Başkanı seçilen Hamit Fendoğlu, gönderilen bir bombalı paketi açarken, gelini ve iki torunuyla birlikte parçalanarak öldü.

Failleri yok.

2 Haziran,

İspanya’nın Başkenti Madrid’deki saldırıda, Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp arabasında bulunan eşi Necla Kuneralp, emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu ve şoförü öldüler.

4 Haziran,

MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı, oğlu Mustafa Haşatlı ile birlikte evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı Marksist-Leninist Silahlı Propaganda örgütü üstlendi. Cinayeti ise bu örgütün militanı 1957 Erzincan doğumlu Fehmi Gökçe üstlendi.

Asıl failler mi? Tabi ki bulunmadı.

9 Ekim,

Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrenci öldürüldü.

1 Şubat 1979,

Abdi İpekçi katledildi.

Tetikçi M. Ali Ağca tutukluyken yurt dışına kaçtı. Asıl failler yine yok!

1991 Ekim ayından sonra yine CHP (o zaman SHP idi) iktidarda.

24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu katledilirken iktidarda yine CHP vardı.

2 Temmuz 1993 Sivas Madımak katliamı CHP’nin (SHP) iktidar ortağı olduğu bir dönemde gerçekleşti. Erdal İnönü’nün Özel Kalem Müdürünün Sivas Valisi olduğu, katliamla ilgili ihbarlar ve emareler netleştiği halde vali bütün ihbarları savsakladı ve bu katliam gerçekleşti.

1999’da Ahmet Taner Kışlalı katledilirken de DSP iktidarda idi.

Ali Gaffar Okan 2001’de katledildiğinde yine solcuların iktidarı hüküm sürüyordu.

Daha gerilere, CHP’nin tek parti dönemine.

26 Mart 1924’te işlenen Ali Şükrü Bey cinayeti de yine tarihe kara leke olarak CHP’nin tek parti olduğu dönemde gerçekleşti. Üstelik, içki yasağı için kanun teklifi vermesinin üzerinden birkaç hafta geçmeden defalarca tehdit edilmesine rağmen.

1948’de Sabahattin Ali katledilirken, Milli Şef(!) İnönü’nün CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı olduğu despot hatta faşist tek parti iktidarı vardı.

Şimdilerde, geçmişte olduğu gibi yine katiliyle aşk yaşayan HDP’nin ortağı SHP/CHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde (1992-1994) 4 bin Kürt köyü yandı ve bir tek tanesi söndürülmedi,

Failleri bulunmadı…

Şapka takmadıkları için idam edilenleri, Dersim’e uçaklardan atılan fare zehri ile ölenleri, Kur’an dersi verdi diye öldürülenleri anlatmadım bile…

Bu CHP’nin genel başkanı kalkmış siyasi cinayetlerden bahsediyor!

Neden ola ki?

Biliyorum,

Amerika’daki dostu ve dostları, Türkiye için yeni bir senaryo hazırlamışlar. Kılıçdaroğlu’nun PKK’lı arkadaşları, DHKP-C’li partizanları, FETÖ’cü dostları, CHP ile DEAŞ’ı beraber örgütleyen ÜST AKIL önümüzdeki aylarda Türkiye’yi cinayetlerle sarsarak vatandaşların Ak Parti iktidarından umutlarını kesmeye çalışacaklarına dair Kılıçdaroğlu’na haber uçurmuşlar. İşte Kılıçdaroğlu kendisine gelen bu ihanet haberini “Erdoğan yaptıracak” diyecek kadar alçalabiliyor.

Olabilir, daha da alçalabilir. Bu bir tercihtir.

Benim takıldığım şu: Kılıçdaroğlu hükümete haber vereceğine, onları bilgilendireceğine, neden dünyaya duyurma gereği duyuyor?

Acaba Kemal Kılıçdaroğlu ağababalarına, Bakın, biz de içerde boş durmuyoruz, ortam hazırlıyoruz, siz cinayet işleyin, biz suçluyu peşinen ilan ediyoruz, mu demek istiyor?

Neden olmasın?

İnsan neye bulaşırsa onun kokusunu taşır.