Savaş ahlâkı
İşgalci İsrail’in Gazze’ye ve topyekûn Filistin’e dönük soykırım saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Bombardımanlara verilen kısacık aralar lütuf gibi gösteriliyor. 18 Ekim’de İsrail’in Gazze’deki Ehli Bapdist Hastanesi’ni içi ağzına kadar yaralılarla ve sivillerle doluyken vurup yüzlerce masumu öldürmesi büyük infiale neden olmuş, tepkiler işgalciyi saldırının “Hamas” tarafından yapıldığını söyleme noktasına kadar savurmuştu. O günden beri başka taktiklerle sivil öldürmeye devam ediyor İsrail güçleri. ABD ve Avrupa ülkeleri de işgalcinin elini tutmak şöyle dursun, kaşlarını dahi kaldırmadıkları için Netenyahu ve savaş kabinesi azgın saldırılarına devam ediyorlar.
İslami Direniş Hareketi HAMAS,
mücadelenin bir tarafı olarak Filistin direnişinin öncülüğünü, sürdürüyor. Kara
harekâtı başladığından beri 150’ye yakın tank ve zırhlı aracı içindekilerle
beraber imha etmeyi başaran direnişin videoları ezber bozuyor. Bir roketle iki
tankın vurulma görüntüsü savaş tarihine şimdiden girdi bile. Gazze gibi yarısı
yıkılmış, durmaksızın takip edilen küçücük bir coğrafyada haftalardır
kesintisiz roket fırlatabilen HAMAS, işgal altındaki topraklarda Siyonistlere
uykuyu haram etmiş durumda. Esirlerine insanî muamelede bulunan, yediklerini
yedirip, temiz ibadet ortamları sunan direnişin ahlaki üstünlüğü, morali ve
sabrı Avrupa’da insanları İslam’ı araştırmaya yönlendiriyor. Savaş esnasında
hidayete ulaşan Avrupalıların haberleri durmaksızın sosyal medyaya düşüyor. İsrail
askerleri korkularından tanklardan kafalarını çıkaramazken, direnişçiler o
dünyanın en güçlü tank markası olan Merkava’ları içerisindeki askerlerle
beraber ateş topuna çeviriyor. Bu bir savaş. Ortada asimetrik bir durum olsa da
savaşın gerektirdiği şekilde silahlı iki taraf savaşıyor, ölüyor ve
öldürülüyorlar. HAMAS sözcüsü Ebu Ubeyde’nin açıklamaları dünya çapında
ciddiyetle izleniyor. Ebu Ubeyde’nin verdiği rakamlar, anlattığı şeyler
dorulardan ibaret. Asla yalan söylemiyor. Ayetlerle başlayıp ayetlerle
konuşmasını bitiriyor. Duruşu, vakarı, konuşması, belagati ve beden dili
şimdiden yeni nesillere örnek oluyor. İzzetli bir Müslüman duruşuyla herkese
örnek oluyor.
Durmaksızın yalan söyleyen,
yalanı bir politika olarak yayan İsrail’de savaş ahlakından zerrece eser yok. Sahada
direnişin karşısına çıkamayan işgalci İsrail güçleri, hınçlarını sivillerden
çıkarmaya devam ediyorlar. Öyle bombalar kullanılıyor ki, bombanın düştüğü
yerde oluşan basın çocukların minik organlarını patlatarak bir kuş gibi düşüm
ölmelerine neden oluyor. Binlerce bebeğin ve çocuğun can verdiği Gazze’de asıl
hedefin çocuklar olması boşuna değil. İsrail de biliyor ki bir yetişkin öldüğü
vakit bir kişi ölüyor. Oysa bir çocuk öldürüldüğünde ondan devam edecek bir soy
da kurtulmuş olduğu için bir çocukla 10 kişi ve hatta kat be kat fazlasıyla öldürülmüş
gibi bir etki meydana geliyor. Bir çocukla beraber, nesilleri ve geleceği de
yok ediliyor. İşte bu tam anlamıyla bir soykırım.
Hastane saldırısından dolayı
tepkilerin hedefinde olan işgalci İsrail, hastaneleri vurmayı erteleyip
hastanelerin etrafında ne varsa oraları vurmaya başladı. Hastane avluları bile
hedefte. Sorsanız hastane vurmuyor oluyor ama bombaların basıncından hastanelerin
cam çerçeve iniyor, bahçede ve etrafta olan siviller hayatını kaybediyor. 10
Kasım 2023 sabahı, gün doğmadan Şifa Hastanesi bahçesine atılan bir bomba bir
anda Telegram kanallarını hareketlendirdi. Bahçeye atılan bomba yerde herhangi
bir kratere neden olmuyor, ateş patlaması da yok ama etrafta ölen, uzuvları
kopan siviller var. Her yer kan revan içinde. Roketin içinden etrafa fırlayan
bıçaklar insanları parçalıyor. Böylesine roketleri hastane bahçesine sığınan
sivillerin, çocukların üzerine atabiliyor İsrail.
Sadece bomba da değil yüksek ses
çıkaran silahlı insansız savaş uçakları hastanelerin üzerinde büyük bir
gürültüyle uçuyor. Hastanedekilere dirlik vermediği için insanlar uykuya
dalamıyor ve sürekli korkutucu bir atmosfer oluşturuyor. Açlık ve susuzlukla
uğraşan birinin başının üstünde uçan bir akbaba benzer hareket ediyor İsrail.
Tıpkı bir akbaba gibi. 2 milyondan fazla Filistinliyi sıkıştırdığı Gazze
şeridinde 20 yıldır ambargo ve ablukayla sindirip, zayıf düşürüp yok etmeyi
düşündüğü insanların direnişine karşı şok olup çığırından çıkan, vahşileşen ve
deliren İsrail, milyarlarca insanın nefretini kazanmış durumda. Kanada’da
markette alışveriş yapan Hıristiyanların ellerindeki telefonla aldıkları ürünün
İsrail malı olup olmadığını kontrol etmeleri ve boykotun bir ucundan tutmalarının
elbette sonucu olacaktır. Yerkürenin hemen her başkentinde, alanlar, caddeler
İsrail’in yaptığı soykırımı, ahlaksız savaşı telin eden milyonlarla dolu.
Savaş devam ediyor. HAMAS’ın
yaptığı Aksâ Tufanı Harekâtı sonrası, Arap liderlerin İsrail’le normalleşme
süreçleri çoktan çöpe atıldı. İki devletli çözüm meselesi işgali destekleyen
liderlerin bile dilinde artık. Batılı liderlerin kokuşmuşluğu, Arap liderlerin
yüzsüzlüğü, sinikliği ve korkaklığı herkes tarafından görülüyor artık. Hamaseti
bir ideolojiye dönüştürmüş olan, yıllardır “Kudüs edebiyatı” yaparak kitleleri
uyutan İran’ın/Hizbullah’ın ve dahi tüm devletlerin gücü ve niyetleri de ayan
beyan ortaya çıkmış durumda. Hamasetle, lafla peynir gemisinin bir daha
yürümeyeceği de bir gerçek. İsrail’in yalnız güçten anladığı da. Günleri
aramızda evirip çevriliyor. Yeni doğan gün nelere gebe hep birlikte göreceğiz.