Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2436.20
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 May 2021

" O köpek Yahudi "

Taksim Camii, 28 Mayıs’ta ibadete açıldı.

Ayasofya Camii’nde hafızlara diplomaları verildi.

İstanbul’u fethin 568. yılı…

Allah düşmanlarının yüzlerinin karardığı günler…

Haydut İsrail, yine Filistin Gazze’de 7-22 Mayıs’ta 254 masumu şehit etti, binlercesini yaraladı, binaları yıktı.

Mabetleri kirletiyor...

Modern çağın Firavunları, Nemrutları bu vahşeti keyifle seyrediyor. Medyası görmüyor, duymuyor.

On bir yıl önce bugün; 31 Mayıs 2010…

Haydut İsrail, Gazzeye insanî yardım götüren gemilerden Mavi Marmara gemisinde saat 04.30’da, İsrail’e 150 kilometre mesafede, uluslararası sularda 10 yardımseveri şehit etti.

Bugün sesiz olanlar, o gün de suskundular.

Bugün, mazlumlara yardım eden Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı’nı haydut devlet İsrail’in Başbakanı’yla benzeştirmeye kalkışanlar, o gün de (FETÖ elebaşı) “ İsrail, bölgenin otorite devletidir. İsrail’den izin alınmalıydı.” diyorlardı.

31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara katliamından üç saat kadar önce Hatay- İskenderun’da askeri birliğe saldırıp altı Mehmetçiği şehit edenler de aynı odaktı.

MOSSAD terörü sır değil.

Mayıs 2010’da kaset kumpaslarıyla siyasetin dizayn edilmeye çalışılması da tesadüf değil.

Türkiye, aynı günlerde anayasa değişimi için TBMM’de karar almıştı.

Son on yılda Türkiye;

Mayıs 2010’da kaset kumpasıyla siyasi hayatı kendine göre oluşturmak isteyen terör ve anarşi odağı fitne ateşini harladılar.

12 Haziran 2011’de genel seçimler sonrası terörün siyasi uzantıları yemin boykotuyla ittifaklarını beyan etmiş oldular. Aralık’ta Uludere’de onlarca vatandaşı katlettiler.

7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı ve Başbakan’ı derdest etmeye yeltendiler.

28 Mayıs’ta Gezi ve 17-25 Aralık…

Ocak 2014’te MİT tırları, Kobani ve 2015’te çukur ve hendek terörü…

İkinci bir İsrail rüyaları gördüler.

Ve 15 Temmuz…

Başaramayacaklar. Bu ülkeye, diz çöktüremeyecekler…”diyen Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nı Netanyahu’ya benzetmek, Netanyahu’yu temize çıkarma çabasıdır. Tam da Siyonistçe bir tutumdur.

Mevlânâ Celâleddin Rumî: “ Tanrı birisinin perdesini yırtmak isterse, gönlüne, temiz kişileri kınama isteği verir.” diyor.( Mesnevi ve Şerhi, Abdülbaki Gölpınarlı, 1.cilt, MEB Basımevi, ikinci baskı, s.212, İstanbul, 1985)

Aynı eserin, 129 ve 205. Sayfalarında zalim Yahudi padişahlarının zulümleri, hakikati nasıl tahrif ettikleri anlatılmakta.

Yahudi padişahının vezirinin, kulaklarını, dudağını kestirip Hristiyan olduğundan dolayı zulme maruz kaldığını söyleyerek tahrifat için Hristiyanların arasına karıştığını anlatıyor.

207. sayfada ise Yahudi padişahının zulmü şöyle anlatılıyor:

Yahudi padişahının bir ateş yaktırması, ateşin yanına bir put diktirmesi, bu puta secde eden ateşten kurtulur demesi…

O köpek Yahudi, bak ne iş etti? Ateşin yanına bir put diktirdi. Kim bu puta secde ederse kurtuldu; secde etmeyen ateşin ortasına geçer oturur dedi…”

(…)

O Çıfıt, bir kadını, çocuğuyla o putun karşısına getirtti; ateş yalım yalım yanmadaydı.

Kadından çocuğu aldı; ateşin içine attı. Kadın korktu, gönlünü imandan ayırdı.

Puta secde etmek istedi; derken çocuk bağırdı ben ölmedim. dedi.”

Ateş, çocuğu yakmaz, Hz. İbrahim’i yakmadığı gibi…

Yahudi padişahı, halkın Allah’ın rahmetini müşahede etmesinden kahrolur.

Şükürler olsun ki şeytanın düzeni ayağına takıldı; şükürler olsun ki şeytan da kendini yüzü kara gördü.” ( age 211)

Yahudi padişahı öğüt verenleri de hapse attırır, zumü zulme ular…

Derken iş mademki buraya geldi; ayağını dire a köpek, kahrımız geldi çattı, diye bir ses geldi.

Ondan sonra ateş kırk arşın yükseldi, yalımlandı, alevlendi, bir halka haline geldi, o çıfıtları yaktı gitti.

Önceden de temelleri ateşti onların; sonunda da temellerine gittiler.” (age. 217)

Müfsitler azaptadır…